banner564

Demokrasi dersi

  Kıbrıs sorununun çözümlenmesi için büyük uğraşlar veriliyor...
  Rumlar; 2004 yılında Annan Planı’na “hayır” dedikleri için cezalandırılmadılar...
  Tam tersi, kazançlı çıkacakları yeni tavizler koparmaya çalışıyorlar...
  AKEL lideri Andros Kiprianu’ya göre, Annan Planı çerçevesinde iade edeceğimiz topraklara dönecek olan Rumların sayısı 84 bindi...
  Şimdi 100 bin olacak...
  Karpaz’dan 4 köy gidecek...
  Sahil şeridinde onların kazançlı çıkacağı şekilde değişimler olacak...
  Ve hepsinden önemlisi mülkiyette ilk söz mal sahibinde olacak...
  Bu sonuncusu aslında hayati bir meseledir...
  Bazı kişilerin demagoji yaparak “Ne yani ben Rum mallarını çalanların avukatlığını mı yapacağım” demesine bakmayın...
  Bunlar çok azınlıkta olanlardır...
  Toplumun ezici bir çoğunluğunun Rum mülkleri üzerinde oturduğunu ve yine büyük bir kısmının bu mülkler için büyük paralar harcadıklarını biliyoruz...
  Borca girerek, Rum arsası üzerinde ev yapan bir insanı düşünün...
  Elinde KKTC’den tapusu vardır...
  Fakat bu tapu bir anlamda geçersiz sayılacak...
  Malın şimdiki sahibi oturduğu eve “burası benimdir” diyemeyecek...
  Mülkiyet Mahkemesi’ne çağrılarak savunma yapacak...
  Mahkeme sonuçlanıncaya kadar kabus görecek...
 
Çalışan kazanır
 
  Ne var ki; Rumlar bu tür kazanımları elde edebilmek için 42 yıldan beri bıkmadan, usanmadan çalışıyorlar...
  Dünyanın desteğini alabilmek için büyük paralar harcadılar...
  Bizler ise, olup, biteni hep uzaktan seyrettik...
  “Korkmayın bir şey yapamazlar” dedik...
  Mülkiyet konusunun neden bu hale geldiğini, bizim de güneyde mal bıraktığımızı, hatta 1963-1974 yılları arasında evlerimizden ve köylerimizden silah zoruyla kovulduğumuzu anlatamadık...
  Anlatmak için çaba da sarfetmedik...
  Türkiye’nin mali yardımlarıyla memur sayısını artırırken, sözde haklı davamızı anlatmak için çeşitli daireler kurduk...
  Çoğu kez bu dairelerde KKTC’nin ve Türkiye’nin değil, Rumların propagandası yapıldı...
  Türkiye’yi suçlayan memurlara ‘tanıtma görevi’ verildi...
  Bunlar gözlerimizle gördüklerimiz, kulaklarımızla duyduğumuz olaylardır...
  Malesef bazı dönemlerde bu tür acı olayların yaşandığını biliyoruz...
  Halen içinde bulunduğumuz kritik durumda, haklılığımızı savunacak bir devlet kurumu yoktur...
  Tersini iddia edenler varsa, buyursun isimlerini ve yapılanları açıklasınlar...

Haydi pikniğe
 
  Güzel bir Pazar gününde daha fazla üzülmeyelim...
  Becerdiğimiz işler de var...
  İlk sırada mangal ve kebap...
  Meteoroloji editörümüz Fehmi Oktay, havanın bugün güneşli olacağını müjdelediği için mangalları kapıp, pikniğe koşabiliriz...
  Şişler, şeftaliler hazırlansın...
  Nasıl olsa kısa ömürlü bir dünyada yaşıyoruz...
  Ha şimdi, ha yarın gideceğimize göre...
  Keyfimize bakalım!!!
YORUM EKLE

banner608

banner473