banner564

Daryal, Murat, Tatar ve husumet

Ekonomi ciddi bunalım işaretleri veriyor. Ancak ekonomik sıkıntıları aşmaya dönük adımları atmak görevi olanların gündeminde, ekonomi arka sıralarda yer alıyor.
Varsa yoksa gaz ve bunun üstünden “hamaset ve husumet” konuşmaları. Üstelik “hamaset ve husumet “ üstünden konuşmak yalnız dışa dönük değildir. Toplum içine dönükte aynı tutum var. 
Bakın iki değişik örnek. Biri Maraş, Evkaf Meselesi ile TMK konusudur. Öteki ise ekonomidir.
Emekli Büyükelçi Sayın Daryal Batıbay, Maraş Konusu ve Evkaf Meselesi ile ilgili Xenides- Arestis davasında, bunların hak taleplerine dönük olarak, “bizim", o alanların Evkafa ait mülkler olduğu savunmamızı, AİHM’in reddettiği gerçeğini, Yeni Düzende yaptığı röportajda dile getirdi.
Ayrıca TMK’nın önemine vurgu yaptı ve “sağcı solcu” demeden bunun daha etkin olması için gereken düşünsel ve diğer bütün noktalara toplum olarak önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Bir diğer değerli insan Hukukçu Murat Hakkı da, Maraş’taki mülk sahiplerinin TMK'ya başvurma imkanlarını ortadan kaldıran yapay engellere. TMK kararlarının uygulanmamasına yönelik olarak ortaya çıkan gelişmelere dönük, görüş ve düşüncelerini cesaretle hukuki temelde ortaya koydu.
Birbirinden farklı alanlarda kendilerini geliştiren bu iki değerli insana dönük olarak, derhal, “hamaset” üzerinden “husumet" geliştirildi. 
Zaten yıllardır böyle yapılarak, Kıbrıs sorununda evrensel platformlarda bir adım yol alamadık. Çünkü içimizde farklılıkların demokratik sentezini sağlayamadık. Bugün, Sayın Daryal Batıbay ve Sayın Murat Hakkı’ya görüşle değil, hakaretle yaklaşıldığı gibi, dün de herkese aynı şekilde davranıldı. Dolayısı ile ekonomide, demokratik kurumsallaşmada, Kıbrıs sorununda etkin düşünce sentezi oluşturamadık.
Bakın, Başbakan Sayın Ersin Tatar, “Kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara çıkartmak” hedefinden söz etti. Bunun üzerinden “hamaset” yaptı. Arkasından, Türkiye’de 11. Kalkınma Planı tartışmaları gündeme girdi. Bu planla, 10. Kalkınma Planında Kişi Başına Düşen Milli Geliri 25 bin dolara çıkartma hedefi, ciddi bir revizyona girdi. Türkiye'nin 11. Kalkınma Planında bu, 12 bin dolar olarak hedeflendi. 
 Başbakan Sayın Tatar, kendi ülkesinin Orta Vadeli Kalkınma Planı varken, sırf Türkiye’nin 10. Kalkınma Planında 25 bin dolar hedefinin yer aldığını bildiği için, yaşanan ciddi krizlere rağmen, hamasetle methiye yaparak güzel görünmek için, bizde de hedefi 25 bin doları diye ilan etti. 
Böylece Türkiye’de siyasi iktidarın risk alarak, 11. Kalkınma Planında bunu, 12 bin dolar olarak revize eden gerçekçiliği karşısında resmen açığa düştü. Türkiye’de bu risk alan gerçekçilik karşısında siz, hem onların hem de kendi toplumunuzun gözünde değer kazanmazsınız. Saygınlık kalmaz. 
Tıpkı, 1974 sonrasında oluşan ortam üzerinden, mülkiyette, ekonomide ve diğer alanlarda Türkiye’nin desteği ile mülk, servet, makam elde edenlerin, onun dünya devleti olduğu için, Kıbrıs’taki mülkiyet sorunu nedeni ile AİHM’de sıkıntı altında kalmak istememesi nedeni de desteklediği TMK konusunu işletmemek ve yok etmek için hamaset üzerinden husumet saçılması gibi...
Sayın Daryal Batıbay, Sayın Metin Hakkı diğer aydınlarımız, “hamaset” üzerinden üzerlerine gelen “husumet “ karşısında doğru bildiğinden şaşmamalıdır. Ama yalnız da kalmamalıdırlar. 
İranlı ünlü düşünür Sadi-i Şirazi’nin (1210-1292) dediği gibi. “Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin. Basit adamı dost edinmek isterseniz methedin.“ Bilimsel eleştiriler ve bunun yol açtığı farklılıklar, bizi emin limanlara götürecek enerjiyi veren en etkili yakıttır. Hamaset, husumet ve boş methiye bizi yalnızca köreltir. 

YORUM EKLE

banner471

banner474