banner564

CTP-Türkiye ilişkilerinin güçlenmesi, UBP’nin kalitesini de artıracak!

CTP Genel Başkanı Erhürman ve Dış İlişkiler Sekreteri Toros’un Ankara ziyareti biraz da değerlendirilmeyi hak ediyor.
Ankara’dan yansıyan haber ve değerlendirmelerden bu ziyaretin CHP Genel Başkanı Özel’in daveti ile gerçekleştiğini öğrendik. Belli ki Erhüman, bu daveti sadece CHP ile görüşmek için değerlendirmek istememiş, fırsatı değerlendirerek AK Parti ile doğrudan ilişki kurmayı da denemiştir. CTP’nin Ankara ile ilişkilerini ciddi şekilde normalleştirmeye çalışmasına tanık oluyoruz. Erhürman’ın Ankara dönüşünde yaptığı açıklamalar da bu konudaki kararlığı göstermesi bakımından önem taşıyor.
Bunları yazınca veya soruna bu açıdan bakınca, bu normalleşmenin sadece CTP’ye yarayacağı veya Erhürman’ın Cumhurbaşkanı seçilme olasılığını artırmak bakımından önemli olduğu sanılabilir. Ama bu normalleşme hepimiz için gereklidir. 
Konu ile ilgili ilk değerlendirmemi, “böyle bir normalleşme bugünkü iktidarın, iktidarını icra etme şeklini bile etkileyecek ve toplum hayatında çok şeyin değişmesine yol açabilecektir” diye sonlandırmıştım… UBP’deki kurultay sürecini düşündüğüm zaman bu görüşüm biraz daha güçlenmektedir. 
UBP’de genel başkanlığı için adaylığını ilan etmiş ve bakanlık görevinden de alınmayı talep etmiş olan Hasan Taçoy, aradan geçen uzun süreye karşın Üstel’den farklı ne yapacağı konusunda herhangi bir şey söyleyebilmiş değildir. Faiz Sucuoğlu, aday olabileceğini ifade etmiş ama daha önceki seçimi kazandığı halde görevi niye bıraktığını izah edememiştir. Aradan geçen bunca süre içinde ise UBP veya hükümetin yönetilmesi ile ilgili en ufak bir eleştiri bile yapmamıştır; adaylık gerekçesi yoktur! Genç sayılan jenerasyondan Olgun Amcaoğlu’nun aday olabileceği konuşuluyor ama benzer şeyleri Amcaoğlu için söylemek de mümkündür. Bu ortamda UBP Genel Başkanlığı seçimini belirleyecek temel parametre Ankara ile kimin daha uyumlu çalışabileceği olacaktır. Bu konuda Ünal Üstel’in eline su dökecek olan da yoktur.
CTP’nin Ankara ile ilişkilerini normalleştirmesi ve ciddi bir iktidar alternatifi haline gelmesi halinde bu parametre, değişmek zorundadır. UBP’nin ve hükümetin başı olmaya aday olan herhangi bir siyasinin ülkenin kalkınması, kamusal hizmetlerin etkinlik kazanması ve sosyal huzurun sağlanması için düşünceler veya projeler geliştirmesi, yanına bu projeleri uygulama konusunda güven veren başka siyasiler veya yardımcılar toplaması gerekecektir. “CTP Ankara ile çalışamaz” kolaycılığı işe yaramaz hale gelecek siyasi rekabet güçlenecektir. Önümüzdeki kurultayı rakipsiz olarak kazansa bile Ünal Üstel de böyle bir ekip oluşturmak ve genel seçime fikir veya projeler üreterek hazırlanmak zorunda olacaktır.
Erhürman’ın Ankara ziyaretinin Üstel’i değilse bile daha başka UBP’lileri rahatsız ettiğini gözlemledik. Bunlar, “Erhürman, AK Parti’yi ziyaret ettiğine ve normalleşmeye çalıştığına göre iki devletli çözümü de savunacak mı?” diye sormaya kalkıştılar. Tek politika aracı, “iki devletli çözümü” savunmak olanlara denecek bir şey yoktur tabii… Onlar, Türkiye’deki değişimden de mutsuz olacaklardır, eminim! Ama bizim çok daha farklı ihtiyaçlarımız da vardır ve siyasal sistem bu ihtiyaçlarımızı da karşılamak zorundadır. Bunun için rekabetin güçlenmesi, siyaset ve çözüm üretme yarışının kalite kazanması gerekmektedir.
Tam da bu nedenlerle, CTP’nin Ankara ile normalleşmesinin toplumsal çıkarlarımıza hizmet edecek çok yararlı bir adım olacağını tekrarlamak isterim. KKTC’deki mevcut iktidarın, bu normalleşmeye “köstek” değil, tam tersine “destek” olmasını beklemekteyim. 

“CTP Ankara ile çalışamaz” kolaycılığı işe yaramaz hale gelirse UBP ister istemez kalitesini artırmak zorunda kalacak! 

YORUM EKLE

banner471

banner474