banner564

Covid-19 pandemi sürecinde kişisel bakım

2019 yılının Aralık ayında ortaya çıkan SARS-CoV-2’nin etkeni olduğu Coronavirüs hastalığı (Covid-19), çok sayıda organı etkilediği gibi deri ve deri eklerimizde de çok sayıda bulguya neden olmaktadır.

Pandemi sürecinde en sık hangi cilt hastalıkları görülmektedir?

Yapılan araştırmalarda Covid-19 pandemi sürecinde dermatit, akne, sedef hastalığı, cilt kuruluğu, saç dökülmesi ve saç kıran gibi hastalıkların görülme sıklığında artış bildirilmektedir.
Coronavirüs saçları nasıl etkiliyor?
Coronavirüs enfeksiyonu geçirenlerde yoğun saç dökülmesi, erkek tipi saç dökülmesi, saç kıran ve saçlarda hızlı grileşme bildirilmiştir. Erkek tipi saç dökülmesinde  Covid-19’un androjen hormonu reseptörlerini aktifleştirerek yaptığı  ileri sürülmektedir. Hastalığı daha şiddetli geçirenlerde bazı saç hastalıklarının daha sık olduğu bildirilmektedir.
Covid-19 geçiren hastalarda saç kıran gelişimi de bildirilmiştir. Dünyada gerçekleştirilen bazı çalışmalarda pandemi sürecinde saç kıran tanısı konulan hastaların sıklığında belirgin artış bildirilmektedir. Buna da yaşanılan yoğun stres ve virüsün saç kökündeki hücrelerle yol açtığı immünolojik savaş neden olmaktadır. 
Coronavirüs tırnakları etkiler mi?
Coronavirüse bağlı tırnak değişiklikleri daha nadiren görülmektedir. Hastalığın şiddeti ile ilişkili olarak parmak ve tırnakta morarma olmaktadır. Enfeksiyonu geçiren kişilerde çizgisel beyazlaşma, tırnağın uç yarı kısmında portakal rengi renklenme, kırmızı yarım ay görünümü gibi bulgular nadiren bildirilmektedir, bunlar genellikle geçici bulgulardır. 
Coronavirüs egzama ve sedef hastalığını arttırdı mı? 
Cilt hastalıklarının en büyük tetikleyicilerinden birisi strestir. Pandeminin neden olduğu sosyal kapanma, hastalığa yakalanma stresi, maddi güçlükler vs. çok sayıda hastalığının tetiklenmesine neden olmaktadır. Sedef hastalığında atakların ortaya çıkmasında stresin çok önemli olduğu ve pandemi sürecinde hastalıkların nüksedebildiği görülmektedir.
Egzema Coronavirüs sürecinde en sık rastlanan deri hastalıklarındandır. Özellikle sıklığı artan dezenfektan, sabun ve kolonya kullanımı egzema için zemin oluşturmaktadır.
Kış aylarında cilt daha fazla kuruyor, bu durumda egzemadan nasıl korunabiliriz? 
Ellerin ve vücudun çok sıcak veya çok soğuk suyla yıkanmaması, ılık suyun kullanılması gerekmektedir. El yıkamadan hemen sonra ve duştan çıkar çıkmaz cilt tam kurumadan yağ bazlı nemlendiriciler sürülmelidir. Soğuk havalarda eldiven takılmalıdır. Deterjanla doğrudan temas edilmemeli, temizlik yaparken içi pamuklu eldivenler tercih edilmelidir. Banyoda sabun veya duş jeli yerine nemlendirici özelliği olan ürünler, duş kremi veya duş yağı tercih edilmelidir. Nemlendiriciler gün içinde sık tekrarlanmalı, el kurudukça sürülmelidir. Vazelin, gliserin, seramid, üre, hyaluronik asit, skualen, E vitamini, kold krem ve alfa hidroksi asit gibi ürünler cildi nemlendirir. Shea yağı, zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, badem yağı, kakao yağı, argan yağı, saf kantaron yağı veya saf aloe vera da cildi nemlendiren ürünler olup kullanılabilir. Sık nemlendirici kullanımına rağmen deri tahriş olduysa, kızarıklık, kuruluk ve çatlama oluştuysa mutlaka dermatoloğa başvurulmalıdır.
Pandemide seboreik dermatit daha fazla mı görülüyor? Ne gibi önlemler alınmalıdır? 
Seboreik dermatit veya yağlı egzema dediğimiz hastalık özellikle burun kenarları, kaşlar, bıyık ve sakal bölgesinde ortaya çıkan, stresten, yorgunluktan ve mevsim geçişlerinden çok etkilenen bir deri hastalığıdır. Maskenin etkisiyle kapalı kalan, zaten yağlı olan bu alanda nemlenmenin ve sıcaklığın artması ile özellikle burun kenarı, sakal ve bıyık bölgesindeki seboreik dermatit lezyonları şiddetlenmektedir.
Pandemide akne (sivilce) arttı mı? Ne gibi tedavi uygulanmalı?
Akne (sivilce) de strese bağlı artabilen bir cilt hastalığı olup pandemi sürecinde daha fazla karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte maskeye bağlı maskne olarak isimlendirilen mekanik bir sivilce türü de hayatımıza girmiş oldu. Özellikle maskenin sürtünmesinin etkisi ile maske altında kalan cildimizdeki yağ ve kıl üniteleri tıkanır, bu bölgenin saatlerce havasız ve nemli kalması da cildimizde var olan bakterilerin sayısını arttırarak akne lezyonlarına neden olur.

Maske için çözüm önerileri nelerdir?
Taktığımız maskeler oldukça önemlidir, kumaş maske takılacaksa cilde tam oturan nefes alabilen sentetik olmayan kaliteli ürünler tercih edilmeli, sık sık ve günlük yıkanmalıdır. Akne hastaları için üretilen yüz temizleyicileri günde iki kez kullanılarak gözeneklerin açılması sağlanmalı, yüzdeki yağ ve kir tabakası uzaklaştırılmalıdır. Deriyi tahriş edecek soyucu tedavilerden kaçınılmalıdır. Akneli ciltler için üretilmiş su bazlı nemlendiricilerle günlük cilt nemlendirilmeli, maske takılmadan bir süre önce sürülmeli, sürdükten hemen sonra maske takılmamalıdır. Akne tedavisinde kullanılan tedaviler tüm yüze değil sadece lezyona sürülerek tüm derinin kuruması önlenebilir. Özellikle maske altında kalan alanda mümkünse makyaj yapılmamalıdır. Fondoten kullanan kişiler için yağlı ciltlere uygun su bazlı ürünler tercih edilmelidir.
Maske takanlarda halk arasında gül hastalığı olarak bilinen rozasea şikayetleri görülüyor mu? 
Rozase hastalığı da stresten ve dış faktörlerden etkilenen bir hastalıktır. Sıcakta artmış olan damarlar genişlemekte ve daha fazla kızarıklık ve yanmaya neden olmaktadır. Maske altında cildin ısısının artması ve nemli ortamın etkisiyle hem damarlar genişleyerek, hem de parazitler ve bakteriler artarak lezyonların artmasına neden olabilmektedir.
Maskenin yaratacağı olumsuzluklara karşı önlemler nelerdir?
Günlük basit önerilerle çok sayıda cilt lezyonlarının önüne geçilebilir.
•    Yüz günde 2 kez nemlendirici etkisi de olan temizleyicilerle yıkanmalı.
•    Hafif nemlendirici kremler (seramid ve hyaluronik asit vb. içeren) sabah ve akşam yüze ve dudaklara sürülmeli, bu şekilde cildin kuruması önlenmelidir.
•    Sentetik, naylon, polyester maskelerden kaçınılmalı.
•    Eğer tek kullanımlık maske tercih edilecekse 4 saatte bir değiştirilmeli. Ancak gün içinde sık terlenirse veya maske ıslanırsa mutlaka değiştirilmelidir.
•    Kumaş maskeler her gün yıkanmalıdır.
•    4 saatte bir, mümkünse açık havaya çıkılarak en az 15 dk. maske çıkartılmalı.
•    Çok terleyenlerde ve sıcak ortamda çalışanlarda maskenin içine pamuklu kağıt havlular katlanıp konulabilir, bu durumda kağıt havlu sık değiştirilerek maskenin ömrü uzatılabilir.
•    Yağlı makyaj ciltteki gözenekleri tıkamaktadır. Bundan dolayı makyaj yapımı azaltılmalıdır.
•    Güneşten koruyucu (mineral ve çinko içeren) sürülmeli.
Sık dezenfektan ve kolonya kullanımından dolayı ellerde hangi sorunlar oluşur?
Coronavirüs’ten korunmak için sık ve uzun süreli el yıkanması ve el yıkanamayan durumlarda kolonya veya alkol bazlı dezenfektan kullanımı önerilmektedir. Sık kullanılan dezenfektan ve temizleyiciler deriyi tahriş ederek koruyucu dış tabakasına zarar vermektedir. Bu durumun süreğen bir hal almasıyla da deri alerjenlere daha duyarlı olmakta ve daha çok tahriş olarak kızarıklık, deride çatlaklar, döküntüler, ağrı ve kaşıntı ortaya çıkmaktadır. Gereksiz yere kullanılan lateks içeren eldivenler de bu tahrişi arttırmaktadır. Yine kış aylarında soğuk havalar da deriyi daha fazla tahriş ederek egzema oluşumunu kolaylaştırmaktadır.
Egzema oluşumunu nasıl önleyebiliriz? 
Temizlik için sıvı sabun yerine gliserin veya zeytinyağı gibi nemlendirici etkisi olan katı, katkısız sabunlar kullanılabilir. Mümkün oldukça bol alerjen içeren sıvı sabunlardan uzak durmalı, zorda kalmadıkça dezenfektan kullanmamalı sabunla temizliği tercih etmelidir. Eller sık sık nemlendirilmelidir. Günlük temizlik yapılırken içi pamuklu olan egzema eldivenleri kullanılmalı, ancak dış ortamlarda gereksiz yere lateks eldiven takılmamalıdır. Yüzük, bilezik gibi aksesuarlar mümkün oldukça takılmamalıdır, takıların altında biriken sabun ve dezenfektanlar deride hassasiyet ve duyarlanmaya neden olabilir.

YORUM EKLE

banner608

banner474