Avrupa Parlamentosu Sosyalistler-Demokratlar Grubu Başkanı Gianni Pittella, adanın her iki kesiminde temaslar yaptı...
Özellikle güneydeki temasları sırasında, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda önemli mesajlar verdi...
Kıbrıs sorununun aylar içinde çözülebileceğinden söz ederken, artık duvarlara gerek olmadığını söyledi...
Belli ki, Rum propagandası Pittella’yı da büyüledi...
Bir defa o duvarların yıkılmasını bizler de istiyoruz...
Zamanı geldiğinde yıkmaya hazırız...
Fakat o zaman, ne zaman diye sorarsa, buna sağlıklı bir cevap veremeyiz...
Çünkü; güneydeki ortam henüz o duvarların yıkılmasına izin vermiyor...
Önce beyinlerdeki duvarları yıkmamız gerekiyor...
Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğunun beyninde duvar yoktur...
Ama Rumlarda vardır...
Bunu bizler söylemiyoruz...
Rum yetkililerin açıklamalarından öğreniyoruz...
Rum Ombudsman’ı Elize Savvidu; yayınladığı son raporlarda güneydeki ırkçılığı çok güzel izah etti...
Özellikle Kıbrıslı Türklere yönelik ‘kin suçlarının’ işlendiğini korkusuzca itiraf etti...
Ayrıca hepimizin gözlemleri var...
Geçtiğimiz Kasım ayında Kıbrıslı Türklerin araçlarına sopalarla, taşlarla saldırdılar...
Daha öncesinde İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın konferans vereceği salonu bastılar...
Talat’ın korumasının kafasını yaraladılar...
Ondan öncesinde Kıbrıslı Türk müzisyen Sertunç Akdoğu’yu bıçaklayıp yol ortasında bırakıp kaçtılar...
İngiliz okulunda eğitim gören Kıbrıslı Türk öğrencileri de sopalarla darp ettiler...
Ve bugüne kadar yargılanıp, cezaevine gönderilen bir kişi dahi olmadı...
Terör örgütü görevde
Peki bu saldırıları kimler yapıyor, kimler planlıyor?..
Kıbrıs’ın büyük acılar çekmesini ve ikiye bölünmesini sağlayan EOKA adlı terör örgütüydü...
Şimdi ise adı ELAM oldu...
Ve AB üyesi bir ülkede bu terör örgütünün siyasallaşmasına izin verildi...
Seçimlere katılma hakkı elde etti...
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, Mayıs ayındaki seçimlerde bu partinin yüzde 3 dolayında oy alması bekleniyor...
Seçmen sayısının yaklaşık 600 bin olduğunu düşünürsek, bunun yüzde 3’ü 18 bin eder...
Kuzey Kıbrıs’ta şu an 18 bin askerin bulunmadığını bilir misiniz?..
Aylar içinde çözüm olması halinde bu askerler de gidecek...
Öyleyse; duvarları yıktıktan sonra 18 bin ELAM kafalı insanın saldırılarına bizler nasıl karşı koyabileceğiz?..
Terör saldırılarıyla sarsılan Brüksel’deki AB yetkililerinin bizlere bu konularda ne söyleyeceklerini merak etmeye gerek yok...
Onlar “AB garantisi sizin için yeterlidir” diyor...
Ve buna inanmamızı, güvenmemizi bekliyorlar...
Nasıl güveneceğiz?..
Şimdiki durumda bile ELAM’ı ortadan kaldıramayan, tam tersi siyasallaşmasına izin verenlerin hangi garantisine güveneceğiz?..
Asker kalmalı
Öyleyse bu konuda herkes gerçekçi bir yaklaşım sergilemeli...
Bizler artık bu adada kalıcı bir çözüm istiyoruz...
Ama Rumlarla eşit ve güvenliğimizin Türkiye tarafından sağlanması şartıyla...
Bizim herhangi bir zamanda, herhangi bir nedenle Kıbrıslı Rumlara saldırma veya cinayet işleme niyetimiz yoktur...
Hiç kimsenin acı çekmesini istemiyoruz...
Ama, Rum tarafında faaliyetlerine devam eden teröristlerin olası bir çözümden sonra bizlere ne yapacaklarını, son 42 yılın intikamını almak için ne tür saldırılarda bulunabileceklerini tahmin edebiliyoruz...
Yanılıyor muyuz?..
Öyleyse bize zaman versinler ve yanıldığımızı göstersinler...
Türk askerinin en az 15-20 yıl daha adada kalmasına karşı çıkmasınlar...
Aradan geçen süre zarfında bizlerle dost olduklarını göstersinler...
Ondan sonra gereğini birlikte yaparız...
Ama bugün için, Türkiye’nin garantisinden başka hiçbir garantiye güvenemeyiz...
Güneyde yapılan son kamuoyu araştırmasının sonuçları ise; Türkiye’nin garantörlüğünü içeren bir anlaşmaya yüzde 86 gibi çok yüksek bir rakamla ‘OHİ’ denileceğini gösteriyor...
Öyleyse duvarlar kolay kolay yıkılmayacak Bay Pittella...
Çok üzgünüz...
Tam anlami ile guzel bir Analiz