Kuzey Kıbrıs’ta yaşanan siyasi gerilim herkesi rahatsız ediyor…
Meclis’teki vekiller de bunun farkında olmalı…
Fakat; bu gerilimi sonlandıracak adımlar da atılmıyor…
Gerilimin sonlanması için seçenekleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Meclis İç Tüzüğü değiştirilerek, Başkanlık Divanı seçimi açık oylama ile yapılır…
Böylece iktidara mensup 29 milletvekilinin oy rengi aydınlanmış olur...
Tümü kabul oyu verirse, hükümetin önerdiği şahıs çoğunluğun desteğiyle Meclis Başkanı seçilmiş olur…
İkinci seçenek; seçim yasasında düzenleme yapılarak erken seçime gidilir…
Birinci seçeneği ‘demokratik olmadığı’ gerekçesiyle reddedenler vardır…
Özellikle de koltuk savaşı verenler…
Onlar; iktidarı düşürmek ve bir an önce seçim olmasını istiyor…
İkinci seçenek olan ‘erken seçim’ konusuna gelince…
Halkın seçimlerden yorulduğunu ve siyasete güven duymaz hale geldiğini unutmayalım…
Adayların akraba ve arkadaşları, ayrıca parti militanları her gün seçim olsa bile sandığa gidebilir…
Ancak; halkın ezici bir çoğunluğunun ‘umut görmüyorsa’ sandığı boykot edeceğini bir kenara yazalım…
Ayrıca mevcut yasayla seçime gitmek, bu ülkeye ve halka bir kez daha kötülük etmek demektir…
Milletvekillerine bakanlık yolu açık tutulduğu sürece, parlamento içi ve dışında ‘siyasi oyuncukların’ devam edeceğini hepimiz biliyoruz…
“Beni Bakan yapmadın ha… Gösteririm sana…” diyerek meclisi kilitleme oyuncukları devam edecek…
Özel yaşamında yöneticilik yapmamış veya başarısını kanıtlamamış insanların, milletvekili seçildi diye bakanlık koltuğuna oturtulması hataların en büyüğüdür…
Bugüne kadar yüzleştiğimiz başarısızlıkların ve her alanda çöküşün ana nedeni budur…
Hala bu gerçekleri görmezden gelerek seçim yarışına girmek halka ve ülkeye kötülük etmek demektir…
Gerekirse Anayasayı değiştirerek, milletvekili sayısını 50’den 30’a düşürüp, bakanların parlamento dışından atanmasının önünü açacak bir düzenleme yapılmalıdır…
Halkın ezici bir çoğunluğunun ‘olumlu değişimlere’ güçlü destek vereceğini hepimiz biliyoruz…
Meclis Başkanlığı seçiminde uzlaşı sağlanamıyorsa…
Ve iktidara mensup milletvekili oldukları halde 5 tane vekil hem parlamentoyu, hem de ülkeyi kilitleyebiliyorsa bunun adı ‘demokrasi’ olamaz…
Kıbrıs’ta Rumlara karşı ‘siyasi eşitlik’ veya ‘eşit egemenlik’ talep ederken, bizim tarafın siyasetini en geri kalmış ülkelerden daha da kötüye götürmek ciddi bir çelişkidir…
Alay konusudur…
Ayıptır…
Kötü Düzen ve Kötü Siyaset neticesi çökerttigimiz KKTC’yi bugün getirdiğimiz nokta Hiç De Sürpriz değildir ! KKTCyi mevcut düzenle YÖNETEMEDİK YÖNETEMİYORUZ ve de YÖNETEMEYECEĞİMİZ bir Gerçektir ! Rum Mülkleri Üzerinde Yağma düzeni ile kurduğumuz KKTC ile bu günden sonra kronikleşmiş KKTCnin geleceği için ne mi yapabileceğiz ? Falcı Elmaziye Hanımı Arayıp Bulup da Sormamız gerekmiyor mu yani ??