banner564

Cesarete davet

  Türk-Yunan ilişkilerinin bir anda gerilim noktasına gelmesi bir tesadüf sonucu mudur?..
  Yoksa uzun yılların birikimlerinden kaynaklanan bir tırmanış mı?..
  Veya ikisi dışındaki senaryolar...
  Neyse şimdiki ortamda bunun derinliklerine inmek doğru değildir...
  Bugün ana konumuz Rumların son günlerde müzakerelerle ilgili görüşleridir...
  Kapsamlı çözüm planına 2004’te hayır diyenlerin oranı yüzde 75 iken, bugün müzakerelerin yeniden başlamasını destekleyenlerin yüzde 67’ye ulaşması önemli bir gelişmedir...
  Peki neden ‘müzakere’ diyorlar?..
  Bunun ana nedeni elbette son günlerdeki gerilimlerdir...
  Hatta bazı medya kuruluşlarının olası Türk-Yunan savaşını gündeme getirmeleri ve kötü senaryolardan söz etmeleridir...
  Savaşın acılarını yaşamış insanlar, bunun tekrarını istemezler...
  Kıbrıslı Rumları ‘müzakereleri destekleme’ noktasına getiren tek neden ‘savaş senaryoları’ veya ‘Maraş’ın açılması’ olasılığı olabilir...
  Bunun dışında ekonomik nedenlerle müzakerelere veya çözüme destek verme eğiliminin artacağı yönündeki beklentiler hayalden ibarettir...
 Bundan 6 yıl önce bankaları iflas ettiği ve mevduatların yarısı tıraşlandığı halde bile çözüme bu kadar destek verilmediğini herkes biliyor...
  Öyleyse şimdiki durumda farklı etkilerin olduğunu kabul etmeliyiz...
  Üzücü olan şu ki; Kıbrıslı Türklere en yakın parti olan AKEL’in lideri Andros Kiprianu’nun her fırsatta çözüme destek verirken, gerekçe olarak “Taksim’in kalıcılaştırılmasından” söz etmesidir...
  Rum eski Dışişleri bakanları; Kasulidis ve Markulli de öyle...
  Çözümsüzlük durumunda Kıbrıs’ın yarısının kaybedileceğinden söz ediyorlar...
  Fakat; içlerinden bir tanesi olsun “Biz çözüm istiyoruz çünkü Kıbrıslı Türklerle birlikte bu adada huzur ve mutluluk içinde yaşayabileceğimize inanıyoruz ve eşit vatandaşlar olarak karşılıklı saygıya dayalı bir ortamda bulunmak istiyoruz” diyemiyor...
  İçlerinden bir tanesi olsun “Kıbrıslı Türklerle bir daha savaşmak istemiyoruz. Hiçbir terör örgütüne de bu konuda izin vermeyeceğiz” diyemiyor...
  Halbuki; Kıbrıslı Türklerin en büyük korkusu; oturduğu evi kaybetmekten daha çok terör örgütleridir...
  EOKA-B’nin yerini alan ELAM’dır...
  Askeri kamplarda eğitilen bu terör örgütü mensuplarına yasaklama getirileceğini söyleyecek bir Rum siyasetçinin çıkmaması dikkat çekicidir...
  Sözde Kıbrıs’ı birleştirmek isteyen AB, BM ve ABD’nin de bu konudaki sessizliği ve tepkisizliği çok daha fazla dikkat çekici, hatta ürkütücüdür...
  Birileri ‘Doğu Akdeniz’i gerekçe göstererek, Kıbrıslı Türkleri yeniden 1974 öncesindeki karanlık günlere götürüleceğini hesap ediyorsa yanılıyordur...
  Bunca yıllık ayrılıktan sonra her iki toplumun da huzurlu ve mutlu günlere kavuşmasını sağlayacak bir ortama ihtiyaç vardır...
  Bunu sağlamak için de cesaretli adımlara ihtiyaç vardır...
  Korkmadan konuşacak ve teröre yasaklama getireceksiniz...
  Yaparsanız sonucu iyi olur...
  Yapmazsanız, milyarları akıtsanız bile başarısızlığa mahkum olursunuz...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 5 yıl Önce

deveye diken palikarya ve yalakalarina .............n

banner608

banner473