banner564

Çelişkiler içinde sürünmek

  İngiltere’ye giden yakınlarımız, 5 yıl daimi ikamet sonrasında İngiliz vatandaşlığına başvurabiliyor mu?..
  Evet...
  Suç işlemeyen, sicili temiz olanların hemen hepsi vatandaşlığa alınıyor mu?..
  Evet...
  İngiltere bundan vazgeçerse tepki gösterir miyiz?..
  Evet...
  Peki, KKTC’ye gelen ve burada doğan çocukların 18 yaşında ülkeyi terk etmeleri yerine, vatandaşlığa alınmaları gerekmiyor mu?..
  Burada 15 yıl süreyle çalışan ve suç işlemeyen insanların vatandaşlık hakkı olmalı mıdır?..
  Bu iki soruya bir kısım insanımız keskin bir dille “hayır” diyor...
  Peki neden?..
  İngiliz’den vatandaşlık istiyoruz da, başkalarına KKTC vatandaşlığını neden çok görüyoruz?..
  Şimdi gündemimizde Ajda Pekkan var...
  Bir kesim, Süperstar’a vatandaşlık verilmesine karşı çıkıyor?..
  Neden?..
  Nedenini de izah edemiyorlar?..
  Güney Kıbrıs’a 5 milyon Euro götürenler anında AB vatandaşı olabiliyor...
  Ancak KKTC’den mülk alan ve daha çok yatırım yapmak isteyen dünyaca ünlü ve saygın bir sanatçının ‘Tanınmamış KKTC’nin vatandaşı olmasına’ bir kesim “hayır” diyebiliyor...
  Anlaşılır gibi değil...

Güneye geçince çok güzel oluyor
  
  Güneye geçtiğimizde büyük alışveriş merkezlerinde vakit geçirmeyi ve alışveriş yapmayı çok seviyoruz...
  Alışveriş merkezlerini yapanlar genellikle yabancı yatırımcılar...
  Bunu sorgulama ihtiyacı hissetmeden, alışveriş merkezlerinden övgüyle söz ediyoruz...
  Larnaka, Limasol ve Baf’ta yat limanlarına bayılıyoruz...
  Buralarda balık yemek, zivaniya içmek hoşumuza gidiyor...
  “Bak yahu adamlar ne güzel yerler yapmış” demekten kendimizi almıyoruz...
  Mutluluk fotoğraflarını Facebook’ta paylaşıyoruz...
  Like yapanlar arttıkça da seviniyoruz...
  Peki bu yat limanlarını, turistik tesisleri yabancılar yapmıyor mu?..
  Ama kuzeyde biri çıkıp da yat limanı yapmak için devlete başvurduğu zaman, anasını ağlatmak için sıraya giriyoruz...
  Vay haydut vay!!! 
  Şimdi de sahillerimizi ele geçiriyorsunuz!..
  Hemen tüm dairelerde önlerine taş koyuyoruz...
  Sosyal medyada saldırı başlatıyoruz...
  Vay Allahım vay...
  Biz ne istiyoruz?..
  Birileri gelip yatırım yapıyor...
  Güneyden daha kaliteli, daha güzel oteller inşa ediyor...
  Koro halinde tepkimiz hazır:
  “Ama bu otellerin bize faydası yok ki...”

İnsan bir sormaz mı?
 
  Nereden biliyorsun be kardeşim?..
  Kıb-Et’e, Kırmızıgil’e, Hacıali’ye ve diğerlerine ayda ne kadar et ve tavuk sattıklarını soruyor musun?..
  Ne münasebet...
  Sebze-meyve toptancılarına?..
  Hırdavatçılara, oto galerine, mobilyacılara, deterjancılara, balıkçılara, fırıncılara, yoğurtçulara soruyor musun?..
  Ne münasebet...
  Öyleyse sormadan, öğrenmeden, temelsiz bir şekilde niye saldırıyorsun güzel kardeşim...
  Bu yatırımlar sayesinde üreticiler, ithalatçılar, hayvancılar, etçiler, sütçüler, çiftçiler ayakta kalabiliyor...
  Hatta sigorta emeklilerin maaşlarının yüzde 55’i, çalışma izinlilerden toplanan primlerle ödeniyor...
  Bunları öğrenmek ve ona göre konuşmak doğru olan değil midir?..
  Bak güzel kardeşim...
  Güney Kıbrıs son 4 yılda ‘vatandaşlık dağıtımından’ 4 milyar Euro kazandı...
  Son 3 yılda yabancı yatırımların miktarı da 3 milyar Euro’ya ulaştı...
  Toplamı 7 milyar Euro...
  Buna karşın güneyde her 3 kişiden bir tanesinin işsiz olduğunu biliyor musun?..
  Bu yatırımlar ve vatandaşlıktan akan paralar olmasaydı nefes almaları dahi zorlaşacaktı...
  Ambargo altında olan, pasaportu hiçbir yerde tanınmayan, ekonomik kararları ikide bir değişen, yönetiminde istikrarsızlık bulunan Kuzey Kıbrıs’a gelen yatırımcıların gözünü oymak yerine, onları teşvik etmek gerekmez mi?..
  Bakın dün Meclis’te, turizm yatırımları için yıllar öncesinden verilen bazı arazilerin hala boş olduğu ve yatırımların yapılmadığı konuşuldu...
  Bu tür durumlara hep birlikte karşı çıkalım...
  Bunları yatırım yapmak isteyenlere verelim...
  Fakat yıllarca atıl kalan tesisleri kiraladığımız ve milyonlarca liralarına el koyduğumuz yatırımcılara daha fazla zorluk çıkarmayalım...
  Onları devlet kapılarında süründürmeyelim...
  Teşvik yerine paralarına el koyup, ondan sonra ‘siyasi çıkar’ şartlarına bağlamayalım...
  Ve unutmayalım...
  Bugünlerin, yarınları da var...
  Ajda Pekkan’ın en güzel şarkılarından biri ile veda edelim...
  Evet; bugünlerin yarınları da var...
  Süperstar’a nazar değmesin...
  Kıbrıslı olmaktan da vazgeçmesin...
  Onu seviyoruz...
YORUM EKLE

banner608

banner474