banner564

Bütçe...

Bütçe Mecliste görüşülüyor. Bu Bütçenin de kendi içinde gelir ve gider dengesine baktığımızda oransal olarak klasikleşmiş bir yapı ortaya çıkıyor. Bütçenin hemen hemen %85'den fazlası maaş ve maaş nitelikli giderlerden oluşuyor.
Gerçeğe baktığımızda fiilen kamuda çalışanlara ödenen maaşlar, Bütçenin Giderleri içinde %35’i kadardır. Bu oranı, gerçekte halk ağzı ile ifade edersek “imanı var”.
Ancak özellikle Transfer kalemi içinde yer alan emekli maaşları, mücahit emeklileri, yoksul ve özürlülere ve diğer kesimlere yapılan maaş ödemeleri.
Ayrıca büyük ölçüde maaş ödemelerinde değerlendirilen Belediyelere yapılan devlet desteği ile olaya  baktığımızda, maaş ve maaş nitelikli ödemelerin toplamı, %85'e yaklaşmaktadır.
Geri kalan önemli diğer gider de değişik cari harcamalardır.
Bütçenin gelirler kalemi içinde ise Yerel Bütçe Gelirlerinin %80'ini ise Dolaylı Vergiler oluşturmaktadır. Kısacası Yerel Gelirlerin çok önemli bir kısmı, insana ve piyasaya pahalılık olarak yansıyan dolaylı gelirler oluşturmaktadır. Kısacası maaş ve maaş nitelikli ödemelerin ana dayanağı, insandan ve piyasadan devletin dolaylı vergilerle çektiği toplumsal kaynak olmaktadır.
Bütçenin Yerel Gelirlere ilave olan TC Desteği ile oluşan Genel Gelirler toplamının %21'i de Türkiye'den gelen mali destek oluşturmaktadır. 
Bütçe yılı içinde iyi performans olarak değerlendirilecek olan ise ana hatları ile şu olmaktadır. 
Yerel gelirlerden elde edilen maksimum gelir ile giderlerin yerel kaynaklardan ne nispette karşılandığı olmaktadır.
Yani, yerel gelirlerle Bütçenin maaş ve maaş nitelikli ağır “demirbaşlarını” ve diğer cari giderlerinin ne  kadarını yerel gelirlerle  karşıladık?
Bir diğer ifade ile Genel  Bütçe gelirlerinin %21’ini oluşturan Türkiye Yardımlarını cari giderlerde ne kadar az  kullandık?
Çünkü, Bütçeden, yerel gelirlerden devenin kulağının dörtte biri kadarını  yatırımlara ayırabiliyoruz.
Yerel... 
Devlet Bütçesinin bu  hazin hali, ayni zamanda Yerel Yönetimlerin de Bütçelerine yansıyor. Onlarda vatandaşlardan topladıkları vergi ve hizmet gelirlerinin üzerine, devletten aldıkları katkı payını ilave edip maaş ödemesi yapabiliyorlar.
Esasında tüm yerel yönetimlere yapılan en büyük desteklerden biri de 2007 itibari ile Belediyeden emekli olanların, emekli maaşı ödenmesini yerel yönetimden alıp, bunları devletin yüklenmesidir. Ayrıca 1 Ocak 2008 tarihinden sonra işe giren herkes gibi Belediye çalışanları da Sosyal Güvenlik yasası kapsamındadır.
Yani, Yerel Yönetimler artık, emekli personel  ödemesi yapmıyor. Eğer Bütçelerinde buda olmuş olsaydı, günümüzde kendi çalışanlarının sosyal sigortalarını, ihtiyat sandığını ödeyemeyen belediyelerin ki bazısı çalışanlarının maaşını dahi ödeyemiyor, hali ne olurdu?.
Bu yüzden yerel yönetimlerde devlet gibi tüm yatırımları TC Yardım ve desteği ile yapabilmektedir.
Kısacası devlet ve yerel yönetimler bir yıllık bütçe uygulamasında yatırım kalemini ancak TC Desteği ile karşılayabilir.
İşte Bütçe performansını ele aldığımızda, değerlendirmemiz gereken  nokta burası olmalıdır. Bütçeye yatırım için kendi gelirimizden ne kadar koyduk ve ne kadarını yerel gelirlerden oluşturduk ? 
Geçmiş dönemlerde bazı büyük yatırımlarda bu kısmen  gerçekleşti. Yerel Yönetimlerimizin bazıları da kendi kaynaklarından bazı yatırımları yapmakta veya TC'den gelen katkının yanına az dahi olsa kendi kaynaklarını ilave edebilmektedir.
İşte tartışılması gereken nokta burasıdır. Ne yapacağız da gelirleri artıracağız? Ne yapacağız da cari giderlerin artış hızını azalacağız?
Ancak bunların oluşması için iki ana noktayı tartışmamız gerekiyor. Bunlardan biri içine girdiğimiz Orta Gelir Tuzağından çıkıp, Kişi Başına Düşen Milli Geliri 20-25 bin dolara nasıl çıkartacağız? 
İkinci nokta ise bu  büyümeyi sosyal adalet temelinde ve demokratik hukuk devleti ilkeleri zemininde siyaset, kamu alanlarında toplumsal sinerjiye döndürmek bütünlüğünü nasıl buna ilave edeceğiz?
Bunu tartışmazsak, son dönemler itibari ile artık klasikleşmeye meyleden yerel gelirlerle yatırım yapamayan, ama tüm gelirini de cari harcamalarda tüketen  toplum olmaktan çıkamayacağız.
Üstelik içine saplandığımız bu Orta Gelir Tuzağından, Düşük Gelirli Toplum çukuruna doğru yuvarlanacağız.

YORUM EKLE

banner608

banner474