İngiltere (UK) eski Başbakanı David Cameron’un Avrupa Birliği ile müzakere gücünü artırma girişiminde halkı birlik de kalma veya çıkma adına referanduma götürmesi ve 24 Haziran 2016 tarihinde % 52 ile birlikten ayrılma neticesi sonucunda İngiltere’de politik risk başlamıştı. Akabinde, çıkan karar başbakanın istifası ile sonuçlanmıştı. Brexit kararına müteakip olarak bir gecede sterlin % 10 civarlarında büyük para birimleri karşısında değer kaybı yaşamıştı. Hala, Muhafazakar parti hükümetinin mevcut başbakanı Sn. Theresa May, 2,5 yıldır Avrupa Birliği ile çetin bir şekilde brexit müzakereleri yürütürüken siyasi belirsizlik hayli artmış ve 16.01.2019 tarihinde AB ile anlaştığı Brexit anlaşması parlementoda 202’ye karşı 432 oyla reddedilmesine müteakip siyaset arenası ve finansal piyasalarda olumsuz atmosfer ve belirsizlikler hüküm sürmeye devam etmiştir. Anlaşma olmadan 29 Mart tarihinde birlikten ayrılmak hiç kuşkusuz ki İngiltere ve sterlin için farklı risk faktörlerini tetikleyecek.
2016 yılı başında bir sterlin 1.40 Euro ederken parite günümüzde 1.14 Euroya kadar geriledi. USD ve EURO gibi büyük para birimleri karşısında sterlin % 15 civarlarında brexit süreci içerisinde değer kaybı yaşadı. Şu anda 7 TL civarında olan sterlin, brexit kaybı yaşanmasaydı serbest piyasada muhtemelen 8,5 TL civarlarından işlem görecekti. Dolayısı ile Türk Lirasının değer kaybıyla sterlin değerlense dahi diğer para birimlerine karşı daha az getiri sağlamış, ayrıca euro ve usd bazında yapılan giderler karşısında yatırımcısını % 15 civarlarında zarara uğratmıştır.
Kur, enflasyon ve faiz üçgeninde bozulma tehlikesi:
Kur şokları enflasyonu ve hayat pahalılığını artırıyor. Türk Lirasındaki kur şokları sonrasında olduğu gibi Sterlinin yaşadığı değer kaybı, enflasyona olumsuz tesir etti. Zira, ürünler ve hizmetlerdeki fiyatlar tahminlerin ötesinde artış kaydetti. Böylelikle İngiliz Halkı fakirleşmeye başlarken, Sterlin yatırımcısı ise kayıplardan müzdarip oldu. Değer kayıplarının devam etmesi enflasyonu körükleyip, faizlerin yükselmesi ve sonrasında ekonominin küçülmesi ve işsizliğin artmasına sebep verebilir. Kur, Enflasyon ve Faiz üçgenindeki tehlikeyi ve ekonomiye yarattığı tahribatı 2018 finansal yılında canlı örnek olarak Türkiye ve KKTC’de kendimiz zaten gözlemlemiştik.
Anlaşmasız Brexit sonrası ekonomide maruz kalınacak riskler:
Avrupa Birliği İngiltere’nin en büyük, en zengin ve yakın ticari partneri statüsünde yer alıyor. Anlaşmasız Brexit, İngiltere’nin 27 ülkelik büyük ve tek pazarını eskisi gibi kullanamaması ve/veya vergilerle erişiminin kısıtlanması sonucu ticaret ilişkilerinin bozulması ve ülkeye yapılan yabancı yatırımların azalması sonucunu doğurabilir. Keza, Bankaların tek pazarda kalma amacı ile tedirginliklerini sürekli resmi şekilde beyan etmeleri, İngiltere’nin Avrupa’nın finans merkezi konumunu kaybetmesi ile sonuçlanırsa yabancı yatırımcı ilişkileri, ülkeye giren sıcak yabancı para ve doğrudan dış yatırımlar zedelenecektir. Bu tip finansal bozulmaların ilk etkisi kurların değer kaybı ile görülmeye başlar. Şu anda ithalat ve ihracat rakamları dengeli bir şekilde artarken, anlaşmasız brexit’in ticaret dengesinin bozulmasına sebebiyet vermesi son derece olağandır. Buda haliyle ekonomik daralma ve işsizliğin artması gibi önemli ekonomik göstergelerin bozulması anlamına gelir.