banner564

Bozmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar

  Cenevre toplantılarına sayılı günler kaldı...
  Rum ve Yunan liderliği; bu toplantıların başarısız geçmesi için büyük bir çaba harcıyor...
  Nasıl mı?..
  Önce Anastasiadis’ten başlayalım...
  İki lider ‘gizlilik’ kararı aldığı halde Anastasiadis, uzlaşılan veya uzlaşılmış gibi gördüğü her şeyi Rum basınına açıklıyor...
  İki bölgeliliğin bozulmasına karşı çıktığımızı bildiği halde, isteyen herkesin, istediği yerden istediği kadar mülk alabileceğini, orada yaşayabileceğini ve iş kurabileceğini söylüyor...
  Küçük bir köyde 75 Kıbrıslı Türk’ün yaşadığını düşünelim...
  Bir anda 225 de Rum buraya giderse ‘İki bölgelilik’ kalır mı?..
  Kesinlikle kalmaz...
  Bir olay çıktığı zaman ‘sınırlı sayıdaki’ Türk polisi bu kadar insanla baş edebilir mi?..
  Edemez...
  İşte Anastasiadis de bu gerçekleri bildiği için, Kıbrıslı Türklere ‘Öcü korkusu’ vermeye devam ediyor...
  Bir başka önemli taktiğine geçelim...
  Beşli konferans kararının alınması sonrasında hem kendisi, hem de Dışişleri Bakanı ve Hükümet Sözcüsü “Kıbrıs Cumhuriyeti orada olacak” demeye başladı...
  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Anastasiadis değil mi?..
  Müzakerelere ‘Toplum Lideri’ olarak katılmıyor mu?..
  Öyleyse; iki lider ve 3 garantör eder 5...
  Anastasiadis şimdi bunu farklı yorumlamaya başladı...
  “Ben oraya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak gideceğim” diyor...
  Peki Akıncı?..
  Onu da ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ kabul edelim!!!
  Öyle mi?..
  Peki bunları neden ortaya atıyor?..
  Masayı bozmak için değilse, niyeti nedir?..

Sen ne istiyorsun?..
 
  Bunca zaman “Bizim derdimiz Türk askerinin adadan çıkması ve göçmenlerin evlerine dönmesidir” diyorlardı...
  Annan Planı kabul edilseydi, Türk askeri 13 yıl önce adayı terk etmiş olacaktı...
  Fakat bunu kabul etmediler...
  Neden?..
  Sembolik anlamda sade 600 asker kalacağı için...
  “Bir asker bile kalsa Türkiye buradan çıkmış sayılmaz” diyorlar...
  Tam bir hokkabazlık...
  Hilekarlık...
  Oyun bozuculuk...
  Çıkarcılık...
  Bencillik...
  Bir askerin dahi kalmasını istemeyip, 40 bin askere razı oldular...
  Kafalar bu son 5 günde değişmezse bundan sonra da razı olmaya devam edecekler...
  Bir diğer istekleri olan, yani göçmenlerin geri dönmesi meselesine geçelim...
  Annan Planı kabul edilseydi 65 binden fazla Rum evlerine dönebilecekti...
  Geri kalanlara ya güneydeki Türk mülklerinden verilecek, ya da kuzeydeki mülklerinin parası ödenecekti...
  Böylece mağduriyetler ortadan kalkacaktı...
  Ama bunu da reddettiler...

Çipras’ın çırpınışı
 
  Yunanistan’ın genç Başbakanı Aleksis Çipras da Rum liderliğiye birlikte ‘oyunu bozmak’ için müthiş bir çaba harcıyor...
  İki liderin Cenevre’de buluşacağı gün ortaya bir bomba fırlatıyor:
  “Garantiler tamamen kaldırılmazsa müzakere yapmayız...”
  Yani peşinen garantilerin kaldırıldığını kabul edin, Cenevre’ye sadece imza için gidelim...
  O zaman bunun adı müzakere olmaz...
  Bunun adı “Ben emrederim, olur, biter” değil mi?..
  Halbuki karşında senden daha büyük bir lider var...
  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir yandan Suriye’nin garantörü olurken, diğer yandan kendi soydaşlarının garantörlüğünü terk edecek bir lider mi?..
  Buna kargalar bile güler...
  Çipras; Cenevre’de Erdoğan ile müzakere etmek yerine, ön şartla bu oyunu bozmaya ve Türk tarafını suçlayıcı bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor...
  Ne var ki; bu tür oyunlar artık geçerliliğini yitirmiş durumdadır...
  Kıbrıs’ın bütünleşmesini ve iki bölgeli, iki toplumlu federal bir yapı oluşmasını istiyorsan masaya gelip, müzakere edecek ve bir şeyler alırken, karşılığında bir şeyler de vereceksin...
  Bunun başka türlüsü yoktur...
YORUM EKLE

banner608

banner473