Sayın Schulz...
Avrupa Parlamentosu Başkanı olarak ülkemize hoş geldiniz...
Mart 2016; Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’ın en fazla konuşulduğu, ortaya çıkan sonuçlar açısından tarihe geçecek bir ay oldu...
Mülteci krizi konusunda Türkiye ile ‘kısmen uzlaşının’ sağlandığı; ancak, Kıbrıs Rum tarafının ‘vetosuna’ tüm AB ülkelerinin destek verdiği bir aydı...
Bunu sizler de unutmayacaksınız bizler de...
Ancak; en üzücü, en ürkütücü olay 9 Mart günü, yönetiminizdeki parlamentoda gerçekleşti...
Faşist bir general olan Eleftherios Syadinos, bu kez Avrupa Parlamentosu’nun bir üyesi olarak mikrofon başındaydı...
Konuşması iğrençti...
İnsan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ilkelerinin şampiyonu olmakla övünen Avrupa’nın parlamentosunda, Hrisi Avgi gibi bir terör örgütü mensubunun nasıl yer bulabildiğini geçmişte düşünmemiş olabilirsiniz...
Ancak 9 Mart 2016 sizler için de bir ders olmalıdır...
Faşist örgütün temsilcisi olan Synadinos’un, Türkler için ‘Barbar ve Köpek’ ifadelerini kullanması karşısında onu salondan çıkarmanızı elbette takdirle karşılıyoruz...
Fakat bu yeterli değildir...
Böylesi ırkçı ve faşist zihniyetlere Avrupa parlamentosu kapılarını kapayacak önlemlerin alınması için düşünmek zorundasınız...
Kıbrıs ziyaretiniz nedeniyle yaptığınız açıklamada bizlere ‘AB garantisinin en iyi güvence olduğunu’ söyleyerek, Türk garantisine ihtiyacımız olmadığı mesajını veriyorsunuz...
Sayın Schulz...
Şimdi kendinizi bir Kıbrıslı Türk’ün yerine koyup düşününüz...
Yunanistan’daki faşist, silahlı terör ordusunun bir şubesi Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteriyor...
Kıbrıs’ı, Yunanistan’a bağlamak için 1955 yılında faaliyete geçen kanlı EOKA’nın uzantısı olan ELAM’dan söz ediyorum...
Bu faşist ırkçı örgüt elemanlarının, Rum askeri kamplarında silahlı eğitim gördüğünü bizler de Rum Komünist AKEL Partisi Lideri Andros Kiprianu’dan öğrendik...
Kiprianu, Rum Başsavcısı’na oldukça kalın bir dosya teslim etti...
Bu terör örgüt elemanlarının silahlı eğitim gördüğünü belgelerle önüne koydu...
Başsavcı dosyayı inceledikten sonra ‘yasa dışılık’ olduğunu kabul etmekle birlikte, bu faşist örgütün elebaşları hakkında herhangi bir yasal işlem başlatmadı...
Onları bağışladığını açıkladı...
Peki neden?..
Çünkü bu faşistlerin silahlı eğitim gerekçelerinde Türklere karşı mücadele vardır...
Bunların web sayfalarını lütfen inceleyin...
İngilizce bölümünde aynen şöyle diyorlar:
“Turks: We will never forget... Never forgive...”
Hiç kimsenin geçmişi unutmasını istemiyoruz...
Bizler de unutmayacağız...
Özellikle 1963-1974 yıllarında bizlere yapılanları, kanlı saldırıları unutmayacağız...
Ama bizler; geçmişe saplanıp bu adada kalıcı bir çözümü engelleme niyetinde değiliz...
Bizler; kendi çocuklarımıza Rum düşmanlığı aşılamıyoruz...
Bizler; ‘karşılıklı affetmeye’ hazır olduğumuzu her fırsatta gösteriyoruz...
Bizler; Rum çarşısına ayda yaklaşık bir milyon Euro harcıyoruz...
Onlar; Türk tarafına getirdikleri turistlerin bir bardak su almasını dahi engelliyorlar...
Onlar; bu faşist örgüt hakkında yasal önlem almadıkları gibi, siyasallaşmasına izin veriyorlar...
Tıpkı Hrisi Avgi gibi...
Sayın Schulz...
Bir dakikalığına Kıbrıslı Mustafa, ya da Hasan olun...
Bu faşist ELAM örgütün Mayıs ayındaki seçimlerde yüzde 3 civarında oy alması bekleniyor...
Yaklaşık 600 bin seçmenden 18 bin oy alacakları anlaşılıyor...
Sizi kaygılandırmaz mıydı bu durum?..
Türk askerinin adadan çekilmesini istiyorlar...
Size söylettikleri gibi AB garantisinin bizim için yeterli olacağını iddia ediyorlar...
Synadinos’u, AB Parlamento salonundan çıkardınız...
Ama Atina parlamentosunda konuşunca çıkaramazsınız...
ELAM’cılar, Kıbrıs parlamentosunda konuştukları zaman onları da çıkaramazsınız...
Bu faşist örgütün elemanları, 6 yıl önce Larnaka’da düzenlenen ırkçılık karşıtı Rainbow Festivali’ni, Rum polisinin gözleri önünde sopalarla dağıttığı gibi, Kıbrıslı Türk müzisyen Sertunç Akdoğu’yu defalarca bıçaklayıp yol ortasında bıraktı...
Sertunç canını zor kurtardı, saldırganlar bir süre tutukluluk sonrasında serbest bırakıldı...
Bundan 2 yıl önce konferans vermek amacıyla Limasol’a giden, KKTC İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a sopalarla saldıran, kapıları kıran ve Talat’ın korumasını darp eden bu faşist örgüt üyelerinden bir tanesi dahi ceza almadı...
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında çok sayıda Kıbrıslı Türk, yine bu faşistlerin saldırısına uğradı...
Araçlar büyük zarar gördü...
Türk askerinin burada olduğu bir dönemde dahi bunları yapabilenlerin, olası bir çözümden sonra çok daha tehlikeli saldırılar organize edebileceklerini biliyoruz...
Yani ciddi anlamda güvenlik endişemiz vardır...
İşte o nedenle; Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüklerini sonlandırmak yerine, her iki topluma da bir sürenin verilmesini istiyoruz...
Çözüm sonrasındaki ilk 10 yıl içinde herhangi bir güvenlik sorununun yaşanmaması halinde, bu konuyu yeniden referanduma götürebiliriz...
Ama şu an için bu güvenliği terk etmek, Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini tehlikeye atmak demektir...
Kıbrıs Rum tarafının, Yunanistan ve İsrail ile ‘Ortak Savunma Doktrini’ imzaladığını ve olası bir çözüm sonrasında bu anlaşmaların geçerli olacağını biliyorsunuz...
Öyleyse, Kıbrıs Türk tarafının da Türkiye ile ‘Ortak Savunma’ ihtiyacını anlayışla karşılamalısınız...
Sayın Schulz;
Bu adada hangi tarafın gerçek barıştan ve çözümden yana olduğunu öğrenmek için lütfen herhangi bir Rum ve Türk lisesini ziyaret ederek, genç öğrencilerle konuşunuz...
Hatta ilkokullara gidiniz...
Elde edeceğiniz sonucu bizlerle paylaşmasanız da olur...
Gerçek durumu zaten bizler çok iyi biliyoruz...
Yine de Rumlarla dostluk ve barış içinde yaşamaktan ve Avrupa’nın bir parçası olmaktan yanayız...
Ne var ki; kendi güvenliğimizi de düşünmek ve geçmişteki acıları bir daha yaşamak istemiyoruz...
Bu adada 800 bin Rum, 220 bin de Türk’ün yaşaması şart koşulurken, azınlıkta olanın güvenlik endişesine sizler de katılmalısınız...
Sizlere ‘Hoş Geldiniz’ diyor, saygılarımızı sunuyoruz...
Bu zihniyet Avrupa Birliği üyesi olabilir ama kafalarının içindeki barbar, ırkçı ve düşman zihniyeti değiştirmemişler. Bunlarla birlik olup Dünyaca kabul görmektense kutsal yalnızlık içinde kalırsın daha onurlu olur.