banner564

Bizdeki durum

Çağımız teknoloji çağı ve çocuklarımız daha okula başlamadan, okuma yazma öğrenmeden teknolojik ürünlerle tanışıyorlar. Bugünün çocukları çok daha şanslı. Artık çocuklar daha okula başlamadan bilgisayar alınıyor, hata bazen bizlerden de daha iyi kullanıcı olabiliyorlar.
Bilişim teknolojileri ile ilgili beceriler, yaşadığımız çağın bir gerçekliğidir. Türkiye Cumhuriyeti, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Sn. Fikri IŞIK geçtiğimiz Nisan ayı başlarında konuya ilişkin olarak, ilkokullarda kodlama dersi konulması için TC Milli Eğitim Bakanlığına bir teklifte bulunacakları yönünde bir açıklama yapmıştı. Bu haber bende büyük bir heyecan uyandırmakla beraber, Türkiye’deki siyasi gündem dolayısıyla pek ön plana çıkamadı. Heyecan uyandırdı çünkü bizim eğitim sistemimiz, Türkiye Eğitim Sistemine paralel yürütülüyor. Dolayısıyla Türkiye’de, bilgisayar kodlama derslerinin ilkokul müfredatına yerleştirilmesi, bize de yansıyacaktır.
Yaşadığımız coğrafyada teknolojiyi yakından takip ediyoruz. En son çıkan teknolojik ürünler, ürünlerin gelişen yönlerinden haberdarız. Bizler teknolojiye tüketici olarak çok paralar harcıyoruz. Fakat İyi bir tüketici olmamız, teknolojiyi iyi kullanıyoruz anlamı taşımıyor maalesef. Bazı durumlarda, elindeki son model cep telefonuna rağmen, telefonunun kullanıcı özelliklerini bilmeyen, kullanamayan şahıslarla çok karşılaşıyorum. Örneğin şöyle bir konuşmaya şahit olmuşsunuzdur. Aradığınız arkadaşınıza, ortak bir arkadaşınızın telefon numarasını soruyorsunuz. Karşı taraf hemen, “Telefonumda kayıtlı, kapat telefonu bakayım ve hemen sana döneyim…” gibi benzeri konuşmalarla karşılaşmışsınızdır.
Bilgisayarda kod yazmak önemli bir konudur. Kodlamadan anlayan birisi, elindeki teknolojik ürünün özelliklerini çok daha rahat kavrayıp kullanabilecektir. Bugünün dünyasında, Facebook, Twitter, Google, Microsoft, Apple’ın ve benzeri teknoloji şirketleri yazdıkları birkaç satır kodlardan para kazanıyorlar. Hem de yüz milyarlarca dolar. 
Kod yazılımından para kazanmak için sosyal medya patronları gibi popüler, büyük bir yapıya dönüşmek gerekmiyor. Evinde oturan bir çocuğun, akıllıca bir kodlama sayesinde, birkaç saat içinde kodlayıp, internette bedava indirmeye sunduğu “Flappy Bird” gibi amatör bir mobil oyun uygulaması, çocuğun banka hesabına her gün yaklaşık elli bin dolar gibi bir reklam ücreti akıttığını bilmem hiç duydunuz mu?
İyi bir teknoloji üreticisi olabilmenin başında yazılım gelmektedir. Kodlama mantığının ilkokul müfredatına yerleştirilmesi, eğitim için büyük bir atılım olacaktır.
Bizler bu gibi konulardan çok uzağız. İlkokul müfredatına kod yazılımı koydurtmak söyle dursun, sosyal yaşantımızı olumsuz yönde etkileyen, çevre, trafik kazaları gibi konuları dahi bilinçli işleyemiyoruz okullarımızda. Bizim eğitim sistemimiz içindeki çıkar çatışmaları öyle bir noktaya geldi ki artık, çocuklarımız etkilenmektedir. Şehit Ertuğrul İlkokulunda yaşananların sinyali daha geçtiğimiz Haziran ayında, karne gününde verilmişti. İlgili sendika okuldaki grevi kaldırmadıklarını, Eylül ayına kadar askıya aldıklarını, sorun çözümlenmezse Eylül’de devam edeceklerini açıklamışlardı. Gelinen noktada herkes suçlu. Bu bireysel çekişmelere müdahil olan tüm paydaşlar suçlu. Hayatının daha birinci okul gününde, bu bireysel hesaplaşmanın ortasında kalan minik çocuklar hariç. Düşünün bir kere, okuldaki ilk gün heyecanıyla, çocuğun okulda yaşadığı olumsuzluklar onda nasıl bir iz bırakmıştır, bundan sonraki eğitim-öğretim yaşantısına nasıl bir yansıması olacaktır. Minik çocuklarımızı gelecek için sağlıklı birer birey olarak yetiştirmenin önemli bir bacağı eğitimden geçmektedir. Umarım tüm paydaşlar, bireysel çıkarlar için daha fazla didişmezler ve eğitimin tüm sorunsal yapısını 
YORUM EKLE

banner471

banner474