banner564

Birileri ateşle oynuyor

   Türkiye, büyük paralar harcayarak, Kuzey Kıbrıs’a deniz altından su getiriyor...
   Bunun; tarımın gelişmesine, ülkenin yeşillenmesine büyük katkı sağlayacağı gerçeğini bir kenara bırakıyorum...
   Şu an için kirli su kullanmakta olan herkes risk altındadır...
   Sabah uyandığınızda, yemek öncesi ve sonrasında ağzınızı musluktan akan su ile yıkıyorsunuz...
   Sebzeniz, meyveleriniz de kötü su ile yıkanıyor...
   Ve bir şekilde bu kötü su vücudunuza giriyor...
   Suyun ne kadar kötü olduğunu anlamak için tahlil yaptırmanıza gerek yok...
   Önce evinizdeki suyu kullanarak ağzınızı yıkayın...
   Sonra Rum kesimine geçerek aynı işlemi bir de orada yapınız...
   Herhangi bir alış-veriş merkezindeki tuvalete girmeniz yeterlidir...
   O zaman farkı anlarsınız...
   Özetlemek gerekirse, su hayattır...
   Sağlıklı yaşamın en vazgeçilmezidir...
   İçtiğiniz ve kullandığınız su kötü ise yaşamınız da kötüleşir...
   Türkiye sizin yaşamınızı iyileştirmek için kaliteli suyu ayağınıza kadar
getiriyor...
   Ve siz bunca yıldır hala suyu nasıl ve ne şekilde dağıtacağınızı planlamış değilsiniz...
   Demokratik bir davranış olacağı iddiasıyla “suyun yönetimi bizde olacak” diyorsunuz...
   Olsun kardeşim...
   Siz en büyük, en başarılı, en demokratik insansınız...
   Tabi ki suyu siz yöneteceksiniz!..
   Başkalarına mı bırakacaksınız bu yönetimi?..
   Olmaz...
   Katiyen olmaz...
   Suyun yönetimini alacaksınız ki; seçime çeyrek kala beş-on istihdam daha yapasınız...
Elektrikte fena kaçak var
   İnsan yaşamında ikinci hayati konu elektriktir...   
   Elektrik olmazsa üretemezsiniz...
   Okuyup, yazamaz, yaşamınızı idame ettitremezsiniz...
   Buzluğunuz mutlaka çalışacak...
   Yazda klimasız, kışta sobasız yaşayamazsınız...
   Yemeğinizi pişirmek için, ütü ve çamaşır için mutlaka elektriğe ihtiyacınız vardır...
   Bilgisayarınız, talevizyonunuz elektrikle çalışıyor...
   Öyleyse elektriksiz bir yaşam olamaz...
   Ne var ki; elektriksiz bir yaşam olamaz diye, insanların göz göre göre kazıklanması da kabul edilemez...
   Bundan 6-7 yıl önce bizlere şu mesaj verilmişti:
   “Artık elektrikler kesilmeyecek...”
   Peki soralım:
   Kesilmiyor mu?..
   İkide bir ‘bakım ve onarım çalışmaları’ diyerek elektrriklerimiz saatlerce kesilmiyor mu?..
   Hem elektrikleri kesiyorsunuz, hem de en yüksek fiyatla satıyorsunuz...
   Neden?..
   Pahalı maliyet...
   Türkiye size bu konuda yardım elini uzatarak “suyun gelmesinden sonra elektriği de getireceğiz” diyor...
   Bu durum karşısında ne yapmanız gerekiyor?..
   Sadece bir teşekkür...
   Ana için bir söz yeterlidir...
   “Teşekkür ederiz ana, iyi ki varsın...”
   Peki biz ne yapıyoruz?..
   Böylesi hayati bir yardıma karşı çıkıyoruz...
   “Olmaz efendim, kendi elektriğimizi biz üreteceğiz” diyorsunuz...
   Ama üretemiyorsunuz...
   Üretebildiğinizi çok pahalıya satıyorsunuz...
   Teknecik santralı ile halkı zehirliyorsunuz...
   Yüksek faturalarla üretimi pahalılaştırıyor, bu güzel ülkeyi yaşanmaz hale getiriyorsunuz...
Öyleyse yağmur altında kal
   Basit bir örnek verelim...
   Dışarıda şiddetli yağış var...
   Hazırlıksız yola çıktınız ve yürüyorsunuz...
   Birisi size şemsiye uzatıyor...
   Elbette “Yok istemem kardeşim, ben yağmurdan korkmam” deme hakkınız var...
   Ama, şemsiye altına girmezseniz, yağmurdan sonra hastalanırsınız...
   Hatta zatürree olursunuz...
   Günlerce çalışamaz, para kazanamaz hale gelirsiniz...
   Türkiye’nin yaptığı da budur...
   Size, hiçbir ülkenin yapmadığını yapıyor...
   Fedakarca katkılarda bulunuyor...
   Siz; anlaşılmaz bir ‘ideolojik yaklaşımla’ bu yardımı geri itiyor “olmaz” diyorsunuz...
   Hatta daha ileri giderek, ihalesiz jeneratör alımlarını sürdürüyorsunuz...
   Bu ne demek oluyor?..
   Bu hakkı nerede buluyorsunuz?..
   Ülkenin en köklü bankasına büyük borçlarınız var ödemiyorsunuz...
   Mevcut santrale filtre takamıyorsunuz...
   Ama diğer taraftan 13 milyon 200 bin dolarlık borç altına girerek 2 jeneratör daha alıyorsunuz...
   İhaleye çıkmaya gerek duymadan...
   Hükümetin uyarısını da dikkate almadan bunu yapıyorsunuz...
   Bunun ne anlama geldiğini birileri bizlere açıklamalıdır...
   Bir tarafta Türkiye’den elektrik gelmesine karşı bir tavır alıyorsun!..
   Diğer tarafta yeniden ağır bir borç altına giriyorsun...
   Ve bunları yaparken “2015’te elektrik ucuzlayabilir” diyerek vatandaşın ağzına bir kaşık bal çalıyorsun...
   En pahalısından olsa bir kaşık balın maliyeti beş kuruş olsa gerek...
   Ama KIB-TEK’in, bu ülkeye maliyeti, milyonlarca dolardır...
   Herkes hesabını ona göre yapsın...
YORUM EKLE

banner608

banner473