banner564

Bir KKTC masalı

   Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Ercan Havaalanı’nda ‘yeni pist’ için temel atma törenine katılarak, protokoldeki yerini aldıktan sonra eleştiri yağmuruna tutuldu...
   “Hani ya Ercan’ı geri alacaktınız?” diyenlere ise şu mesajı gönderdi:
   “Özür dilerim ama orada bulunmamın nedeni, protokol gereğiydi...”
   Geçelim Başbakana...
   Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ve CTP’li bakanlar, Ercan’daki törene katılmadı...
   Bu bir anlamda ‘sessiz’ protestoydu...
   Başbakan, daha sonra Ercan’ın ihale şekline karşı olmakla birlikte imzalanan sözleşmeden söz ederek, bunun uygulamaya konmaması nedeniyle devletin mali kayıplara uğradığını söyledi...
   Peki kimin umrunda?..
   Devletin uğradığı kayıplar o kadar çok fazla ki hangisine üzüleceğiz?..
   Türkiye’nin herhangi bir iline gidildiği zaman yatırımcılara çağrı yapanlar, adaya döndükleri zaman yatırımcıların sorunlarıyla ilgilenmiyorlar...
   Hatta yatırımcılara ‘düşman gözüyle’ bakıyorlar...
   Yıllarca tek kuruşluk yatırımın yapılmadığı bu ülkede Rum malları yağmalanırken sesini çıkarmayanlar, şimdi yüz milyonlarca Euro’luk yatırımları engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar...
   Yazık ve günah değil mi?..
Geçmişi unutmayalım
   Ercan’ın şu anda kime verildiği ve niçin verildiği tartışmalarını bir kenara bırakalım...
   Eğer bir ihaleye çıkılmış ve ilgili firmadan büyük paralar tahsil edilmişse...
   Bu paralarla 13’üncü nmaaşlar ödenmiş, dönemin hükümeti ‘günü kurtarabilmişse...’
   Daha sonra ilgili şirketin yatırımlarını engelleme hakkını kim, nereden buluyor?..
   Havaalanı’nın bir de geçmişine bakmak gerekiyor...
   Meslek hayatımızda onlarca kez, Ercan’ın pis tuvaletlerini haber sayfalarına aldığımızı unutmuş değiliz... 
   Uçaklara hizmetlerin aksamasından, muhaceret kuyruklarından hepimiz şikayetçi olduk...
   Çoğu kez ‘tek pist ile havaalanı olmaz’ diyerek, olası tehlikeleri gündeme getirdik...
   Peki bu şekilde mi devam edecektik?..
   Ambargo altındaki bir ülke, çağdışı bir yapı ile nereye kadar gidebilecekti?..
   Bunları hiç mi düşünmüyoruz?..
   Yoksa en iyi düşünce, en doğru karar siyasilerden mi geliyor bu ülkede?..
   Varsa ‘doğru bir karar’, nerede olduğunu söylesinler, onları alkışlamaya hazırız...
Devletle işi olan korkuyor
   İsmail Bozkurt, KKTC’nin önemli aydınlarındandır...
   Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin Genel Başkanlığını ve bir dönem Turizm Bakanlığı yaptı...
   Özellikle Türk devletleri konusunda engin deneyimleri vardır...
   Araştırma ve yazma konusunda oldukça başarılıdır...
   Bunca yıl siyasetin içinde yer almış bir kişi olarak “Yarın devlet dairesinde bir işim olacaksa, bugünden tedirgin olmaya başlıyorum” diyorsa...
   Ne durumda olduğumuzu anlatmak için başka bir söze veya başka bir şahide ihtiyacımız yoktur...
   Devlet dairelerinde maalesef işler yürümüyor...
   Görevli memur iş yapmak istemiyorsa topu amirine atıyor...
   Amir de müdüre...
   Müdür de Müsteşara veya bakana atıyordur...
   Ve bu küçük ülke öyle bir hale geldi ki; insanlar bakan görmek için bazen aylarca beklemek zorunda kalıyor...
   Ayrıca, yasalara uygun işler için neden bakan kapısı çalınıyor bu ülkede?..
   İnsanlara neden eziyet ediliyor?..
   Ve dünyada benzeri görülmeyen bu çökmüş sisteme bizler daha ne kadar süre tahammül edeceğiz?..
   Geminin karaya oturmasını mı bekliyoruz?.. 
YORUM EKLE

banner608

banner473