Başbakan Sayın Sucuoğlu benzin ve mazot kıtlığı için açıklama yaptı. “Akaryakıt istasyonlarına Kıbrıslı Rumlara yakıt satmamaları talimatını verdim” dedi. Hâlbuki bir müddet evvel Güney Kıbrıs’ta taksiciler kuzeyden yakıt alımını durdurmak için adım atan kendi hükümetlerine karşı, grev ve eylem yapmışlardı. O zaman da CB Sayın Tatar ve Başbakan Sayın Sucuoğlu’nun destekçileri ve bizzat kendileri buna öfke duymuş. “İşte Rum mantalitesi, bunlarla mı antlaşma ve Federasyon olacak” diye günlerce ortalığı kaldırıp oturtmuştu. Bir ay bile geçmeden, bu kez kendileri Kıbrıslı Rumlara yakıt satmama kararı almaya kalktılar.
Sayın Sucuoğlu bu yasak kararını, “ben halkımı düşünürüm” ifadesi ile izah etmeye kalktı. Hâlbuki bu ekonomik krizde en önemli nokta, ülkeye; turizm, ticaret, üniversiteler, inşaat ve tarım ile sanayiden dış katkının daha fazla girmesi olmalıdır. Türkiye’de bu kriz içinde en büyük beklenti; ihracatın artması ve yaz dönemi itibarı ile turizmden gelecek katkıdır. Bizde ise buna en büyük destek; turizmden gelecek insanın, yalnız yatak ve diğer harcamaları değil, ama tarım ürünleri, işlenmiş süt ve et ürünleri ile diğer tarım ürünlerinin tüketilmesine dönük katkılarıdır. Aynı olgu üniversite ve inşaat sektörü nedeni ile ülkeye gelen insan sayısını sağladığı katkı için de geçerlidir.
Bütün bunları bütünleyen, döviz krizi nedeni ile Güneyden Kuzeye gelen alışveriş akışıdır. Yani Yeşil Hat Tüzüğünün sağladığı çok yönlü imkanlardır. Bu akış yalnız marketleri ve benzincileri değil, ama tarım ürünlerini, lokantaları, esnafı, ilaç alanını pozitif olarak etkilemektedir. Bu alanlardaki hareketlilik ekonomik kriz nedeni ile durağanlaşan ekonomiye en büyük katkıyı sağlamaktadır. Bunlardan gelen katkı, Ödemeler Dengesinin yerlerde sürünmemesine yol açmaktadır… Yani bütün bunlara denizi aşmadan ihracat artışı da diyebilirim.
Eğer halkını çok sevse Sayın Sucuoğlu, turizmin daha da gelişmesi için hava ve deniz giriş kapılarında yaratılan ve turizme engel olan bürokratik engelleri kaldırır. Aynı zamanda Güneyden gelip alışveriş yapanları suçlu göstermeye kalkan dar milliyetçi uydurmalara girmez. Petrol krizindeki tedarik sorunun, planlamadan kaynaklanan ve ucuz popülizm ile ertelediği fiyat düzenlemesi olduğunu gizlemek için “altın yumurtlayan tavuğu” kesmeye kalkmazdı… Bu nedenle Sayın Sucuoğlu’nun benzin ve mazot sorunu nedeni ile Kıbrıslı Rumları sorumlu gösteren tutumu, kriz aşamasında milliyetçilikten medet bekleyen dar bir bakışın sonucudur. Onun yapması gereken artık bayatlamış “formülü cebimde” benzeri söylemle, çareyi seçim sonuna erteleme açıkgözlüğü ve milliyetçi demagoji yerine, esasın konuşulmasına dönük ortamı desteklemektir...
Esas, enflasyonun nedenini doğru tespit etmek ve giderme çabasına girmektir. Bu nedenle yasakçı tavırlarla bir yere varılamaz. Ayrıca enflasyonun etkilerini azaltmak için gündeme getirilen görüşleri değersiz kılmak için çaba harcamak da yanlış. Bu nedenle katılmasanız dahi Sayın Erhüman’ın gündeme getirdiği Euro’nun muhasebe aracı olması görüşü ile alay etmek yerine kendinize ait enflasyonun etkisini nasıl azaltırız görüşünüzü gündeme taşımak göreviniz olmalı.
Bu nedenle ne siyaset alanına boykotçu ve aşağılayıcı anlayışlarla yaklaşmalı. Ne de yasakçı, dar milliyetçi yaklaşımlara ve popülizme rağbet etmeliyiz. Farklı tezleri ortak paydada buluşturma esas temel olmalı.
Bindiği dalı kesmek
- 06 Aralık 2021, 10:51
- 153
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Şimdi Rum Yunan Ermeni geniş milliyetçilik mi yapıyor adamlar Annan planını reddedip crans montanada topuklarken enternasyolizm mi yaptılar Guneydeki adam niye senden benzin alma kuyruğuna girdi Euro bazında orada daha ucuz olsaydı sana alışverişe gelecekmiy di yaşınız başınız Kemal'e eRmis hala ver kurtulcu ezik şark enteli kolayci kapilanarak fayda sağlayıp sınıf atlayacagini zanneden kafadasiniz bir defa da gurur ve haysiyetle mücadele edelim yancı yanaşma olmayalım diye bir düşünceniz yok Allah bile size yardım edemez bitikleri oynuyorsunuz