banner564

Binali Yıldırım, göz ardı edilemez

Cenevre'de Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için çetin bir zirve gerçekleşiyor. Bu zirve sırasında Türkiye Başbakanı Sayın Binali Yıldırım, önemli konulara, Ankara'daki Büyükelçiler Toplantısında vurgu yaptı. Sayın Binali Yıldırım şöyle dedi..
  "Teminat Kıbrıs Türk tarafı için Türkiye'dir, Rum tarafı için Yunanistandır. İki federasyonlu dönüşümlü başkanlığı oluşturacak şekilde sürdürülmesi dileğimizdir... Ada'da adil, eşit bir yönetim sistemi garanti altına alınmalıdır...
  Türk tarafı, Rum tarafı birliğin aynı anda üyesi olacaksa, bu dört özgürlükten taviz verilmemesi lazım. AB'ye girişi Kıbrıs ile yapabiliriz." 
  Büyükelçilere dönük bu konuşmada Sayın Başbakan, AB'nin Kıbrıs Türk tarafına kazık attığı ifadesi ile AB'ye dönük eleştirilerini de yaptı.
  Konuşmasında Garantiler ve eşitlik titizliği kadar, iki başka noktaya vurgu yaptı.
   Bunlardan biri, Kıbrıs'ın AB üyesi olacağı gerçeğine bağlı olarak Dört Özgürlük konusudur. Diğeri ise Türkiye'nin AB üyelik hedefine yaptığı vurgudur.

Dört özgürlük

  Başbakan Sayın Yıldırım'ın üzerinde önemle durduğu bu iki konu üzerinde, Kıbrıs'ın kuzeyinde Mülkiyet meselesinin dörtte biri kadar dahi durulmuyor.
  Hâlbuki bunlar önemli. Çünkü 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluşunda, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere vatandaşları Kıbrıs Cumhuriyeti'nde, Dolaşım, Seyahat, Yerleşme ve Mülk edinme hakları konusunda eşit statüye sahiptiler.
  Kıbrıs, AB üyesi olduğu zaman, Türkiye, AB üyesi olmadığı için, dört özgürlük konusunda eğer antlaşmada bir kural olmazsa, Türkiye vatandaşları, diğer özgürlükleri bir yere bırakın, seyahat hakkı ile ilgili olarakta dahi, vize almak mecburiyeti içinde olacaklardı...
  Kıbrıs'ta Federal Çözüme karşı olan çevrelerin Türkiye'de çözüme karşı olmak için en fazla demagoji yaptıkları konulardan biri de budur.
  Ancak, Annan Planı’nda bu dört özgürlük konusu çok netti. Türkiye, vatandaşları da Yunanistan ve o dönem AB üyesi olan İngiltere vatandaşlarının ne hakları olacaksa, aynı hakka sahip olacaklardı. 
  Dolayısı ile Türkiye'nin AB üyesi olmaması, vatandaşlarının Kıbrıs ile ilişkilerinde eşitsizlik ve hak mahrumiyeti getirmiyordu.
  Annan Planı, Güneyin “Hayır”ı ile yürürlükten kalktıktan sonra, Talat ve Hristofyas arasında süren görüşmelerde de bu konu önemle ele alınmıştı.
  Dönüşümlü Başkanlığın iki tarafca kabulü üzerine, bunun seçimi ile ilgili olarak Çapraz Oy meselesi gündeme gelince Talat, bunu bir paket içinde düzenlemişti. O paketin önemli bir unsuru da Dört Özgürlüktü. 
  Güney bunu kabul etmişti. Ancak bilindiği gibi bu imzalanmadığı için boşlukta kaldı.
  Şimdi Sayın Anastasiadis ve Akıncı arasında süren görüşmelerde bu konu üzerinde de yakınlaşma sağlandı.

AB üyeliği bağı

 Sayın Binali Yıldırım'ın konuşmasının gözden kaçırılan diğer noktası ise şudur.
 "AB'ye girişi Kıbrıs ile yapabiliriz"...
  Bakın, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin en sıkıntılı döneminde, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, AB'ye giriş hedefini yine tekrar ediyor. Ayrıca AB'ye girişin, Kıbrıs ile olabileceğini söylüyor...
Çünkü, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini geliştiren, geren ve çıkmaza sokan konuların ilk sıralarında bu sorun yer almaktadır. 
  Yani, üç halin de nedeni Kıbrıs sorunudur.
  Türkiye'nin AB süreci, 1999 AB Helsinki Zirvesinin sonuçlarını ve 2002 itibarı ile çözüm için Annan Planı’nın müzakere zemini olmasını kabul etmesi ile gelişti.
  Çözümsüzlük ve Güneyin tek yanlı AB üyesi olması sonucu ile Türkiye'nin AB ile gelişen ilişkileri tekrar, girileşmeye ve bozulmaya doğru gitti.
  Güvenlik için Türkiye'nin Garantisini olmazsa olmaz görenler, Kıbrıs sorunun çözümü ile Türkiye'nin AB ilişkilerinin gelişeceği noktasını neden görmezler?
  Kendi ihtiyacın için sevgi temelli talep. Ama sevdiğini söylediğinin, başka ihtiyacı için ona göz kapamak. Bu samimi bir sevgi değildir.
  Başbakan Sayın Binali Yıldırım, Büyükelçiler toplantısında Kıbrıs Türkleri'nin güvenliği ve eşitliği konusuna önem verdi. Peki, ama bizde politika yapımcıları neden Dört Özgürlük ve Türkiye'nin yaralanan AB hedefleri ile ilgili olarak, merhem olmayı düşünmüyor? Bu ikisi üzerinde mülkiyet meselesi kadar durulmalıdır.
YORUM EKLE

banner608

banner473