banner564

Başarısız Kıbrıs Cumhuriyeti deneyiminden gerekli dersler alınmalıdır

 Kıbrıs’ın anavatanın sınırları dışında kaldığı 1878 yılından şimdiye kadar hiçbir dönemde, Rum-Yunan-emperyalist güçlerin içimizdeki işbirlikçileri şimdi olduğu düzeyde pervasızca kullandığı görülmemiştir.

     KKTC’de bazı kişilerin yoğun bir şeklide, çok profesyonelce yürütmekte olduğu 
TC-KKTC aleyhindeki propagandalar, soğukkanlılıkla değerlendirildiği zaman halkımızın içerden çökertilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. 
Türkiye’nin kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemiz için bize yol göstermesini ve yardımcı olmasını dayanaksızca ve insafsızca iç işlerimize karışma olarak göstererek engellemeye çalışırlar. Yalan, dayanaksız haksızca suçlamalar ile Türkiye’yi kötülenerek kışkırtmaktadırlar.
     Bazı çevrelerin amaçları; Kıbrıs Türk halkının anavatanla arasını açmak, korumasız bırakmak, böylece Rum boyunduruğu altına sokmaktır.
Bu olumsuz gelişmeye seyirci kalınması ve halkımızın yanlış yönlendirilmesine göz yumulması durumunda; yıkıcı faaliyetlerin dozu her geçen gün artırılacak, içimizde Rum görüşlerini benimseyenlerin sayısı artacak ve böylece Rumlar, asırlardan beri sürdürdükleri adanın tümünü ele geçirme hedeflerine ulaşacak.
Birleşme-federasyon adı altında Türk halkının Rum boyunduruğu altına sokulmaması için aşağıdaki soruların cevaplarının iyice değerlendirilmesinde yarar vardır:
1. Dünyada Kıbrıslı diye bir millet var mı? Bu saçmalığa inanmamız durumunda, adada çoğunlukta olan Rumlara entegre olmakla karşı karşıya kalacağımız yani asimile olacağımız, Rumlaşmayı kabullenmek zorunda kalacağımız aşikar değil mi? 
2. Türk askerinin adadan ayrılması durumunda, acaba bugün sahip olduğumuz devlet olanakları ve özgürlüklerin tümü de Rumlar tarafından elimizden alınmayacak mı? 
3. Küçük bir halk olarak kendi kendimize ayakta durmamız mümkün olamayacağına göre, acaba anavatanın desteği ve koruması altında olmak mı? Yoksa yabancıların ve Rumların güdümünde olmak mı bizim için daha isabetli olur? 
Anavatan dışında kimsenin yüzümüze bile bakmayacağı gerçeği neden göz ardı edilmek isteniyor?
4. Halen güneyde yaşayan Türklere ana dillerinde eğitim hakkı bile tanınmaması, Rum Cumhuriyeti olan güneydeki yönetimin altına girmemiz durumunda, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olacağımız aşikar değil mi?
5. Dil, din, etnik yapı bakımından tamamen farklı olduğumuz üstelik aramızda kan davası olan ve bizi egemenliği altına alarak azınlık durumuna düşürmek amacında olan Rumlarla birleşmeyi savunanların, aynı kökten geldiğimiz anavatandan koparılmamız gayreti içinde olması iyi niyetli ve masum bir görüş olabilir mi?
6. Anavatanın yanımızda olmaması durumunda Kıbrıs Türkü’nün Rum egemenliği altında bir azınlık olacağı aşikar değil mi?
7. Yöneticilerimizin popülizmi ve partizanlığı ön planda tutması, halkımıza istenen düzeyde hizmet edememesi ve anavatanımızın maddi yardımların verimli kullanmaması karşısında bize doğru yola girmemize yardımcı olmak istemesine ölçüsüz tepki göstermek dayanaksız, haksız ve utanç verici suçlamalarda bulunmak sadece Rum davasına hizmet etmiyor mu? 
Anavatanın desteğinden yoksun Kıbrıs Türk halkının, Rum-Yunan’ın biçeceği kefeni giymek zorunda kalacağımızı bilmek için kahin olmak mı gerekir? 

YORUM EKLE

banner608

banner473