Avrupa Parlamentosu için bu yılın 9 Haziranında seçimler yapılacak. Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğü nedeniyle, AB ‘de ve Parlamentoda toplumsal olarak temsil edilme imkanımız oluşmadı. Ancak KC Kurucu Toplumu olma ve Kıbrıs sorunun çözüm sürecinde, 24 Nisan 2004 gerçekleşen Annan Planı Referandumunda Evet dememiz nedeniyle; Yeşil Hat ve Mali Yardım Tüzüklerini kazanım olarak alabildik. 
Evet, Direk Ticaret Tüzüğü gerçekleşmedi. Ayrıca, Taşınmaz Mal Komisyonu gibi hala laiki ile değerlendiremediğimiz bir olgu da uluslararası kabul gördü.  Kıbrıs Cumhuriyetinin Kurucu eşit toplumundan biri olmamız nedeni ile Kıbrıs Türk Toplumunun her bir üyesi, AB yurttaşı da oldu.  Çünkü, Kurucu Ortaklıktan gelen bu hak herkes içindi.  Bugün bu kazanımların, Kıbrıs Türk Toplumunun ticaret, sanayi, turizm, tarım sektörleri yanı sıra, esnafına getirdiği katkıyı kimse inkar edemez. Ekonomik olarak ayakta kalmamızın önemli bir dayanağıdır bu kazanımlar. 
Üstelik bizi yönetenlerin ipe un sermesine karşın, Kıbrıs Türk Toplumunun sivil toplum örgütlerinin, çözümcü siyasi partilerinin yanı sıra, AP Milletvekili Sayın Niyazi Kızılyürek’in katkısı ve Kıbrıs Rum Toplumunun sağduyu sahibi kesimlerinin de desteği ile Hellimin, AB’ye ihracatının da bunlara eklenmesi, yeni bir kazanım oldu. 
Ayrıca, Mülkiyet sorunun,  Türkiye ve Kıbrıs Türk Toplumunun başına daha fazla sıkıntı aşmasını engelleyen en önemli olgu da Taşınmaz Mal Komisyonu oldu. Güneydeki bağnazların bu konu ile ilgili attıkları adımlara dönük; dün, Taşınmaz Mal Komisyonu Yasasının çıkmaması için yeri göğü inletip, söz konusu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvuran içimizdeki bağnazları da unutamayız. Ama bugün, aynı çevrelerin, Mülkiyet sorunu nedeni ile Güneydeki bağnazların yapmaya çalıştıkları akıl dışı davranışlara dönük yaptıkları açıklama ve konuşmalarında; “ Taşınmaz Mal Komisyonunu” işaret ettiklerini işittikçe;  barış ve çözüme katkı sağlayacak her akıl dolu adıma, cesaretle destek olmanın önemini yeniden yaşarım. Bu, Kuzeydeki emlak değerlerinin de artmasını sağladı. 
Sorunlar yanı sıra bunun;  Yeşil Hat  ve Mali Yardım Tüzükleri ile  ekonomimize katkısı inkar edilemez. Ama bunlardan nemalanan kesimlerin bir kısmının; sanki bunlar gökten gelmiş gibi Kıbrıs sorunu ve AB ile ilişkilerin gelişmesinde duyarsızlaşması da yaşadığımız diğer bir olumsuzluktur. .
Şimdi Avrupa Parlamentosu Seçimi yapılacak. Toplum olarak kurumsal temelde bu seçimde yokuz. Çünkü çözümsüzlük devam ediyor. Ancak bu konjonktürde, Avrupa’da İslamfobi, Aşırı Sağcılık, Irkçılık  ve yabancı düşmanlığı doruk yapmış durumdadır. 
Düşünün ki tarihsel süreçte Yahudi Düşmanlığı ile yol alan Avrupa’nın Nazi ve ırkçı güçlerinin günümüzde, her boydan ve soydan “ NEO’ları”; Gazze savaşında açıktan, İsrail’in aşırı ırkçı ve dinci Netenyahu hükümetini desteklemektedirler. 
Kıbrıs’ın Güneyinde de aşırı ırkçı ELAM da bir sandalye için yarışa girmiştir. Ayrıca unutmamamız gereken en önemli noktalardan biri de Avrupa Parlamentosunda, Mali Yardım ve Yeşil Hat Tüzüklerinin geçersiz olması için çaba harcayan güçlerden biride, Avrupa Parlamentosundaki aşırı sağcı guruptur. Bunların bu çabalarını, Sayın Niyazi Kızılyürek;  Avrupa Parlamentosunun sol ve sosyal demokrat, liberal ve demokrat muhafazakar gurupları ile kurduğu temaslarla durdurmaktadır. 
Çünkü onlar buna, Kıbrıs Türk Toplumunun ana dili Türkçe olduğu için, bu kimliği  üzerinden karşıdırlar.  Türkçenin, AB dilleri arasında yer alması, karma evlilikler nedeniyle doğan çocuklarımızın hakkı olan kimlik ve pasaportlarını almaları, toplumumuzun Erasmus kapsamına girmesi ve Kıbrıs Cumhuriyetinin kurucu  iki toplumundan biri olan Kıbrıs Türk Toplumunun, Avrupa da bu bazda olsa bile, görünür olması için, Avrupa Parlamentosu seçiminde oluşan bu olanağı değerlendirmek gerekir. Üstelik bu olay, aynı zamanda Kıbrıs Türk Toplumunun adadaki varlığını, siyasi eşitlik temelinde benimseyen Kıbrıs Rum toplumunun sol, demokrat ve liberal kesimleri ile de temas olanağını içinde taşır. Bu koşullarda, eldeki imkanı değerlendirerek, mümkün olabilen bir sonuca ulaşmak önemlidir. Unutmayın ki; Alman vatandaşı olan yabancıların dahi Almanya’dan atılmasını öngören Alman aşırı sağcı partisi AFD’nin ve müttefiki ELAM gibilerin etkin olacağı bir Avrupa Parlamentosunda;  barışın, dostluğun gelişmesi  ve Kıbrıs Türk Toplumunun elde ettiği kazanımların kaybedilmemesi için bu şartlarda seçime katılmak ve bu alanda tecrübe elde etmiş bir insanın, yeniden seçilmesine katkı sağlamak önemli bir görevdir.