banner564

Avrupa ‘daha çok’ para

   Yunanistan halkı uzun yıllar ‘siesta’ yaptı...
   Günde 2 saat iş, diğer saatlerde taverna, buziki, şarap, balık, eğlence ve seks...
   Sonunda ne oldu?..
   Bankaları ve diğer tüm kurumlarıyla birlikte iflas etti...
   İflas ederken Kıbrıslı Rumları da beraberinde sürükledi...
   Neden?..
   Çünkü Kıbrıs Rum bankalarının topladığı mevduatların büyük bir çoğunluğu Yunan devlet tahvillerine yatırılmıştı...
   Her yerde Yunan bayrağı...
   Her kelimede Ellada...Ellada...
   Al sana Ellada kazığı...
   Yunanistan; Kıbrıslı Rumlara ilk büyük kazığı 15 temmuz 1974’te atmıştı...
   Askerlerini, tanklarını ve tüfeklerini adaya göndererek, ENOSİS’e karşı çıkan çok sayıda Rum’u temizlemiş, Makarios’a darbe yapmış ve 19 Temmuz’da namluları Lefkoşa’nın kuzeyine çevirmişti...
    Darbe sırasında, Kıbrıslı Rumlara yönelik Yunan baskılarını, tehdit ve saldırıları, karma köy Bodamya’da yaşayan çiftlik ağası bir Rum’dan dinlemiştim...
   Doğuma hazırlanan 9 aylık hamile eşine dahi silah tuttuklarını anlatmıştı...
  
İkinci darbe 
  Yunanistan, Kıbrıslı Rumlara ikinci darbeyi 2012’de vurdu...
   Bu kez silahla değil, para yoluyla onları perişan etti...
   Bankalarda mevduatı bulunanlardan yüzde 40 traşlama yapıldı...
   Bu ne demek oluyor?..
   Bankada 200 bin Euro’nuz var...
   Devlet bunun 80 bin Euro’sunu elinizden alıyor...
   Bağırsanız da, kırıp, dökseniz de bunu yapıyor...
   Neden?..
   Bankalar battı da ondan...
   Anavatanları da batmış olduğu için, bunu yapmak zorunda kaldılar...
   Geriye kalan açığı ise kimden çıkardılar?..
   Elbette Avrupa Birliği’nden...
   Troyka’nın hazırladığı önlemler paketini onaylamak suretiyle milyarlarca Euro’luk kredi sağladılar...
   Avrupa Birliği, bununla yetinmeyerek Güney Kıbrıs’a yönelik hibe yardımlarını büyük ölçüde artırmaya başladı...
   Son olarak onlara 661 milyon Euro hediye edeeğini açıkladı...
   Buna karşın, Kıbrıslı Rumların yüzde 68’i AB’ye güven belirtmedi...
Başımıza kaya düştü
   Bir de kuzeye bakalım...
   Kuzeyde bankalar battığı zaman, hiç kimsenin mevduatından kesinti yapılmadı...
   Üç, beş kişinin hortumladığı paraların tamamını Türkiye ödedi...
   Avrupa Birliği, 2004 yılından sonra Kıbrıslı Türklere ‘çerez parası’ denecek miktarda yardım yaptı...
   Buna karşın, Kıbrıslı Türklerin yüzder 66’sı AB’ye güven belirtti...
   Burada durmak gerekiyor...
   Para yağmuruna tutulan Rumların yüzde 68’i AB’ye güvenmiyor...
   Ama ambargo altında tutulan Kıbrıslı Türklerin yüzde 66’sı hala AB’ye güvendiğini söylüyor...
   AB yetkilileri de bu tabloya bakarak, Kıbrıslı Türklere daha çok mali yardım yapmaya gerek duyulmadığını düşünüyor...
   “Onlar nasıl olsa memnunlar” diyor...
   Ve tüm kaynakları ‘memnun olmayan’ tarafa aktarıyor...
   Ne kadar üzücü bir durum değil mi?..
   KKTC’yi yönettiğini sananlar, bu tablo karşısında oturup düşünmek ve proje üretmek zorunda değiller mi?..
   Elbette öyle...
   Ama onların gündeminde sadece ve sadece Nisan 2015 seçimleri var...
   Devleti daha da batağa sürüklemek pahasına icraat yapılmasının nedeni budur...
   Gelinen bu noktada, merhum mücadele önderimiz Dr.Fazıl Küçük’ün son sözlerini aktarmak istiyorum:
   Tanrı Kıbrıs Türkünü korusun... 
YORUM EKLE

banner471

banner473