banner564

Askerlik görevi konusu

Biçimsel ve teorik olarak savaşa karşı olmak, ve barıştan yana olmak aklı başında olan hiç bir kimse tarafından karşı çıkılamayacak görüştür.

Ancak barış içinde yaşayabilmek ve barışın korunması isteniyorsa savaşa hazırlıklı olmak ,dolası saldırıları caydırabilmek için mutlak askeri güce sahip olmak ve savaşa hazırlıklı olmak ve düşmanca saldırıları önleyebilecek durumda olmak kaçınılmazdır.
1974’te anavatanın askeri müdahalesi sonucu Kıbrıs’ta en uzun süreli barış sağlanmış ve her iki halkın da güven ve huzur içinde yaşaması sağlanmıştır.
Ancak yaşanan tüm acı deneyimlere rağmen karşı tarafın hala daha adayı ilhak etmek idealinden zerre kadar sapmadığı bu amaçla da sürekli askeri hazırlık içinde olduğu görülüyor.
Uluslararası örgütlerin kayıtlarına göre Rum yönetimi en çok silahlanan ve askeri hazırlık faaliyetlerini ön planda utan ülkeler arasında en ön sıralardadır.
Tüm gençleri Liseden sonra askere alınması yanında terhis olanlara da silahları verilerek milis olarak yedek güç olarak tutulmaktadır. Buna ek olarak paralı profesyonel ordu kurmuştur. Yunanistan yanında başka ülkelerle de askeri tatbikatlar ve anlaşmalar yaptığı da biliniyor.
Üstüne üstlük Rum tarafının en basit konularda bile bizimle işbirliğinden kaçındığı, devletimize sürekli sahte diyerek hakaret ettiği ve düşmanca davrandığı ekonomimizi baltalamak amacı ile her fırsatı değerlendirdiği, içimizdeki işbirlikçileri kullanarak da devletimizi yıkmaya çalıştığı inkar edilemeyen bir gerçektir.
Geçmişten günümüze hazırlanan tüm çözüm seçeneklerini de bizim kabul etmemize karşı ret ettikleri  biliniyor.
Son C.Montana’da Türk tarafının verdiği olağanüstü ödünlere rağmen, sırf Türk ordusunun ayrılmaması durumunda ENOSİS’i gerçekleştirilemeyeceği nedeniyle olumlu sonuç alınamamıştır.
Bir çok kişi gibi ben de bilinen gerçeklere rağmen,  vicdanı ret yasası çıkarılması ve gençlerimizin askerlik yapmamasına olanak sağlanması zamansız, gereksiz, yararsız ve sakıncalı olacağı görüşündeyim.
Kıbrıs Türk halkının anavatanın güçlü ordusu sayesinde can ve mal korkusu olmadan güven ve barış içinde yaşama olanağına sahiptir. 
Fakat, güneydeki askeri hazırlıklar karşısında Kıbrıs Türk halkı olarak kendi canımızı, ailemizin ve topraklarımızın savunmaktan kaçınmamız onurlu bir davranış biçimi olamaz. Aksine utan verici ve imajımıza gölge düşürücü bir olaydır.
Hele hazırlanan yasa tasarısında askerlik yapanlar  ile vicdanı ret yasasından yararlanabilecek kişilerin süresinin ayni olmasının hakça olamaz. 
Halen saldırı tehdidi altında bulunmayan , paralı profesyonel ordusu olan, askeri paktlar içinde olan güçlü devletlerde bile, vicdanı ret hakkını kullananılmasının caydırılabilmesi amacı ile bu haktan yararlananlar askerlerden daha uzun süre kamu kuruluşlarında çalıştırılmaktadır.
Hazırlanan vicdanı ret yasa tasarısında halen orduda görev yapmakta olan profesyonel olarak görev yapmakta olan kişilerin de istemeleri durumunda vicdanı ret hakkından yararlanma hakkı tanınmasının da isabetli olduğu kabul edilemez.
Çünkü meslek olarak askerliği tercih eden kişilerin , askerlik dışındaki hızmetlerde çalıştırılması mantığa aykırıdır.
Halen ortaya konulan tepki ve eleştiriler, halkımızın ezici çoğunluğunun içinde bulunduğumuz koşullarda gençlerin askerlikten soğutulmasının doğru bulunmadığı ve onaylanmadığı anlaşılıyor. Bu durumda, yanlışın kabul edilmesinin de erdem olduğu dikate alınarak yasa tasarısı geri çekilmelidir.   

YORUM EKLE

banner471

banner473