Asgari ücrete %7,5 artış yapıldı. Hâlbuki 2024’ün son çeyreğinde Hayat Pahalılığı % 11 olarak ilan edildi. Buna göre; Kamu Görevlileri, Sosyal Sigorta emeklileri ve kamu görevlisi emekliler maaşlarını % 11 artışlı alacak. Ayrıca toplu sözleşmesi olan iş yerlerinde çalışanlar ve bazı bankalarda çalışan ve toplu sözleşme olmamasına karşın genellikle çalışanlarına HP ödeneği uygulayan iş yerlerinde de % 11 artış yapılacak. Ama ister toplu sözleşmesi olsun, isterse olmasın; bu iş yerlerinde asgari ücretle çalışan emekçiler de var. Ayrıca özel sektör emekçilerinin ciddi bir bölümü asgari ücret alır. Bunların tümü, %7,5 alacak. Al sana pek çok alanda, ciddi adaletsizlik daha. 
Aynı zamanda bu uygulama, Sosyal Sigortaların gelir gider dengesini olumsuz etkileyecek… Çünkü Sosyal Sigortalar emeklilerine, % 11 HP ödeneği temelinde artışlı maaş vermek zorundadır. Asgari ücrete %7,5 artış verilmesi nedeni ile Sosyal Sigortaların geliri ile gideri arasındaki fark artacak. Üstelik bu fark, bir başka gerçek neden ile daha da artacak. Çünkü ülkemiz gerçeğinde, özel sektörün önemli bir bölümünde çalışanların Sosyal Sigortalara yatırımları, aldıkları gerçek ücret üzerinden değil, asgari ücret üzerinden yapılır. Bu Sosyal Sigortaların gelir - gider dengesini, orta vadede zora sokacak. Çünkü Sosyal Sigortaların sorunu, yalnız emekli maaşları ile ilgili de değildir. Aynı zamanda emekçilere vermek zorunda olduğu hizmetlerin, enflasyon nedeni ile artan fiyat yükleri ile de bağlantılıdır. 
 Neden orta vade dedim? Çünkü rahmetli Sonay Adem’in Çalışma Bakanlığı döneminde çıkan ve 1 Ocak 2008 itibarı ile yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası ile tüm kamu çalışanları da Sosyal Güvenlik Fonuna dahil oldu. Dolayısıyla gerçek maaşları üzerinden yapılan sosyal güvenlik kesintisi, bu %11’lik artışlı maaşlar üzerinden olacak. Eğer bu olmasaydı, Sosyal Sigortalar batacaktı diye yazabilirdim. Ama kısa vadede sürünecek. Orta vadede ise bu acı sona sürüklenecek. Fakat bu durum, Sosyal Güvenliğin; daha fazla hizmet vermesini engelleyecek. Ayrıca bu karar, ekonomiyi ve çalışma yaşamını kayıt altına almayı daha da zorlaştıracak. Ayrıca ülke ekonomisinin ihtiyacı olan yabancı iş gücünü de darbeleyecek. Çünkü ülkeye çalışma için gelip, emekleri karşılığında aldıkları ücretin bir kısmını ailelerine yollayan yabancı iş gücü için burası, cazibesini daha da yitirecek.
Kısacası enflasyona karşı esaslı mücadeleyi gündeme dahi almayan bu hükümet, aldığı bu kararlarla ülkeyi idare etmek değil, enflasyonun oynattığı bir “gölge oyununa” döndü. Şimdi asgari ücret kararına itiraz süresi başladı. Yapılacak itirazları değerlendirdikten sonra Hükümetin; asgari ücreti %7,5 değil de %11 oranında artırma kararı verip, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde, “Ben emekçileri enflasyona ezdirmem” nutukları atması ihtimali de var. Hiç şaşırmam. Çünkü tek öncelikleri seçimdir.