banner564

Anlaşılan New York’tan “kayıplarla” dönüyoruz!

Kıbrıs Türk heyeti New York’a belirlenmiş bir hedefle mi gitti; yoksa gelenek olduğu üzere orada olmak mı istendi? Fırsat bulunursa bunu Tatar’a veya Ertuğruloğlu’na sormak lazım…
“New York’a ne amaçla gittiniz? Hedeflerinize ulaşabildiniz mi?” gibi bir soru yöneltmek fırsatım olmayacağını biliyorum ama bunu da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sormak isterdim doğrusu… 
New York temaslarını basın aracılığı ile izlemeye çalıştık. Aklımızda, bizimkilerin herhangi ciddi bir görüşme yapma fırsatı bulamaması; Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise genel kurulda konuşması kalacak.
Bu arada, Erdoğan’ın “KKTC’yi tanıyın artık” çağrısına karşılık New York’tan gelen iki basit haber oldukça “mide bulandırıcı” veya “kafa karıştırıcıdır”.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Biden, yanına Dışişleri Bakanı Blinken’ı da alarak beş Orta Asya ülkesi lideriyle bir masada buluştu. Şimdiki bilgilere göre ne konuştuklarını bilmiyoruz ama Biden’ın toplantının devamının Orta Asya’da yapılmasına olumlu bakarak “Sizleri yakın zamanda görmek için sabırsızlanıyorum, belki de sizin ülkenizde” dediği haber veriliyor. Biden, bu ülkelerin KKTC’yi tanımak istemesine onay vereceğini ise düşünmüyorum. 
“Mide bulandırıcı” bir diğer haber de Kırgızistan’dan geldi. Kıbrıs Rum tarafı ile Kırgızistan dış işleri bakanları, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu Yüksek Düzey Haftası oturumu aralarında, “iki ülke arasındaki ikili iş birliğinin kurumsal çerçevesini derinleştirmek” amaçlı bir mutabakat zaptı imzalamışlar. Bunu da Kırgızistan’ın KKTC’yi tanımasının önüne çıkacak bir engel olarak düşünmek zorundayız!
Sanırım buna Brüksel’den gelen bir uyarıyı da eklemek zorundayım: Avrupa Dış İlişkiler Servisi Orta Asya Bölüm Başkanı Dietmar Krissler, Avrupa Komşuluk Konseyi Merkezi (ENC) tarafından düzenlenen “Özbekistan-AB’nin Orta Asya’daki stratejik ortağı” konferansında, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci olarak katılımını onaylamaları halinde AB’nin Orta Asya devletleri ile Genişletilmiş Ortaklık ve İşbirliği anlaşmalarını onaylamayabileceğini ima etmiş. Krissler, “kiminle ekip kuracağımızı seçerken çok dikkatli olmalıyız” bile demiş!
Bir haftada bu kadar “kayıp” gerçekten fazla!
Bu konuda Kıbrıs Türk halkına hesap verecek olan var mı?
Olmayacak diye düşünüyorum ama yine de sormak istiyorum: Nasıl bir yolda ilerlemekte olduğumuzu bu halka anlatmak isteyen bulunacak mı?


ABD’nin Orta Asya’ya el atması, KKTC’nin Orta Asya üzerinden dünyaya açılma politikasını da etkileyecek.
 

YORUM EKLE

banner608

banner473