banner564

Amerika ve biz

Günlerdir ABD’deki seçimlerle meşgul oluyoruz. Türkiye TV’leri ülkemizde yaygın olarak izleniyor. Günlerdir izlediğimiz tartışma programlarında pek çok konuşmacının gönlünde Tramp’ın yattığını gördük. Biden’in kazanmasını ifade edenler ise bu görüşlerini Tramp’ın Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a dönük söz ve tavırları ile desteklemek yoluna girdiler.
Şimdi seçim bitti ve Sayın Biden resmen ilan edilmese dahi seçimi kazandı. Günlerdir bir birleri ile bu temelde tartışan kesimler şimdi bir noktada buluştular. “ABD seçimleri bizi ilgilendirmez biz işimize bakalım” demeye başladılar. Ekonomik, siyasi, demokratik sorunlar altında yaşar ve bunlara dair arayış içine girmemiz gerekirken; saatleri, günleri, haftaları, ayları bu kısır tartışma ile kaybettik. 
Bu olayın bir yanı. Şimdi Kıbrıs’ta iktidarın hangi düzeyde olursa olsun yetkililerinin ağzından devamlı dökülen bir söz var. “Birlik beraberlik.” Peki bu sözün bir karşılığı var mı? Elbette ki olması gerekir. 
Ancak şu anda bunun bir karşılığı yok. Ama ABD’de seçim sonrası başarılı olan Sayın Biden’in seçim sonrası ifade ettiği “birlik beraberlik” ifadesinin bir anlamı oldu. Neden? Onlar bizden daha sağduyulu veya yurtsever oldukları için mi? Hayır. Çünkü Biden seçim kampanyasını Tramp’ın rohban tutumuna karşın daha sağduyulu ve değerlere, kurallara önem veren bir üslupla sürdürdü. Yani Tramp’ın yaptıklarına bağlı olarak öfke ve radikalizmle kampanyasını şekillendirmedi.
Bu nedenle seçim sonrası, “birlik beraberlik” ifadesi karşılık buldu. Hatta kimi Cumhuriyetçi Parti yetkilileri dahi buna pozitif yanıt verdi.
Ama bizde bunun hala bir karşılığı yok. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde ülkeyi ve toplumu iki uç kutba bölmeyi marifet saydılar. “Türkiye’yi sevenler ve sevmeyenler, Rum’un boyunduruğu altına girmek isteyenler, istemeyenler” diye oy için bölmeyi marifet bildiler. Seçim sonrası bu sarhoşluk ve kural tanımazlık pervasızlığı ile ülkeyi Hükümetsiz de bıraktılar. 
Bunca ağır dış ve iç sorunlar varken, bu kez kendi parti kurultaylarının demokratik iradesini de sakatladılar. Şimdi birlik beraberlik sözlerine sarıldılar.
ABD Başkanı Sayım Tramp, “müesses nizamı” yıkmak ifadesi ile yıllardır Amerikan toplumunda oluşan sorunlardan bunalan insanların dikkatini popülizmle; “müesses nizamın” özüne değil de buradaki kurullara, kurallara ve bunlarla ilişkilendirdiği bürokratik elitlere çevirdi. Tüm kuralları ve kurulları çiğnemeyi buna dayandırdı. Liderin kurul ve kuralları es geçen tavrı, tüm dünyada benzeri popülist ve tekci tavırları besledi. Kural ve kurulları es geçmeyi meşru kıldı. ABD’deki seçim sonucu elbette ki ABD’nin çıkarlarının özünü değiştirmeyecek. Ancak bunun etkisi ister istemez kurullar ve kurallar değerini, dünya çapında yeniden besleyecektir.
Peki bizde? Bir seçimde halkın iradesini her yol ile darbelemek; kendi Kurultayının dahi iradesini sıfırlamak bizi nereye götürecek? Bu yanlış yol, birlik beraberlik sözleri ile yürünebilir mi? 
Şimdi bu hal iki şeyi besliyor. Biri sağda ve solda “Sinizmi”; yani kendi değerlerine ve özüne yabancılaşmayı. Diğeri ise yine sağda ve solda öfkeyi ve Radikalizmi. Bunun her ikisi de bu topraklarda yaşayanların tümüne kaybettirecek olandır.
Şimdi zaman,  sinizme ve öfkeye yenilme zamanı değildir. Zaman iç ve dış tüm sorunlarla ilgili olarak çıkış için siyaset üretmek zamanıdır. Bunu da demokrasinin kurulları ve kurallarını yeniden öne alarak özgür düşünce temelinde geliştirmektir. Soyut birlik beraberlik sözleri bunu sağlamaz. 

YORUM EKLE

banner471

banner473