Suyu Beski yönetecek...
Ölmek var dönmek yok...
Son sözü CTP Parti Meclisi söyleyecek...
Olmaz öyle şey...
Ankara ile müzakere şart...
Dört Bakan Ankara’da...
Yaslı gittim şen geldim...
Tamam bitti bu sorun, yüzde 99 uzlaşma sağlandı...
Geriye ne kaldı?..
Yüzde bir...
Bu bir ihanet!!!
Bağımsızlığımızı yok edici...
Sizi gidi sahte solcular ve sağcılar...
Onurumuzu da sattınız...
Öyleyse CTP Parti Meclisi bir daha toplansın...
Sonuç: Gerekirse referandum...
Neyin referandumu?..
Müzakereler bitti mi?..
Akıncı hala uzlaşılmamış konulardan söz ediyor...
Anastasiadis, Rusya’nın füzeleriyle ‘konjektürün daha uygun hale geleceğini’ hesaplıyor...
Öyleyse neyin referandumu?..
Türkiye mi, KKTC mi yönetsin?..
Neyi kardeşim?..
Suyumuzu...
Suyu gönderen Türkiye...
Öyle değil...
Ya nedir?..
Bizim yeraltı kaynaklarımızı unutma!!!
Vay vay vay!..
Yerin kaç metre altında bulunuyor bu kaynaklar?..
Hangi bölgelerde?..
Güzelyurt’ta mı?..
Tümü kurudu...
Yakın bir zamanda denizi de yok edecek...
Mağusa’da mı?..
Onlar da denizi kullanıyor...
Gönyeli göleti mi?..
Hava alırsınız, 2 günde biter...
Öyleyse hangi kaynaklardan söz ediyoruz abiler?..
Görünmeyen kaynaklardan...
Onları asla düşman kuvvetlere kaptırmayız!!!
Düşman kuvvet?..
Türkiye’den gelecek şirket...
Uyyy... uyyyy... uyyy...
Su uyur düşman uyumaz...
Öyleyse hemen tedbir alalım...
Ne gibi?..
Talat topu halka atsın...
Kalyoncu, Kıbrıslı bakanları muhatap almayan TC’li bakanları sorgulasın...
Tarım Bakanı Şahali, şaha kalkıp Başbakana rest çeksin...
Sensin yönetemeyen desin...
İstifa mı?..
Etse ne değişecek?..
Özgürgün son ihtarı versin...
Ya imza, ya da ayrılık...
Ah ayrılık, yaman ayrılık...
Maliye Bakanı Birikim Özgür, ay başında maaşların nasıl ödeneceğini sorgulasın...
Halk daha da gerilsin...
Korkuya kapılıp başlasın bağırmaya:
“Ey Türkiye çek elini yakamızdan...”
Büyüklerin oyunu işte böyle...
Halbuki çocukların oyunu çok daha güzel ve anlamlı...
Ali topu tut,
Tut ali tut,
Top ali top...
