banner564

Adayları dinleyince

   Yerel seçimlere az bir süre kaldı...

   Hemen hergün, bir değişik bölgeden adaylar gazetemizi ziyaret ederek, mevcut sorunları aktardıktan sonra projelerini anlatıyor...

   Anlatılan sorunlar yabana atılacak gibi değil...

   Özellikle de su ve kanalizasyon konularında aktarılanları dinledikçe, üzüntümüz kat kat artıyor...

   Kıbrıs kurak bir ülke olabilir...

   Ancak; insanları susuz bırakmak, musluklardan haftada bir, ya da 10 günde bir su akıtmak kabul edilebilir değildir...

   Yazın sıcak günlerinde insan duş alamazsa, bulaşıklarını ve çamaşırlarını yıkayamaz duruma gelirse ne olur?..

   Bu sorunun yanıtı için mutlaka sağlık uzmanlarına başvurmamız gerekmiyor...

   Öyleyse; kurak bir ülkede yapılması gerekenler çok önceden yapılmalıydı...

   Barajların ve göletlerin neredeyse yarısı bakımsızlıktan dolayı su tutmaz hale geldi...

   Ama hiç kimse bu hayati sorunla ilgilenmedi...

   Güney Kıbrıs; geçtiğimiz yıl çok sayıda denizden su arıtma tesisi kurdu...

   Bu yıl kuraklık artınca bunlara 3 yenisini ekledi...

 

Mazeretler geçersiz

 

   Bazıları denizden su arıtmanın yüksek maliyetli olduğunu söylüyor...

   Olabilir...

   İnsanlar susuz yaşayamayacağına göre; yüksek maliyetli olsa da bir çare üretmek zorundasınız...

   Başka kaynaklardan kesinti yapıp, suya yatırım yapmalısınız...

   Aşırı derecede personel istihdamından vazgeçilmelidir...

   Ayrıca kültürel ve sanat adı altındaki etkinlikleri bir miktar kısmak suretiyle, kaynak yaratmak mümkündür...

   Hepsinden önemlisi, proje üretildiği zaman, bunu geri çevirmeyen bir Türkiye vardır...

   Türkiye’ye “Anamur suyu gelinceye kadar denizden günde şu kadar ton su arıtmamız gerekiyor, işte maliyeti de budur” denseydi, bu sorun çoktan çözülürdü...

   Ama KKTC’deki yöneticiler artık proje dahi üretemez, yardım talep edemez duruma geldi...

   Hemen herkes sorunları çözmek yerine günü kurtarmayı düşünüyor...

   Bugünü kurtardığımızı düşünelim...

   Yarın ne olacak?..

   Bir hafta, bir ay, bir yıl, 10 yıl sonra ne olacak?..

   Çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir ülke, nasıl bir gelecek bırakacağız?..

 

Salgın tehlikesi var

 

   Bir başka hayati meseleye geçiyorum...

   Birçok köyümüzde kanalizasyon yok...

   Toprak artık su çekmez duruma geldi...

   O nedenle kuyular kısa sürede doluyor...

   İki haftada bir vidanjör çağırarak kuyu boşaltan bu insanlar, hem ciddi sağlık sorunlarıyla yüzleşiyor, hem de para ödüyor...

   Peki vidanjör, kuyudan çektiklerini ne yapıyor?..

   Kimine göre dere yataklarına bırakıyor; kimine göre yol kenarlarına boşaltıyor...

   Böylesi bir durum karşısında hepimizin ayağa kalkması gerekmez mi?..

   İnsan dışkılarının üzerinde nasıl üretim  yapacağız?..

   Buralarda yetişen sebze ve meyveleri nasıl yiyeceğiz?..

   Hayvanları nasıl otlatacağız?..

   Savaş zamanlarında bile görmediğimiz bir felaketle karşı karşıya bulunuyoruz...

   Bu gerçekleri hala görmezden geliyor ve çare üretmiyorsak...

   Yarın çok geç kalabiliriz...

YORUM EKLE

banner608

banner474