banner564

AB, ektiğini biçiyor

   AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, iki günlük bir ziyaret için Güney Kıbrıs’a gitti...
   Rum lideri Nikos Anastasiadis ile görüştükten sonra ortak basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye’nin, AB ile müzakere sürecini ve Kıbrıs sorununu ele aldıklarını söyledi...
   Peki sonuç?..
   Ortada sonuç yok...
   Tam tersi şantaj var...
   Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin devam edebilmesi için ‘kilitlenen’ başlıkların açılması gerekiyor...
   Bunun için de AB üyesi 28 ülkenin onayı gerekiyor...
   Ne var ki; Rum Yönetimi bilinen şantaj politikasını uygulamaya devam ediyor...
   “Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne kaşı yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece vetomuz devam edecek” diyor...
   Yükümlülüklerin ne olduğunu biliyorsunuz...
   Maraş’ın derhal iade edilmesini ve limanların açılmasını istiyorlar...
   Buna boyun eğilmesi halinde 3-4 tane başlığın açılmasına izin verecek...
   Sonra diğer başlıkların açılması için yeni şantajlar başlayacak:
   Askerini ve Sömürgecileri geri çek!!!
   Sömürgeci dedikleri, KKTC’nin vatandaşı olan insanlar...
   Bunların bir kısmı burada doğmuş, ya da evlenmiş...
   Bir kısmı da ömrünün büyük bir kısmını burada geçirmiş...
   Türkiye, bunu yapar mı hiç?..
 
Çözüm yeri müzakere masası
   
   Halbuki; Kıbrıs sorununun bu şekilde, yani tehddit ve şantaj yöntemiyle çözümlenemeyeceğini hem Rum liderliği biliyor, hem de AB...
   Buna karşın Rum siyasetinde bir santimlik değişiklik yok...
   Bir yandan müzakere masasında zaman harcanıyor, diğer yanda Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp, herhangi bir çözüme gerek duymadan işi bitirmeye çalışıyor...
   İki tarafın uzlaşmasına bağlı olmayan bir çözüm, Kıbrıslı Türklerin ölüme terk edilmesi demektir...
   Bunca yıl Kıbrıslı Türkleri koruyabilmek için milyarlarca dolar harcayan ve askerini burada tutan bir Türkiye bunu yapabilir mi hiç?..
   Elbette yapmaz...
   Öyleyse; Kıbrıs sorununun çözümü esastır...
   Bunun için de taraflara 12 yıl önce büyük bir fırsat verilmişti...
   Kıbrıslı Türkler çözümden yana tavır aldı...
   Hayır’a oynayan ise Rumlardı...
   Rumları cezalandırması gerekirken üye yapan Avrupa Birliği şimdi de utanç verici bir siyaset yürüterek; Rum tarafına “Türkiye ile müzakerelerin başlamasına lütfen izin veriniz” diyor...
   Rum liderliği “olmaz” deyince “ne yapalım üyelerden herhangi birine baskı yapamayız” pozisyonuna geçiliyor...
   AB’nin bu çirkin politikası midemizi bulandırıyor...
   Ve güvenlik endişemizi daha da artırıyor...
   Uyanık olup, sağlam bir pozisyon almaktan başka çaremiz yoktur...

Tüketici ödülleri
   
   Tüketiciler Derneği Diyalog Medya’ya 6 ödül birden verdi...
   Yayın hayatında iki yılı geride bırakan Diyalog gazetesi ‘Yılın Gazetesi’ seçildi...
   Henüz 15 aylık bir mazisi bulunan Diyalog TV ise ‘En İyi Haber Kanalı’ seçildi...
   Bizlere ‘En iyi Gazeteci ve En İyi Medya Yöneticisi Ödülü’ verildi...
   Üç arkadaşımız da başarılı çalışmalarından dolayı ödüllendirildi...
   Dernek yönetimine teşekkür ediyoruz...
   Diyalog Medya’nın bu ödülleri fazlasıyla hak ettiğini sizler biliyorsunuz...
   Haber neredeyse bizler oradayız...
   Yayınlarımızda ciddiyet vardır...
   Kişileri hedef seçen, şantaja dayalı bir yayıncılık anlayışımız yoktur...
   Haber bizim için kutsaldır...
   Devletimizin ve halkımızın çıkarlarını savunmak, adil bir düzen için teşvik edici olmak, sorunları yapıcı görüşlerle ortaya koyup yetkilileri uyarmak; ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişmemize katkı sağlamak bizler için vazgeçilmez bir görevdir...
   İki yıl içinde KKTC’nin en çok satan ve en çok okunan iki gazeteden biri olabilmişsek, bunu halkımızın desteğine ve güvenine borçluyuz...
   Yine bir yıl gibi kısa bir sürede ‘En İyi Haber Kanalı’ seçilmek; doğru, ilkeli ve hızlı haberciliğimizin bir sonucudur...
   Bizlere inanan, güvenen ve zirveye taşıyan tüm halkımıza, ayrıca Tüketiciler Derneği’nin ödüllerine teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz...
YORUM EKLE

banner608

banner474