2019 Mali yılı Bütçesi 31 Ekim 2018 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı sonrasında KKTC Cumhuriyet Meclisinin alt komitesine havale edildi. 2019 Bütçesi, bir önceki Mali yıl Bütçe rakamlarını % 32,50 oranında artırılarak 7,705,000,000 TL (7.705 milyar) olarak Cumhuriyet Meclisine sevk edildi.
Peki 2019 Bütçesi, Bütçe teknikleri açısından iyi hazırlanmış bir bütçe mi diye sorarsanız? Cevabım tabii ki hayır. Çünkü Analitik Bütçe sınıflandırmasına 2005 yılında KKTC Maliye Bakanlığı geçmesine rağmen KKTC Bütçesi hala hazırda 1999 yılına ait iki eski yasa ile düzenlenmektedir. Bunlar “Genel Muhasebe Yasası” ve “Bütçe Uygulamaları Yasası” dır. Halbuki AB normlarında olduğu gibi Analitik Bütçeye geçilmiş fakat çok yıllı bütçe analayışı olan “ORTA VADELİ MALİ PLAN” da kapsyacak olan yeni “KAMU MALİYESİ VE İÇ KONTROL” yasası yasallaşmadığı için hedeflerden uzak, bütçe performansından uzak dünyadaki çağdaş normlardan uzak bir bütçe yasa taslağı her yıl olduğu gibi bu yıl da hazırlanmıştır.
Bütçeler; ekonomide fiyat istikrarının sağlanması, gelir dağılımının düzeltilmesi, yatırımların teşvik edilmesi gibi hedeflerin gerçekleştirilmesinde kullanılan en önemli mali araçlardan biridir. Bütçe harcamalarının nitelikleri ve etkileri farklı olduğundan bütçenin etkin bir mali araç olarak kullanılabilmesi için harcamaların temel kriterlere göre sınıflandırılması gerekmektedir.
Bütçe sınıflandırması; ekonomik ve mali politikaların planlanması, uygulanması ve sonuçlarının analiz edilebilmesi için Devlet faaliyetlerinin kurumsal, fonksiyonel ve ekonomik kriterlere göre tasnif edilmesidir.
Analitik Bütçe Sınıflandırması; kurumsal sınıflandırma, fonksiyonel sınıflandırma, finansman tipi sınıflandırma ve ekonomik sınıflandırma olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.
Kamu Mali Yönetim ve İç Kontrol; kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir.
Dediğim gibi 2019 Bütçe Yasa Tasarısı 7.705 milyar TL’ye Cumhriyet Meclisine sevk edildi. 2019 Bütçesinde en çok gözüme çarpan unsur tabi ki Bütçe açığıdır. Bütçe açığı nerede ise % 900 oranında geçen yıl yasallaşan bütçe açığı oranına oranla artmıştır. Yani 2018 Mali yılı Bütçesinde 83 milyon TL olan Bütçe açığı 2019 Bütçe Yasa tasarısında 825 milyon TL olarak öngörülmüştür. Gerçekten hem ülke insanı için hemde Kamu Maliyesi açısından son derece üzücü ve düşündürücü bir durum. Niye mi?? Bildiğiniz üzere 7 milyara yakın “İÇ BORÇ STOĞU” olan KKTC için Bütçe açığı demek Borç stoğunun artması demek gelecek kuşaklara daha fazla yük demektir.
Peki nasıl oldu da % 900 oranında artarak 825 milyonluk Bütçe açığı oluşacak şekilde bir 2019 Bütçe yasa tasarısı hazırlandı (Bütçe açığı; Bütçe giderlerinin gelirlerinden büyük olması durumudur). Şöyle ki;
• Döviz Krizi; 2018 yılında % 70’e yakın bir oranda Türk Lirasının döviz cinsinden paralar karşısında değer kaybetmesi sonucunda hükümet “panik ve telaş” havasında bir takım tedbirler aldı. Bu tedbirlerin çoğu Kamu Maliyesinin gelirler kısmında negatif sonuçlar doğurdu. Vatandaşın yaşam standardını korunması için alındığı söylensede hem Kamu Maliyesi hem de Vatandaşlar bu tedbirlerden yararlanamadı. Örneğin resturantlarda uygulanan KDV oranın düşürülmesi hem Kamu Maliyesinin gelirlerinde azalma hem de fiyatların aşağıya inerek vatandaş daha ucuz mal ve hizmet alacağı düşünülmüş olsa da fiiliyatda bu gerçekleşmemiştir. 2018 yılında yaşanan vergisel muafiyetlerin yansıması 2019 Bütçe yasa tasarısında yer alan gelirlerin giderlerden daha az öngörülmesine vesile olmuştur. Ayrıca “döviz krizinin” etkisi ile hükümet “panik ve telaş” havasında ülkenin en büyük girdi maliyeti olan “Elektrik Enerjısıne” ve “Akaryakıt” ürünlerine “okkkalı zam” yapması ile birlikte ülkede 2018 yılında “ENFLASYON” hortlayarak yıl sonu beklentisi % 40 oranına yanaşmıştır. Bildiğiniz üzere KKTC Bütçelerinin % 44’ü “Cari Transfer”( maaş ve maaş benzeri) ödemeleri ve % 36’sı “Personel Giderleri” dir. Yani toplam Bütçenin % 80’ne yakını Enflasyondan doğrudan etkilenen ödeneklerdir. Dolayısı ile bu tür ödemeler enflasyonun etkisi ile geçen yıla oranla % 40’a yakın 2019 Bütçe Yasa tasarısının Giderler bacağına bir yük getirmiştir. Kısaca hükümetin yapmış olduğu zamlar enflasyonu tetiklemiş, enflasyon oranıda 2019 Bütçesinin giderlerinin maksimum seviyeye ulaşmasına vesile olmuştur.
• Hükümetin kamuoyu beyanatları; (karamsar tablo çizilmiştir. “Tünelin ucunda ışık yoktur...”) ülke ekonmisinin daralmasına vesile olmuş, hatta vatandaş harcama alışkanlıklarını değiştirerek “tasarrufa” yönelmiştir. Bunun sonucunda ise Kamu Maliyesi 2018 yılında gelir kaybına uğramış ve 2019 Bütçesinin gelirlerine yönelik öngörü enflasyon oranında artmasına engel teşkil edilmiştir.
• TC-KKTC İşbirliği Protokolü; bildiğiniz üzere 2016-2018 dönemine ait “Ekonomik İşbirliği Protokolünün” sonuna gelinmiştir. Fakat 2018 yılında TC’den ayrılan kaynaklar o veya şu nedenlerle kullanılamamıştır. Ekim 2018 sonu itibariyle Toplam “TC Yardım ve Kredileri” için ayrılan kaynağın % 21.40 ( kaynak 2.154 milyar TL), “Kamu Maliyesinin Desteklenmesi” için ayrılan kaynağın % 1,61 (kaynak 1.058 milyar TL) kullanılmıştır. Halbuki yaşanan “Döviz krizi” neticesinde hem ülke Ekonomisi hem de Kamu Maliyesi bu kaynaklardan mahrum bırakılmış ve 2019 Bütçe Açığının anormal seviyede yükselmesine sebep verilmiştir. Peki “2019-2021 Ekonomik ve İşbirliği” protokolü hazırlandı mı? Üç yıl süresince TC’den aktarılacak kaynak ne ?? 2019 Bütçe yasa tasarsında TC Yardım ve Kredilere ait ödeneklerin hepsi sıfır olarak gösterilerek Maliye Bakanlığı altında gösterilmiştir. Demek ki, sayın Maliye Bakanının dediği gibi “2019-2021 Ekonomik ve İşbirliği” protoklü hala hazır değil. 2018 yılında ülke TC kaynaklarından mahrum olmuş belli ki bu gidişle önümüzdeki yıl da yine mahrum olunacak gibi....
Önümüzdeki günlerde 2019 Bütçe Yasa Tasarısına ait yazılarımı yine bu köşeden okuyabileceksiniz...