Ülkenin gündeminde iki aydan beri et sorunu vardır…
Hükümet kanadı “halkımızı etle buluşturacağız” diyor…
Hayvan üreticileri “et ithaline izin vermeyiz” diyor ve çok sert eylemler yapıyor…
Kuzu Harekatı derken, yarından itibaren işin içine sendikalar ve siyasal partiler de katılıyor…
Barış Harekatı’nın 50’inci yılı yaklaşırken ‘kuzu harekatı’ daha ciddi boyutlara ulaşıyor…
Hayırlısı olsun…
Halbuki; küçük ülkenin çok ciddi sorunları vardır…
Bunlarla ilgilenen herhangi bir örgüt var mıdır?..
Mesela yıllardır sözü edilen reformlar?..
Kamuda, eğitimde ve sağlıkta reform yapılacaktı…
Fakat herhangi bir adım atılamadı…
Aslında KKTC gibi küçücük bir yerde ‘önlem almaya yönelik’ bir yasayı reform adıyla sunmak doğru değildir…
Yapılması gereken ufak tefek düzenlemelerdir…
Ne var ki bunu da yapamıyoruz…
Sağlıkta bırakın tam güne geçilmesini, eski düzeni arar hale geldik…
Eğitimde hem başarı diye bir şey kalmadı, hem de okullar bakımsız hale getirildi…
Yaşanan sorunların üzerine bir de ‘sahte diploma’ eklendi…
Bunun yarattığı tahribatı ortadan kaldırmak hiç de kolay olmayacak…
Kamu reformu gerçekleştirilemedi…
Devlet kurumlarında hizmet kalitesi yok denecek düzeye geldi…
Telefon dairemiz var ama konutlara telefon bağlayamıyor…
Karayolları dairemiz var ama yolları yenileyemiyor, trafik levhalarını düzeltemiyor…
Posta dairemiz var ama Gazimağusa’dan gönderilen bir mektup Lefkoşa’ya bir ayda ulaşamıyor…
Su işleri dairemiz var ama patlayan boruları dahi değişemiyor…
Yeni bir sayfa açılmalı
KKTC’nin Anayasasını ve yasalarını yeniden düzenlemeden atılacak adımların bizleri doğru yola çıkaracağını düşünmek aşırı saflık olur…
O yüzden, daha da geç olmadan KKTC Anayasasının ele alınması ve iyi bir çalışma sonrasında demokratik bir düzenlemeyle halkın oyuna sunulması kaçınılmazdır…
Kıbrıs Türk Halkı mevcut sistemden mutlu değilse, yeni bir sistemi seçmeli ve geleceğine daha ciddi bir şekilde yön vermelidir…
Mevcut sistemle bir apartman veya çöp yasasını dahi değiştiremiyorsak, bunda ısrar etmek doğru değildir…
Hele ana hedef AB üyeliğiyse, o zaman Avrupa normlarına uygun bir düzenleme kaçınılmazdır…
İlla ki Başkanlık sistemine geçilsin demiyoruz…
Hiç olmazsa milletvekillerine bakanlık yolunu kapayan, yargıç eksikliğinin giderilmesinin önünü açan yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır…
Anayasayı değiştirmenin ardından tüm çürümüş, işe yaramaz yasalar iptal edilerek yenileri hayata geçirilmelidir…
Bu iki adımı atabilirsek, gelecek için bir miktar umutlanabiliriz…
Aksi halde bu günleri arar duruma da geliriz…
Bugün KKTC öncesi günlerimizi arar olduğumuz gibi içine düştüğümüz düzen ile Yönetilemeyen KKTC denilen bu Ülkede bu günlerimizi de yarınlarda arar olacağımız kesindir !
KTFD zamanı Üretim ve İhracatımızın tavan yaptığı KTHY ile Ülkemize dolu dolu TURİST yağdırdığı UNSPOİLT NORTH CYPRUS denilen Ülkemizi arar olacağımız kesindir ! Yönetemediğimiz KKTC ile kırk yılda güzelim Ülkemizi talan edip batırdık ‘ plansız Programsız yapılaşma ile Doğasını yok ettik Elektriksiz ve Susuz kaldık yetersiz altyapımız ile Lağım Suları atıklarımızı Tarlalarımıza Çevremize ve Denizlerimize döker olduk ‘ Yukardan aşağıya Sahtekarlıklara boğulduk ‘ Üretim Turizm ve İhracatımızı yerle bir ettik ‘ Yatırımsızlıktan dökülen Ülkemizi yaşanamayacak hale getirdik !
Sorma gir Hani küçücük KKTCyi insan doldurduk ‘
Yolları yetersiz Hastahaneleri dökülen ‘ Çevresi talan edilip kirlenmiş ‘ Dağları oyulmuş Ormanları yok olmuş İşsizliğin ve Pahalılığın tavan yaptığı KKTCden gidip de gelmeyen Gençlerimiz Haklı değiller mi yani ?
KKTCnin AB üyeliği mi ne olacak ? Öncelikle altımızdaki toprağı KKTC yapalım ve de BMGK’yine gidip aldıkları KKTCyi Yasaklama kararını kaldıralım.