1996’da vahşi bir saldırı ile gazeteci, yazar, aydın ve yurtsever bir insan olan Kutlu Adalı öldürüldü. Hiç bir cinayet meşru olamaz. İnsan denen varlık, çok yüce bir değerdir. Bu nedenle hangi gerekçe ile olursa olsun, insan öldürmek meşru sayılamaz. Kutlu Adalı yeryüzünün başka yerlerinde olduğu gibi karanlık odaklarca; demokrasi, barış ve hukuk düzenine olan sarsılmaz inancı nedeniyle öldürüldü. Sedat Peker meşhur videosunda azmettirici katiller tarafından, Kutlu Adalı’nın “vatanı, Kıbrıs’ı Rum’a satma çabasında olduğu için” öldürülmesinin salık verildiğini ifade etti. Kutlu Adalı cinayeti için savcılığa ifadesini dilekçe ile veren kardeşi Atilla Peker ise, o ifadesinde ağabeyi Sedat Peker’e, Rumcu olduğu için öldürülmelidir diyen kişinin, kendisine de Kutlu Adalı’nın PKK’cı olduğunu, hatta evinde bulunanların tümünün de öldürülmesini caiz olduğunu ifade ettiğini anlatıyor.
Yani demokrasi, özgürlük, barış, demokratik hukuk devleti, adalet için uğraştığında; karanlık odakların argümanları hazır. Bu kimi zaman Rumculuk, kimi zaman PKK, kimi zaman da devlet düşmanlığı.
Şimdi bu meşum cinayet ve failleri ile ilgili yeni bilgi ve ipuçları ortaya çıktı. Bu çok önemlidir. Bu nedenle bu yeni veriler ışığında konu süratle ele alınmalıdır. Hele askeri vesayeti ortadan kaldırdık söylemini yapan Türkiye’deki iktidarın ve bunun bir parçası olarak, TV’de konu ile ilgili konuşan İçişleri Bakanı Sayın Soylu’nun “Bu işin peşini bırakmayacağız” söyleminden sonra, KKTC devlet, polis ve yargı mensupları, bu işe dört elle sarılmalıdır. Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partiler, sivil toplum, aydınlar bu işin peşini hiç bırakmamalıdır.
Bu konuda, “ bir kasetten çıkan haberle ortalığı gerdiler” veya “ kapanmış olay” ifadeleri ile talihsiz dersem yapılan yanlışı küçültmüş olacağımdan, bunu hataların büyüğü olarak ifade edeceğim sözlere karşın konu ile ilgili dikkat ve çaba azalmamalıdır.
Ayrıca bu büyük hatayı yapan, devletin bir ve iki numaralı siyasi sorumlularına karşın, olayı güncel siyasetin sığlığı ile sınırlamadan; siyasi görüşü, inancı farklı olan tüm sivil ve siyasi güçler bu olayı aydınlatmak, failleri ve gerisindeki karanlık odakları açığa çıkartmak için ortak zemin bulmalıdır. Bu günümüze, dünümüze ve geleceğimize dönük bir görevdir.
Bu günümüze dönüktür, çünkü bu zor ekonomik, siyasi ve sosyal şartlarda, bizi demokratik hukuk devleti ilkeleri temelinde bir arada tutacak ve toplum, halk olma zeminimizi güçlendirip, sorunları aşma enerjimizi besleyecektir.
Ayrıca, yaşadığı dönemde toplumun, demokratik hukuk devleti ilkeleri içinde var olması için emek veren, çaba gösteren, tüm insanlarımıza karşı bir borcumuzdur.
Demokratik hukuk devleti ilkeleri içerisinde var olmayı ilerletmek zorunda olan, gelecek kuşaklar içinde bir zorunlu görevimizdir. Yani günümüz, geçmişimiz ve gelecek için hem bir borç hem de bir görevdir. Kutlu Adalı yeniden bize, adalı olduğumuzu ve adada demokrasi içinde geleceğe gidebileceğimizi hatırlattı.
Yaşadığı her dönemde, şartların farkına karşın, hep Kıbrıs adasında Kıbrıs Türk Toplumunun onurlu bir toplum olması için kalemi, görüşleri, bilgisi ve emeği ile devinim içinde olan Sayın Kutlu Adalı; şimdi tümümüzü, kendine sıkılan vahşi kurşunların faillerini bulma ve bu topraklarda özgürlüğün, demokrasinin, barışın kökleşmesi için karanlık odakların gün ışığına çıkması için birleştiriyor.
Kalemi ile yazamıyor, konuşamıyor, güzel gülüşü, sorgulayıcı bakışları ve sesi ile bizle temas edemiyor. Ama yattığı yerden, birikimi, inançları ile tümümüzü ortak duyguda buluşturuyor.
Failler bulunsun, karanlık odaklar gün ışığına çıksın ve demokrasi, hukuk devleti ilkeleri var olmamızın temeli olsun. Bu sesleniş tümümüze.
Kutlu Adalı
- 27 Mayıs 2021, 09:41
- 325
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Turkish power - 3 yıl Önce
Eokacilarin yanına defnetseydiniz imralı da olabilir
Magusalı - 3 yıl Önce
O tarihte poliste kara bulutlar esiyordu. Geçirilen değişiklik yasası ile sınav geçemeyen liyakatsiz birçok eski komutan polislere çifte terfi verilerek ön plana çıkarılmışlardı.
Magusalı - 3 yıl Önce
Bunun üzerine yüzü aşkın yetenekli polis subayının önü kesilmiş ve istifa etmişlerdir. Hiçbir sınav geçmeyen bazı kişiler hatır gönül ile müdür, genel müdür olmuşlardır. Bu şarlarda emret komutanım hat safhada idi. Bu şartlar altında olmayan olmadı.
Magusalı - 3 yıl Önce
Bu şartlar altında adaletin tecellisi nasıl olur bilemiyorum.!
Magusalı - 3 yıl Önce
Zamanın başbakanı tarafından UBP Li olduğu gerekçesi ile terfisi engellenen, nakil ettirilen ve istifaya zorlanan kaç polis olduğunu biliyormusunuz,?
Turkish power - 3 yıl Önce
Yahu bırakın artık demokrasi provokasyonlarıyla palikaryaci kürtçü ab teslmiyetcisi adamları efsanelestirmeyi millet önce soyunu sopunu bilecek
Hata etmiş rumcu olacağına Türkçü olacakmis