ABD’de 3 bankanın iflası sonrasında küresel finansal piyasalarda sorun yaşayan İsviçre’nin büyük bankalarından biri olan Credit Suisse risk primi Türkiye’nin ülke risk puanı gibi 550 seviyesine yükselmiş ve hisse değerleri hızlı kayıplar yaşamaya başlamıştı. Zira bu bankanın da batan 3 ABD bankası gibi bilançosunda yapısal likidite sıkıntısı ve riskli varlıklara yoğunlaşma ağırlığı bulunuyordu. 19.03.2023 tarihinde Pazar günü İsviçre’nin en büyük bankası UBS bank iflasa doğru sürüklenen bankayı ülkede ve küresel finans sisteminde istikrarın oluşması için değerinin % 60’ına 3,25 Milyar dolara aldığını açıkladı. İsviçre Merkez Bankası yetkilisinin açıklamasına göre eski hissedarların çoğu hükümetin desteklediği antlaşma ile hisselerin değerinin yaklaşık yarısı ödeme yapılarak hissedarlıktan çıkarılacak ve 17 Milyar dolar değerinde bono sahibi ise her şeyini kaybedecek. Banka 2022 yılında küresel kriz sonrası en büyük zararı açıklamasını müteakip müşteriler ve yatırımcıların güvenini sarstı. Ayrıca yükselen faiz oranları yaptığı tahvil yatırımlarının altını oyarak finansal zararı büyütmesi ise güven erozyonunu körükledi. Financial Times’ın raporuna göre İsviçre Merkez Bankası bankaya 54 Milyar dolarlık borçla ani şekilde yüksek kaynak aktarmasına rağmen günlük mevduat 10 Milyar dolar mevduat çekilişinin başlaması bankayı kurtaramadı.
Küresel Merkez Bankaları çözümü…
Bloomberg verilerine göre Fed ve 5 büyük merkez bankasından yapılan ortak açıklamada, var olan ABD doları swap hattı düzenlemeleri aracılığıyla likiditeyi artırmak için koordineli bir adım atıldığı duyurulmuştu. Açıklamada ABD, Kanada, İngiltere Japonya, Avrupa ve İsviçre merkez bankaları swap hatlarının etkinliğini artırmak için halihazırda 7 gün vadeli işlemlerinin sıklığını haftalıktan günlüğe çıkarma konusunda anlaştığı bildirildi. Kısacası küresel enflasyon savaş etkisiyle arttığı bir dönemde sıkılaşmaya yönelen küresel merkez bankaları şimdilik para basmak yerine birbirlerine swap (değişim) anlaşmalarıyla likidite sağlamayı tercih ettiler.
Paralar ve yatırımlar güvenli liman altın ve dijital paraya kayıyor!
Amerika Birleşik Devletlerinde başlayıp Avurpa’ya sıçrayan bankalar krizi sonrasında Merkez Bankalarının piyasaya sürdüğü para arzı ve finansal sistemde oluşan güvensizlik nedeni ile güvenli liman altın ve dijital paraya kaymaya başladı. Merkez Bankalarının faiz oranlarını artırarak, para arzını azaltması ve sıkı para politikasını benimsemelerine müteakip Altın ve Dijital Para Lideri Bitcoin’de sert düşüşlere neden olmuştu. Bankacılık krizi sonrası yeniden piyasada artan likidite ve güven bunalımı sonrası altın 1.800 dolardan 1.974 dolar seviyesine yükseldi. Bitcoin ise 9 aylık zirvesini test ederek 15.600 dolardan 28.000 dolar seviyesini gördü.
İlerleyen dönem beklentileri neler?
Bankaların büyük ölçüde 2008 küresel krizindeki kadar krizin bulaşıcı olmadığı ve sistemik bir risk yaratmayacağı düşünülüyor. Keza şimdilik diğer büyük bankalarda iflas eden bankalar gibi bilançolarında yapısal bozukluk olmadığı ve ayrıca buna ek olarak regülatör merkez bankalarının aldığı önlemlerin güveni artırdığı analizleri yapılıyor. Altın ve Bitcoindeki değer kazancı küresel merkez bankalarının para politikasıyla ve bankacılık sistemine güvenle doğrudan ilişkisi bulunuyor. Keza FED’den dolarda faiz artışı mart ayında beklenmiyor. Zira merkez bankaları bankacılık krizini dizginlemeye ve güven yaratmaya yoğunlaşmış durumda. Ancak yatırımcı banka ekonomistlerinde genel beklenti mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında 25’er baz puanlık faiz artışının enflasyonun dizginlenmesi için devam ederek dolar faizlerinin % 5,25- % 5,50 band aralığını çıkarılması. Dolayısıyla en erken mayıs ayındaki faiz artışlarına kadar iki yatırım aracı da kazanmaya devam edebilir. Sonuç olarak faiz artırımlarıyla yeniden sıkılaşma devam ederse ve bankacılık sistemi kısa vadede güven tazelerse yatırımlar tekrardan banka mevduatlarına ve yeni yüksek getirili tahvillere kayacaktı. Aksi takdirde riskten kaçış devam edecek ve paranın yönü güvenli limana ve teknolojik yatırım araçlarına kayacaktır…