Kesintisiz üç bin yıldan fazladır konuşulan ve yazılan üç dil var: Yunanca, Çince ve İbranice.
Yunanca, alfabesi olan ilk dildir.
Başlarda bürokratik sicili tutmak için kullanıldı. Ardından Homeros’un (MÖ Dokuzuncu Yüzyıl) İlyada ve Odysseia’si ile edebiyatın dili oldu. Felsefe ve bilimin temelleri Yunanca atıldı. İsa’nın havarileri Hıristiyanlığın hikâyesini Yunan dili ile anlatacaklardı. Bugün sanat, bilim, politika ve kanun olarak bildiğimiz şeylerin kökeni Eski Yunan’ın şehir devletleridir.
Dünya edebiyatı dediğimiz şey de İlyada ve Odysseia ile başladı.
İlk tarih kitabının yazarı da MÖ 450 civarlarında tarihin en ünlü muharebelerinden biri olan Yunan-Pers Savaşı’nı kaleme alan Heredot’tur (MÖ Beşinci Yüzyıl).
Homeros’un kullandığı dilde nestos eve dönüş anlamına geliyordu. Nostalji, ki içinde evin de olduğu geçmişe duyulan özlemdir, bu kelimeden türer. Milattan Önce 8, 7 ve 6’ıncı Yüzyıllarda Yunan şehir devletleri Ege, Akdeniz ve Karadeniz sahillerinde sıfırdan onlarca yerleşim yeri kurdu. Bu yerleşim yerlerine Apoikia - “vatandan uzak vatan” – deniyordu. Osmanlı’yı başlatan Söğüt de bir tür “vatandan uzak vatan,” Apoikia idi.
Atletizm kelimesi de Yunanca kaynaklıdır. Orijinal hâlinde “rekabet etmek, çabalamak veya boğuşmak” anlamına geliyordu.
Doğduktan kısa bir süre sonra götürüldüğüm Vroişa Köyü’nde (Türkçe adı Yağmuralan) yaşayanların hepsi Türk’tü ama Rumca konuşuyorlardı. Türkçe ve Rumca konuşarak büyüdüm. Bir bardak su ile bir şişe su gibi farksızdı benim için bu iki dil o zaman. Değişik (ve düşman) milletlerin lisanı olduğunun bilincinde değildim. Lisede bir yıl Rumca okuma yazma öğrendim.
Fasariyalar başlayınca Rumlarla aramızda hâlâ yıkılmamış olan bir duvar yükseldi ve her ikisini de kullanma olanağım kalmadı. Bugün, soracak olursanız, Rumcamı “açlıktan ölmeyecek,” düzeyde olarak tarif edebilirim.
Çocuklarım Selim ve Sara üç dille büyüdü – İngilizce, Almanca ve Türkçe. Alman olan annelerinden Almanca, çevreden Türkçe öğrendiler. Anneleriyle İngilizce anlaşıyordum. Bu dili de bu konuşmalarımızdan ve benden öğrendiler.
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki çocuklar on yaşına kadar bütün dilleri ana dili gibi, yani duyarak öğrenirler. O yaştan sonra ezberleyerek öğrenme başlar.
Yabancı dil öğretimi on yaşından önce başlamalı. On yaşına kadar çocuklar aynı anda birçok dil öğrenebilir. Ama hepsi eşit derecede kuvvetli olmaz.
Çince ve Fransızca öğrenmeleri için çocuklara Çinli ve Fransız dadı tutacak kadar param olmasını çok istemiştim. Sonra okulda Fransızca öğrendiler. Selim de İngiltere’de yatılı okurken Çin öğrencilerden biraz Çince öğrendi ama hepsi küfür kelimesiymiş.
Konudan biraz uzaklaştım galiba…
Neden ilk alfabe Antik Yunan’da yazıldı? Felsefe, bilim, tarih, tiyatro, edebiyat ilk defa neden orada başladı? İlk demokrasi neden orada kuruldu?
Bu soruların neredeyse hiç cevabı yoktur?
Varsın olmasın. Mucizelerin açıklamasını ille de bilmek gerekmez.
Kseris Ellinika?
- 22 Mart 2022, 10:42
- 2.5B
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Pınar - 3 yıl Önce
MM bugün leziz bir çorba yapmış :) Tarihin içinde renkli yolculuk için teşekkürler.
Kasım Kasım - 3 yıl Önce
Çince ve Fransızca öğrenmeleri için çocuklara Çinli ve Fransız dadı tutacak kadar param olmasını çok istemiştim. İçimdeki gerçekleştiremediğim ideali hatırlatınız bana bireysel çabalarla dil öğrenme bir yere kadar sistem sorunu bu. Çocuğumuz için ilk öğretim sonrası dil öğrenimi için nasıl da iyi bir lise aradığımızı hatırlıyorum Tıp mesleğinin yanında iyi bir dil eğitimi alamadı. Heder olan kaynaklar boşa giden yıllar üzüntü verici eğitim bilimsel verilerle yapılmadığı sürece kaç kuşak böyle gider. Yıllar önce Ankara siyasalın yurdunda bir Japon değişim programı öğrencisinin yağlı boya duvarda bizlere İngilizce öğretme çabasını hatırlarım Japon öğrencinin Osmanlıca dili üzerine araştırma yaptığını belirtmek isterim.(Dört yıl süren araştırmasını tamamlayıp ülkemizden ayrılmıştı)
Kadir - 3 yıl Önce
Yazar bildiğim kadarıyla zamanında mücahitlik yapmış. Ve bu yazıda savaşları değil eski güzel günleri unutmamayı seçmiş. Bunun üzerinde uzun uzun düşünmemiz lazım. Saygılar.
Tarık @Kadir
- 3 yıl Önce
Evet statükoyu korumaya çalışınca gittikçe batıyoruz
yasemin oral - 3 yıl Önce
İnsan ne kadar dil bilirse ufkunda o kadar çok pencere açılır. Bir mübadil çocuğu olarak bildiğim rumca ingilizce öğretmenliği kariyerimde çok yardımcı oldu.
Sarp Ege - 3 yıl Önce
Yazıda Yunan reklamı yapılmış. M.Ö. ceki yıllarda Yunan medeniyetinin felsefe, bilim, edebiyat dallarında atılımı doğrudur. Merakımdan dolayı orta yaşlarda Yunanda öğrenmeye başladım. Ama bi gerçeğide unutmamak lazım. Şimdiki torunlarının atalarının hoşgörü,medeniyet ve felsefesi ile uzaktan yakından ilgisi olmaďığı gerçeğidir. 1828 Yunan isyanında binlerce Türkün katletildiği, 1974 öncesi Kıbrıs 'ta bizlere yapılan eziyetlerde unutulmamalıdır.
Yalısapkını @Sarp Ege
- 3 yıl Önce
Çok güzel bir tespit yapmışsınız: şimdiki Yunanların antik dönemdeki atalarıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Çünkü onlar, Ortodoks kilisesinin dogmalarıyla beyni yıkanan, özenle kurgulanmış ve zülfü yare dokunacak karanlık tarafları örtbas edilmiş bir yalan tarih anlatısıyla büyüyerek, her konuda kendilerini hep haklı gören bağnaz bir toplumdur. Eski Yunan uygarlığına yönelik ölçüsüz övgülerin de etkisiyle kibre boğulan modern Yunan halkı, gerçeklikten kopmuş, müzakere etmeyi, taviz vermeyi hakaret addeden, taşralı, dar kafalı, sevimsiz, öfkeli bir yığına dönüşmüştür.
Turkish power @Sarp Ege
- 3 yıl Önce
Orhun yazitlarindaki alfabe neydi kril alfabesi neydi japon alfabesi neydi Arap alfabesi neydi k asimile arkadaş üstad diyoruz ama iliklere işlemiş ezik asimile şark entel benliği bir türlü yok olmuyor gerçekten yazık çok yazik
Şey Tan - 3 yıl Önce
Lütfen bir kere olsun şu ultra milliyetçileri zevkten çıldırtarak tatmin edecek bir yazı yazın. Şüphesiz ki onlar şiddet, kavga ve nefrete açtır.
Turkish power - 3 yıl Önce
Orhun yazitlarindaki alfabe neydi kril alfabesi neydi japon alfabesi neydi Arap alfabesi neydi k asimile arkadaş üstad diyoruz ama iliklere işlemiş ezik asimile şark entel benliği bir türlü yok olmuyor gerçekten yazık çok yazik
Hoş bir tarihi gezinti olmuş. Teşekkürler.