Güney Kıbrıs ağır bir ekonomik kriz yaşıyor...

   Şirket iflaslarına hergün bir yenisi ekleniyor...

   İflaslar arttıkça; kepenkler indikçe işsiz sayısı daha da artıyor...

   Cebinde para olmayan insanlar ciddi suçlara yönelebiliyor...

   Bir de en ucuzunu tüketmek zorunda kalıyor...

   Diyeceksiniz ki; Rumlar kötü de biz çok mu iyiyiz?..

   Henüz Rumlar kadar kötü değiliz ama, bizde de işlerin iyi gitmediği görülüyor...

   Özellikle dövizin hızla yükselmesi karşısında borçlu vatandaşlar ciddi sıkıntılar yaşıyor...

   Konut taksidi ödeyenler, kirada oturanlar veya döviz borçlanarak araba alanlar gerçekten zor bir dönemden geçiyorlar...

Piyasanın hareketlenmesi önemli

   Kuzey Kıbrıs’ın ithalata bağlı bir ekonomik yapısının olduğunu biliyoruz...

   Ne var ki; ithalatın büyük bir kısmını Türk Lirası ile Türkiye’den yapıyoruz...

   Dövizin yükselmesi sonrasında Türk ürünlerinin fiyatı; Rumlar açısından oldukça cazip hale geldi...

   Bu gelişmeyi, Kuzey Kıbrıs açısından avantaja çevirmemiz gerekiyor...

   Hükümet; istihdam ve atama krizini bir an önce sonlandırıp, bu konuda yaratıcı fikirler üretmelidir...

   Özellikle sınır kapılarında ve internet ortamında İngilizce ve Rumca yazılı tanıtıcı reklamlara yönelmeliyiz...

   Bir de, nasıl olsa güneyden daha ucuz olduk diyerek, fiyatların yukarılara çekilmesine izin verilmemelidir...

Kıbrıs sorununun önemi

   Güney Kıbrıs’taki bankaların iflasını fırsat bilerek, tek yanlı çıkar peşinde mi koşmalıyız?..

   Elbette ki; genel arzumuz kalıcı bir çözümdür...

   Uzun vadede, Kıbrıs sorununun çözümlenmesi ve her iki toplumu da ekonomik yönden güçlendirecek bir yapının ortaya çıkması çok daha önemlidir...

   Doğal gaz, ardından petrol, Türkiye’den gelecek su ve elektrik avantajlarını birleştirdiğimiz takdirde, her iki toplumun da refah düzeyi oldukça yükseklere çıkabilir...

   İşsiz insan kalmaz...

   Fert başına düşen milli gelir yükselir...

   Konut fiyatları yükselir, dıştan gelen paranın miktarı artar...

Önemli olan başarmak

   Bunlar iyi, güzel düşünceler de; Kıbrıs sorununun çözümünü başarabilecek miyiz?..

   İşte bu soruya yanıt vermek çok zor...

   Çözümü; sadece bizim isteğimizle başaramayız...

   Bunu her iki toplumun da istemesi ve desteklemesi gerekiyor...

   Ne var ki; bugüne kadar ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ konusunda bile yapılması gerekenler yapılmadı...

   Kıbrıslı Türk ve Rum çocukları okulda, oyun alanlarında biraraya getirilmedi...

   Türk ve Rum işadamları ortaklaşa ticaret yapamadı...

   Turizmciler; işbirliği yapmak yerine, karşılıklı kötüleme propagandasına devam etti...

   Öyleyse; sorunun yakında çözümü için umutlandırıcı hiçbir şey yok...

   Sınır kapılarının açılışında olduğu gibi, bir sabah yeni devletin marşı ile uyanabilir miyiz?..

   Olmayacak şey değil...

   Ama böylesi bir emrivaki adaya kalıcı bir barış getirmez...

   Her iki toplumu da mutsuz eder...

   Çözüm için önümüzde daha uzun bir yol vardır...

   Bu yolda ilerleyebilmek için Kıbrıs Türk tarafının ekonomik açıdan güçlenmesi şarttır...

   Türkiye’nin mali yardımlarını daha düzgün bir şekilde kullanırsak, güneyden çok daha iyi bir duruma gelebiliriz...

   Bunun anahtarı siyasilerin elindedir...

   Siyaset temizlenirse, gelecek aydınlıktır...