banner564

Kritik süreçten geçerken yapılması gerekenler

  Kıbrıs Türk toplumu; geçmişi iyi bilen ve olası bir anlaşmada haklarımızı garanti altına alabilecek önemli değerlerini büyük ölçüde kaybetti...
  Uluslararası hukuk bilgisiyle, lisanıyla ve deneyimleriyle kendisine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir Rauf Denktaş’ı kaybettik...
  Ondan önce, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkan Yardımcısı, Mücadele Önderimiz Dr.Fazıl Küçük’ü kaybettik...
  Artık Osman Örek, Nejat Konuk, Mustafa Çağatay, İsmet Kotak gibi değerli siyasiler de yok...
  Fakat uzun yıllar deneyimli siyasilerin yanında görev yapan, onlarla yakın ilişkilerde bulunan sayıları az da olsa yararlanabileceğimiz değerli insanlar vardır...
  Derviş Eroğlu, İsmail Bozkurt, Kenan Atakol, Fuat Veziroğlu, Taner Etin, Hakkı Atun, Oktay Feridun, Dr.Kaya Bekiroğlu, Zaim Necatigil, Salih Coşar, Tansel Fikri gibi...
  Bu insanlar kolay yetişmedi...
  Devletin birçok kademesinde üstün görevler üstlenen bu insanların yurt içi ve yurt dışında üstün bilgi birikimleri vardır...
  Bazıları, eski müzakere süreçlerinin içinde bulundu...
  Rumların hangi konularda, ne tür ‘taktikler’ yaptığını biliyorlar...
  Öyleyse bu değerli insanlardan yararlanmalıyız...
  Onların gerek Kıbrıs sorunu, gerekse iç siyasette yaşananlar konusunda ortaya koyacakları tarihi bilgilerden yararlanmak ve yeni kuşakları eğitip, geleceğe hazırlamak çok önemlidir... 


Konuşacak çok şey var
 
  Kıbrıs’ın geçmişi hakkında konuşulması ve yazılması gereken çok şey var...
  Bunu başarabilmek için de tarafsız araştırmacıların, tarihi olaylara tanıklık etmiş kişilerle konuşması ve toparlanan bilgilerin kitaplaştırılarak kalıcı hale getirilmesi gerekiyor...
  Aslında, karanlıkta kalmış ne varsa tümünün çoktan aydınlığa kavuşturulması gerekirdi...
  Ama bunu tam olarak başaramadık...
  Mesela; 1950’li yıllarda, İngiliz idaresine yönelik başlatılan silahlı çatışmalar...
  Makarios’un ve Rum Ortodoks Kilisesi’nin bu çatışmalardaki rolü...
  Türklerin, o dönemdeki tavırları...
  Kim ne önerdi, ne yapıldı veya neler yapılmadı?..
  Sonra 1960’lı yıllar...
  Aralık 1963’te başlayan çatışmalar...
  Bir yanda eline tüfek tutturulmuş, 14-15 yaşlarındaki gençler ve onların sosyal ve kültürel yaşamlarındaki dramatik değişimler...
  Diğer yanda ‘Komuta kademesinde’ yaşananlar...
  Bazı kişiler neden ve niçin kurşunlandı?..
  Kimlere, hangi gerekçelerle işkence yapıldı?..
  Örneğin; çocukluk yıllarımızda sürekli ‘Tekke Bahçesi’nde ayaklarından bağlanan ve kırbaçlanan kişilerden söz ediliyordu...
  Bu insanları ayaklarından bağlamanın ve kırbaçlamanın sebebleri neydi?..
  Sonrasında neler oldu?..
  Ve 1974 sonrası...


Nüfus mübadelesi neden yapıldı?
  Güneydeki insanlar, niçin kuzeye aktarıldı?..
  Güney’deki Türk nüfusunu sonlandırmak ne işe yaradı?..
  Rum mülklerine neden ‘koçan’ verildi?..
  Çok partili sisteme geçişte kimler rol aldı?..
  Neden parti sınırlaması getirilmedi?..
  ‘Demokrasi’ adı altında toplumu kamplara bölme planlarını kimler yarattı?..
  Bir avuçluk toplum nasıl parçalandı?..
  Uzun yıllar silahlı çatışmaların gölgesinde ‘birlik ve beraberliklerini’ koruyabilen bu insanlar, özgürlük sonrasında neden kutuplaştı?..
  Aileler hangi sebeplerle parçalandı?..
  Köy kahveleri neden ayrıldı?..
  Aslında Kıbrıs’ın gerçek tarihini ve yaşananları sadece Kıbrıslı Türk araştırmacıların değil, Kıbrıslı Rum araştırmacıların da aydınlığa çıkarması gerekir...
  Hiçbir baskı altında kalmadan...
  Kimseden korkmadan...
  Ve yalana başvurmadan...
YORUM EKLE

banner471

banner473