Yıllardır ‘çözüm, çözüm’ diye yanıp tutuşuyoruz...
Annan Planı referandumunda Rumların “hayır” demesine kızıyoruz...
Fakat; çözüm olması halinde, hangi kuruluşumuzun buna hazır olduğunu veya çözüm sonrasında insanların ne yapacağını, nerelerde oturacağını, hangi işten, nasıl para kazanacağını hiç tartışmıyoruz...
Neden?..
İşimize gelmiyor da ondan...
Bazı kesimler, halkı yanlış bilgilendiriyor...
Hatta aldatıyor...
Yalan, yanlış bilgilerle, insanları ‘olmayacak şeyler’ konusunda umutlandırıyor...
Halbuki; gerçekleri konuşmamız gerekiyor...
Yıl sonunda çözüm mü istiyoruz?..
Peki bu çözüm olduğunda biz ne yapacağız?..
Bilen var mıdır?..
Bu konuda proje hazırlayan ve hesaplama yapan birileri var mıdır?..
Görünen o ki yoktur...
Şebekemiz kriter dışı
Şimdi yeni bir heyecan başladı...
Koro halinde “Mümkün olan en kısa sürede çözüm” diyoruz...
Rum liderleri de koro halinde, Akıncı’nın gelmesinden sonra umutlandıklarını söylüyor...
Birleşmiş Milletler, AB, hatta ABD umutlanmış görünüyor...
Öyleyse çözelim şu sorunu...
Mümkün olan en kısa süre Aralık 2015 mi?..
Şubat 2016 mı?..
Hadi çözelim...
Önemli olan, çözüm sonrasında Kıbrıslı Türklerin nasıl çözüleceğidir...
Daha şimdiden, ortaya ciddi sorunların çıktığını görüyoruz...
Türk Müzakereci Özdil Nami, Elektrik, Cep Telefonu ve Sınır kapıları konusuna öncelik verdiklerini söylüyor...
Rum Müzakereci Mavroyannis, elektrik şebekelerinin birleşmesi konusu tartışılırken, Rum Elektrik Kurumu yetkililerini de toplantıya davet ediyor...
Uzman heyet, KKTC’deki elektrik şebekesinin ‘kriterlere uygun olmadığını’ belirtiyor...
İddialar gerçek dışı mı?
Bunda kasıt var mı?..
Kesinlikle yok...
Güneydeki cephanelik patlaması sonrasında Mari Elektrik Santrali çalışamaz hale gelmişti...
Güney Kıbrıs bir anda karanlık altında kalınca, kuzeyden elektrik almaya başlamışlardı...
Dolayısıyla, Rum Elektrik Kurumu mühendisleri, bizdeki şebekenin durumunu iyi biliyor...
Aslında bizler de biliyoruz...
Rüzgar sert estiğinde, yağmur yağdığında, bizdeki şebeke arıza çıkarmıyor mu?..
Ülke saatlerce elektriksiz kalmıyor mu?..
Öyleyse; Rum uzmanlar bizlere yalan söylemiyor...
Yarım asırlık sürede bir elektrik sorununu hallemediğimiz için kimbilir içlerinden neler söylüyorlardır?..
Paha biçilmez değerde mallar, mülkler bize kalmıştı...
1974 sonrasındaki ilk yıllarda bavul turizminden inanılmaz paralar kazandık...
O dönemde ithalata kapalı bulunan Türkiye’den gelen on binlerce insan, bavulları doldurup gidiyordu...
Bavul turizmi bittikten sonra, Asil Nadir dönemi geldi...
Yurt dışından buraya milyonlarca Sterlin aktarıldı...
Daha sonra emlak patlaması yaşandı...
Sterlinler çimento torbalarında taşındı...
Bitmedi...
Türkiye’den her yıl bir milyar dolara yakın para geliyor...
Öğrenciler ve turizmden gelenler de 4 milyar doları buluyor...
Buna karşın şu küçük ülkede elektrik sorununu bile çözemedik...
Cep’ler hazır mı?..
Gelelim telefon şebekelerinin birleşmesine...
Rum tarafı +357’de ısrar ediyor...
Biz ise +90 diyoruz...
İkisinin ortası olur mu?..
Olmaz...
AB’nin kabul ettiği +357’yi adamlar değiştirir mi?..
Niye değişsin...
Bu konuda bir de ‘şebeke’ meselesi var...
Konunun ilerlemesi halinde, elektrikte olduğu gibi GSM’de ‘kriterlere uyumsuzluk’ ortaya çıkmayacak mı?..
Adanın kuzeyinde halen birçok yerde cep’ler çekmiyor...
Ya da konuşmalar sürekli kesiliyor...
Fiyatlar deseniz can yakıyor can...
Peki nasıl birleştireceksiniz GSM’leri?..
Sınırların tümünü açalım
Güven Yaratıcı Önlemlerle ilgili 3 öncelikten söz etmiştik...
Yani Türk tarafının ortaya koyduğu öncelikler...
Koca KIB-TEK var...
İhalesiz santraller, akıllı sayaçlarla herkese meydan okuyor...
Ama bunları bize hap gibi yuttururken, diğer yandan Rum mühendisler “Şebeke kriterlere uymuyor” diyor...
GSM konusu da öyle...
Dev şirketler var...
Ama faaliyet alanları KKTC...
Burada insanların önüne ne koyarsan, ona “Allah razı olsun” demekten başka bir çaresi yok...
Konu, AB kriterlerine gelince, nelerin olacağını pek yakında göreceğiz...
Ve geçiyoruz üçüncü önleme...
Yeni sınır kapılarının açılmasına...
Türk tarafı buna hazır mı?..
Yetişmiş muhaceret elemanı var mıdır?..
Varsa, Lokmacı kapısında neden hala sıkıntı yaşanıyor...
Yoksa, neden bu sıkıntı giderilmiyor?..
İmalat kriterleri ne durumda?..
Bugün burada noktalıyoruz...
Yarın imalat kriterleri ve diğer konulara değineceğiz...
“Çözüm hemen şimdi” derken, buna hazır olan hangi kuruluşumuz var bunları konuşmalıyız...
Ama doğru bir şekilde!..