Dünya çapındaki siyasi ve ekonomik konular, sizi ister tanının, isterse tanınmayın doğrudan etkiler.
1964 sonrası Kıbrıs Rum liderliğinin tavrı, ama Kıbrıs Türk Toplumunun iç siyasi gerilimlerinin de etkisi ile Ankara’da bir nevi sürgün yaşayan Rahmetli Sayın Rauf Denktaş “sürgün” yıllarında, özeleştiri de taşıyan bir kitap yayınlamıştı.
“12’ye Beş Kala Kıbrıs “ isimli o kitapta Sayın Denktaş; “Değişen dünyadan bi haber, körü körüne İngiliz dostluğu güttük” dedi. Bu, “ körü körüne İngiliz dostluğu” nedeni ile Arap ve Afrika halklarının bağımsızlık mücadelelerine duyarsız kaldık. Onları “Arap, çorap“ diye küçümsedik, böylece ENOSİS siyasetini savunan Makarios, Bağlantısız ülkeler indinde Bağımsızlığı savunan lider oldu, demişti.
Bu “değişen dünyadan bi haber körü körüne “siyaset gütmek tutumu, maalesef o dönemle sınırlı kalmadı. O, öz eleştiriyi yapanlar, dünyadaki gelişmeleri takip etmeme takıntısını sürdürdüler. Bağnaz bir bakışla çağın gelişme dinamiğinde yeni bir unsur olarak çıkan AB sürecine de kör baktılar.
Dar milliyetçi bakışla AB sürecini, “ kıyma makinesi“ diye tanımlayarak, elimizdeki avantajları yaratıcı fırsata döndürme yerine, bağnazlıkla Güneyin çözüm olmadan AB üyesi olma yolunu döşediler.
Geçmişte ENOSİS diye yola çıkanların; bu “körü körüne” siyaset nedeni ile Bağlantısızlar Hareketinin göz bebeği olmasına, sonra da AB içinde etkin olarak var olmasına sebep olundu.
Tüm bunlardan dersler çıkartacağımıza, şimdide dünyada gelişen ayrılıkçı eğilimleri göz ardı ederek “İki ayrı devlet veya Konfederasyon“ sözleri hatta “AB içinde iki ayrı devlet“ tezleri ifade ediliyor.
Peki, günümüzde ne yaşanıyor? Katalonya. Irak, Suriye…
Bugün itibari ile İspanya’da ayrı Katalon Devleti kurmak amacı ile Referandum yapan Katalonya’nın o dönemki siyasi liderleri, İspanya'da ağır hapislik talebi ile yargılanmaya başlandı.
Ayni şekilde bundan kısa bir süre önce Irak ‘ta Barzani yönetimi, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi sınırları içinde ayrı Kürt Devleti oluşturmak için Referandum gündeme getirdi.
Tüm bölge ülkeleri, Türkiye, ABD, Rusya, İran buna karşı çıktı.
Yine ayni şekilde Suriye’de bırakın ayrı Kürt Devleti yaklaşımını, Suriyeli Kürtlerin Otonomi içinde bir yapılanmaya gitmesine dahi Türkiye ve İran karşıdır.
Başta Türkiye olmak üzere bu eğilimlere karşı olanlar, Suriye ve Irak'ın Toprak Bütünlüğü ve siyasi demokratik birliği içinde sorunun çözülmesini istiyor.
Gerek Türkiye’de, gerekse Kıbrıs’ta pek çok milliyetçi, muhafazakâr, ulusalcı ve solcu çevrenin konu ile ilgili yazdıklarını okuyor, değerlendirmelerini dinliyoruz. Bunlara göre Irak'ın ve Suriye’nin Toprak Bütünlüğü ile siyasi demokratik birliğini bozmak isteyenler, emperyalist ve siyonist güçlerdir.
Ama iş, milliyetçi yaklaşım içinde Kıbrıs’a gelince; adanın, toprak bütünlüğünü ve siyasi eşitlik içinde demokratik birlikteliğini Federal temelde göz ardı etmek, bunlar için geçer akçe olmaktadır.
Bunlar “Sayın Anastasiadis şunu söyledi” dolayısı ile artık Federal Çözüm masadan kalksın, AB içinde iki ayrı devlet, Konfederasyon gündeme gelsin” diyorlar.
Evet, Sayın Anastasiadis'in ne söylediği önemlidir. Ama bunun kadar önemli olan diğer husus, bunu neden bu zamanda ve niçin ele aldığıdır?
Peki, Sayın Anastasiadis’in bu konuda en büyük ahbabı kim? İsrail Başbakanı Sayın Netenyahu. Peki, onu bağnazlığa dönük kışkırtmasının sebebi, acaba, Suriye ve Irak’ta Toprak ve siyasi bütünlük konusunu delmek isteyen İsrail fanatiklerinin, bu önemli ilkeden bizi, kendi elimizle, Kıbrıs üzerinden uzaklaştırmak için oluşturduğu bir olay mı diye düşünmek de gerekmez mi?
Eğer tarihten ders almaz ve BM Parametrelerine sırt dönerek, adanın toprak bütünlüğü ve siyasi eşitlik içinde demokratik birliği ilkesinden, yani Federasyondan saparsak; geçmişte, Güneyi kendi elimizle Bağlantısızların ve AB’nin yıldızı yaptığımız gibi, şimdi de dünya indinde onları, toprak bütünlüğü ve siyasi demokratik birlik ilkesinin savunucu yıldızı yapmaz mıyız? Yaparız. Böylece kurşunu kendi ayağımıza sıkarız.
Hadi buyurun, İspanya’da bunlar yaşanırken siz, AB içinde iki ayrı devlet tezini savunun? Hadi Irak ve Suriye’nin Toprak Bütünlüğü ilkesini savunurken, bu ilkeyi Kıbrıs’ta bağnazlık üzerinden, Güneyin fanatiklerine terk edin. Bu olursa bilin ki kısa ve orta vade de yine ciddi sorunları biz yaşayacağız. Haçanabir ayni hatalar üzerinden özeleştiri.