Bizim taraf diyor ki:
-Çözüm sonrasında kuzeyin ayrı limanları olacak...
-Çalışan Türk vatandaşları geri gönderilmeyecek. Tümü çalışmaya devam edecek...
-Üniversitelerimiz, polisimiz olacak...
-Kıbrıs Türk Yönetimi altında kalacak Rumların sayısı yüzde 20’yi geçmeyecek...
Rum tarafı diyor ki:
-Çözümün ilk günü ve ilk saatinde limanların yönetimi, gümrüğü Merkez Hükümetin yönetimine geçecek...
-Çözüm sonrasında adada yasal olarak kalacak TC vatandaşlarının sayısı 40 bin olacak...
-TC vatandaşı öğrencilerin ve işçilerin ikamet izinlerine Merkezi Hükümet karar verecek...
-Yüzde 20 oranı yerel seçimlerde oy kullanmakla ilgilidir...Serbest yerleşim, mülkiyet ve ticaret hakkı konusunda uzlaşılmıştır.
Merkezi hükümet ne yapar?
Kuzey Kıbrıs ekonomisini ayakta tutan iki sektörden bir tanesi üniversiteler, diğeri turizmdir...
Üniversitelerde okuyan TC kökenli öğrencilerin ikamet izinlerine Merkezi Hükümetin karar vermesi halinde nelerin olabileceğini kestirmek hiç de zor değildir...
İşçiler konusunda da öyle...
Şimdiki durumda KKTC hükümeti bile, Türkiye’den gelen işçilerin çalışma izinleri konusunda o kadar çok bürokratik işlem yapıyor, o kadar zorluk çıkarıyor ki; bunun bir de Rum Muhaceret Müdürü tarafından yönetildiğini düşünün...
Tek kelime ile Kıbrıs Türk ekonomisi diye birşey kalmaz...
Çok kısa bir süre içinde bugünkü durgun dağlar da birer birer yıkılır...
Bunca zaman bizimkiler Beşparmak Dağları’nın bir parmağını kesme noktasına geldiler...
Onlar, bizdeki parmakların tümünü keserler...
Hiç kimse; bu uyarıları yapıyoruz diye çözüme karşı çıkıldığını sanmasın...
Konuyu temelsiz ideolojik tartışmalara çekmesin...
Farklı düşüncesi olanlar ortaya çıkıp açık açık söylesin...
Ortak toplantı yapsınlar
Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in söyledikleri ile KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın söyledikleri örtüşmüyor...
İki liderin değerlendirmeleri ve izahatlarında önemli farklılıklar vardır...
Bunu ortadan kaldırmanın yolu ise ortak açıklamadan geçiyor...
Anastasiadis; 3 Kasım’da basın toplantısı düzenleyerek Rum halkını aydınlatacağını açıkladı...
Toprak ve harita gibi hayati bir konunun görüşülmesi öncesinde kendi halkını aydınlatma yönüne gidiyor...
Sayın Akıncı’nın da aynı tarihte, Türk halkına açıklamalarda bulunması elbette iyi olur...
Ancak yine farklı görüşlerin ortaya çıkması durumunda halkın kuşkuları giderilemez...
O nedenle iki liderin de aynı günde ve aynı salonda Türk ve Rum basınının karşısına çıkmasında büyük fayda vardır...
Bunu başarmalarını bekliyoruz...