banner564

Koalisyon hükümetinin başarılı olabilmesinin ön şartı

Kıbrıs Türk halkı alışılagelmiş bozuk ve yanlış yönetim anlayışından şikayetçi olup, artık kaliteli ve başarılı hizmet beklentisi içindedir.
Seçim propaganda döneminde ortaya konulan projeler, vaatler ve iddialı hedefler, devletin geçmişe göre daha başarılı çalıştırılmak istenildiği göstermektedir. 
Gerçi, bu güne kadar ülkemizde, seçim döneminde söylenenler ile iktidara geldikten sonra yapılanların farklı olduğuna tanık olduk. Bununla beraber başka seçeneğimiz bulunmadığına göre, söylemlerin ne derece gerçekleştirileceğini görmek için bir süre beklemek zorundayız
Geçmişte yaşananlar dikkate alındığı zaman, ülkede başarılı bir yönetim sergilenebilmesi için, her şeyden önce yöneticilerin siyasi tercih ile atanmasından vazgeçilmesi gerektiğini gösterir.
Yöneticilerin siyasi tercih ile atanmasına olanak veren Üçlü Kararname Yasasının değiştirilmemesi halinde, devletin makam ve olanaklarının paylaşımı, devlet kuruluşlarının politikacıların arpalığı olması, devlet olanaklarının oy avcılığında pazarlık aracı olarak kullanılması, hiyerarşik kargaşa, günü birlik plansız uygulamalar, beyin gücü israfı, laçkalık aynen eskisi gibi devam edecek ve bu hükümetin de eskilerden hiçbir farkı olmayacaktır.
Bu güne dek yaşanan acı deneyimlerden açıkça anlaşıldığı gibi, Üçlü kararname yasası ile, sırf partili olduğu için bir devlet kuruluşunun başına yönetici olarak atanan kişilerin, gerek halka gerekse maiyetindeki memurlara karşı tarafsız hareket etmesi mümkün olmamaktadır. Çünkü politik tercihe göre göreve getirilen kişi, vatandaşlardan önce, atamayı yapan politikacı ile partiye hizmet etmeyi ön planda tutar.
Öte yandan parti kararı ile atanan yöneticiler, ne kadar başarısız olursa olsun görevlerinden alınmamaktadır. Böyle olunca da üçlü kararname ile atananlar için, başarılı hizmet vermenin hiçbir önemi ve gereği, kalmaz.
Yöneticilerin siyasi tercihle yani, Üçlü kararname ile atanması durumunda devlet kuruluşlarında; deneyimin, akademik üstünlüğün, iş bitiriciliğin, vatandaşa iyi muamele yapmanın, yansız davranmanın, çalışkanlığın hiçbir önemi olmaz. 
Çünkü Üçlü kararname ile yapılan atamalarda bunların hiç biri de dikkate alınmaz sadece siyasilere ve partiye yakınlık ve yararlı olmak dikkate alınır.
Üçlü kararname ile sebep olunan bir başka olumsuzluk da, devlet kuruluşlarında kargaşaya ve huzursuzluklara sebep olmasıdır. Bir çok atamalarda devlet kuruluşunun başına dıştan getirilenler, hem kuruluşun faaliyetlerine yabancı oldukları için, hem de o kuruluşa yıllarını verenlerin haksızlığa uğraması nedeniyle, huzursuzluğa sebep olmaktadır. Bunun yanında, dıştan atanan yönetici ile ayni siyasi kanatta olan alttaki görevlilerin çalıştırılması ve kontrolü zorlaşmaktadır.
Bütün idari, teknik hiyerarşik ve moral olumsuzluklar ve devletin çalışamayacak duruma getirilmesi yanında; siyasi tercihle atama yöntemi, küçük ülkemizin bütçesine de çok ağır yük getirir. 
Siyasi partiler geçmiş iktidarlar gibi yönetici kadrolarını yandaşlarını ödüllendirmekte kaynak olarak görmüyorsa ve değerli beyin gücünden yararlanmak amacında ise, Üçlü Kararname Yasasında yapılacak değişiklik ile, yöneticilere başka ülkelerde olduğu gibi, sadece görevde bulundukları süre içinde makam ödeneği verilmesini sağlamalı. 
  Sonuç olarak eğer amaç daha önce olduğu gibi devlet olanakları ile makamlarının paylaşımı değil de, ülkeye daha iyi hizmet etmek ise, mutlaka işin başında üçlü kararname yasasının kaldırılması üzerinde tarafların peşinen anlaşmaları gerekir. Aksi halde yeni koalisyon programının içeriği nasıl olursa olsun, hiçbir şey eskisinden farklı olmayacak ve bir çok kişinin ileri sürdüğü gibi, esas amacın devlet olanak ve makamlarının paylaşılması olduğu görüşü kanıtlanmış olacaktır.
YORUM EKLE

banner608

banner474