Geçen hafta ülkemizde siyasi bir gelişme yaşanmış ve Ulusal Birlik Partisi’nin almış olduğu karar neticesinde CTP-UBP koalisyonu sonlanmıştır. Yaşanan bu süreç sonrasında Ülkemizde yürütmenin yeniden kurulması için çalışmalar başlamış veya başlayacaktır. Yürütmenin KKTC meclisindeki mevcut siyasi partiler ve de bağımsızların uzlaşması çerçevesinde kurulması gerekmektedir. Söz konusu uzlaşma olmaz ise erken seçim kaçınılmaz olacaktır. Bilindiği üzere KKTC Anayasası’na göre Cumhuriyet Meclisi yani Milletvekilliği seçimi 5 (beş) yılda bir yapılmaktadır. KKTC en son seçim 28 Temmuz 2013 döneminde yapılmıştır. Temmuz 2013-Temmuz 2015 döneminde yaklaşık 2 (iki) CTP-DP koalisyonu ülkeye hükümet etmiştir. Temmuz 2015- Mart 2016 dönemi ise CTP-UBP koalisyonu ülkeyi hükümet etmiştir. 5 (beş) yıllık sürecin yaklaşık 33 ayı CTP başkanlığında bir koalisyon hükümet modeliyle yönetilmiştir. Geriye kalan yaklaşık 27 ayın hangi parti başkanlığında koalisyon hükümeti olacağı bugünlerde netleşmemiştir. Ya kalan bu 27 ay süresince KKTC Meclisi bir hükümet modeli çıkaracak ya da erken seçim kaçınılmaz olacaktır.
28 Temmuz 2013 tarihinden günümüze gelinceye değin ülkenin beklemiş olduğu ekonomik, mali, idari ve sosyal konulardaki sorunlara yeteri kadar çözüm üretilememiştir. Üretilmemesindeki en önemli sorun aslında koalisyon eden siyasi partilerin siyasi ve ekonomik ideolojilerinin farklı olmasından ötürüdür. Ayrıca ülkede yaşayan her bireyin şikâyetçi olduğu “hantal kamu yönetimi” veya “hantal Kamu Bürokrasisi”’nin giderek arttığıdır. Gerçek anlamda da ülkedeki bana göre de en büyük sıkıntı hantal kamu yönetimidir. Bu hantal kamu yönetimini bir kaç nedene bağlayabiliriz. Şöyle ki;
• Küçük ölçekli bir ada ülkesi olmanın vermiş olduğu dezavantajlar. Bu dezavantajlar, tüm kamu çalışanlarının siyasilere çok hızlı ulaşabilir olması veya dost-akraba ilişkilerinden ötürü bağlı bulunduğu kurumda herhangi bir sorun ile karşılaştığı takdirde sorunun hızla çözülmesi,
• Üçlü kararname ile göreve gelen bürokratların atanacakları görevle ilişkili olarak lisans mezunu olmaları hatta Yüksek Lisans aranması kamu bürokrasisinde toplam kalite ve işlevselliği artıracaktır. Nasıl ki, kamuya ilk girişte aranan koşullar olduğu gibi bürokrat atamalarda da bu koşullar olmalı ki konusunda uzman bürokratlar göreve atanmalıdır,
• Yürürlükteki 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası’nın artık günümüz Kamu Yönetimine cevap vermemesidir.
Yukarıdaki öneriler ışığında, yeni kurulacak olan hükümet veya seçim sonrası kurulacak hükümet kamu yönetiminin işlevselliğini veya kapasitesini artırmak istiyorsa; atanacak olan kadrolara konusunda uzman kişilerin atanması sağlamalıdır. Ayrıca dost-akraba yani kayırmacılığın azaltılmasını sağlayarak hiyerarşik sistemi getirmek ve sonuç olarak hantal bürokrasinin aktif bürokrasiye dönüştürülmesi mümkün olacaktır….Halkımızın beklentisi de bu yöndedir…