banner564

Kırlangıç;  Petridis ve Kazamias

“ Bir kırlangıçla bahar gelmez” diye bir söz var… Ancak tek bir kırlangıç sonuç itibarı ile karda, soğukta, ayazda;  baharın ılık ve güzel ortamını hatırlatır ve umudu besler. Bu sözü, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyaretinden sonra, Yunanistan Başbakanı Sayın Kostandinos Miçotakis ile gerçekleştirdiği toplantı sonrası oluşan, yeni ortam üzerine düşündüm. Çünkü bu ziyaret; Türkiye-  Yunanistan ilişkilerini ve Kıbrıs sorununu etkisi altına alan, soğuk rüzgârlar eserken, resmen” baharı” hatırlattı. Bu ziyaretten ötürü pozitif beklentiler arttı. Kötümser olanlar ise pek ses çıkartmadı. Bu arada olumlu beklenti içinde olanlarda temkinli davranmayı seçti. Özellikle bu konular, iç siyasetteki farklılıklar ve seçimler yüzünden istismar edilmeye çok açıktır. Çünkü milli hisler üzerinden oluşturulan dalganın üzerinden, sörf tahtası ile kaymak caziptir. 
Ancak ne isterse olsun, bu yeni süreci, itina ile takip etmeli ve ilerlemesi için katkı konmalıdır. Bunu ele alırken, aklımızdan, Rahmetli Sayın Süleyman Demirel’in şu veciz sözü çıkmamalıdır. “ Dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutamazsınız”. Bu anlamda bir sözü de Rahmetli Sayın Naci Talat söylerdi. “ Dün yaktığın mangalda, ertesi gün kebap pişiremezsin. Eğer dünkü mangalı yelpazeleyerek, ateşi canlandırıp, kebap pişirmeye niyetlenirsen, çıkan kül tozundan göz gözü görmez olur  “. Yani esas, barış ve çözümse,  ortaya çıkan yeni imkânları, dünün tecrübeleri ışığında,  ele almak gerekir. Dünün çözümsüzlüğe yol açan koşulları, yeni şartlarda, sorgulayıp, ele almak gerekir.
Bu yeni koşullarda, önemli bir değerlendirme ve sorgulama noktasını, Güney Kıbrıs’ın bir kısım etkili siyasal aktörlerinde gözlemledim. Kıbrıs Rum Toplumunun iki eski Maliye Bakanının, Politis Gazetesinde yayınlanan değerlendirmeleri bu konuda çok önemli ve cesaretli idi. Eski Maliye Bakanlarından Sayın Konstantino Petridis şöyle dedi. “ Kıbrıs sorunun içine girdiği durum ‘ Kıbrıs Cumhuriyetinin’ kalkınmasını frenliyor” dedikten sonra şunu ifade etti. “ Türkiye mülteci sorununu araç haline getirmedi. Ankara bunu araç haline getirseydi, bizi bir kaç gün içinde boğardı” dedi. Bundan sonra da şu değerlendirmeyi yaptı. “ Kıbrıs sorunu çözülmeden enerji alanındaki fırsatları kullanmak zordur “ deyip bunun, 10 önce olması gerektiğini ifade etti. Diğer Eski Maliye Bakanı Sayın Kikis Kazamiras ise şunları ifade etti. “ Kıbrıs coğrafi konumu nedeni ile Doğu Akdeniz bölgesindeki durumdan olumsuz etkileniyor. Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğü ise, ‘ Kıbrıs Cumhuriyetinin ‘ sağlıklı kalkınma perspektifini rehin tutuyor. Sorun çözülse ve Türkiye’nin bölgede enerji ile ilgili belirleyici rolü tanınsa, bunun, ‘ Kıbrıs Cumhuriyetinin’ rolünün de tanınacağını ve yükseleceğini” söyledi. Bu iki eski bakanın söyledikleri, Güneydeki resmi siyasetin tersi ve oldukça cesaretli sözlerdir. Çünkü Güneyde gerek Türkiye’ye dönük, gerekse Kıbrıs Türk Toplumunun ortaklığına yönelik, ciddi sağlıksız önyargılar vardır. Bu bakımdan bu iki bakanın sözleri, ‘dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutma’ ve  ‘dün yakılan mangalla, bugün kebap pişirmeye girişme’ yanlışının dışında, oldukça yeni, barışa ve yumuşamaya katkı sağlayacak ifadelerdir. Bu nedenle, Kıbrıs Türk Toplumunun içindeki tüm sağduyulu güçler, bu anlayışı esas almalıdır.  Türkiye ve Yunanistan arasında gelişen bu yeni ortamı;  yönetimde olanlara dönük önyargıların ötesinde, bunu besleyecek şekilde, ele almak gerekir. Ancak Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın, bu gelişmelerden sonra, Rusya ile ilgili çağrısı ve Rus oligarkları, Kuzeye davet eden açıklamaları; Güneyden çıkan bu olumlu sesleri boğmaya ve Gri Listeden, kararlılıkla çıkmak iradesi içine giren Türkiye’ye bir darbedir. Şimdi her alanda, ‘kırlangıçların’ daha fazla gelmesi için yapılacak değerlendirmelere ihtiyaç var.

YORUM EKLE

banner471

banner473