banner564

Kiriakos Kusios, İsrail – Türkiye ve çiçek bahçesi

Adamızın merkezinde yer aldığı Doğu Akdeniz'deki gerginlikler giderek gelişiyor. Güneyde, ABD Temsilciler Meclisi’nde bütçe oylaması çerçevesinde, silah ambargosunun kaldırılması mesajı sevinç yarattı. Geçitkale’ye İHA ve SİHA konuşlanması ile öfkeli tepkiler dorukta. Asıl, “ikisi de bir arada.” 
Bu arada basında çıkan İsrail kaynaklı bir haber de farklı bir duruma yol açtı. Bu, İsrail doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya nakli için iki ülke arasında temas ve görüşmeler olduğu iddiası idi. 
Bu haber, Güneyde endişeyi doruk noktasına taşıdı. Merkezi medyada bunu yalanlayacak haber ve yorumlar başı çekti. Bu hay huy içinde, Sayın Anastasiadis'in Hükümet sözcülüğüne atadığı avukat, Sayın Kiriakos Kusios’un açıklaması basında yer aldı.
Sözcü, üç aşağı, beş yukarı şunu ifade etti. ‘KC’nin Türkiye ile teması yok. Ancak üçüncü ülkeler vasıtası ile Türkiye ile görüşme imkanı arıyoruz. Bunlardan biri de İsrail’dir. Onun vasıtası ile Türkiye ile sorunları görüşmek imkanını değerlendirmek istiyoruz’ dedi. 
Bu açıklama, bunca dar milliyetçi hay huy içinde sağduyulu bir içeriktedir. Ancak ortada bir gerçek var. Türkiye ile İsrail’in ilişkileri çok sorunludur. Ancak, “KC Hükümet Sözcüsünün“ bu açıklaması temelsiz değildir. İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanması haberlerinin milliyetçi coşku eşliğinde yalanlaması içinde bu geldi. Yani Sayın Sözcü, bunu laf ola mı söyledi? Bence bu arayışların perde gerisini bilen biri olarak mesaj verdi. Bunun için İsrail ve Türkiye’nin teması olacaktır. EastMed Projesi’nin özellikle Türkiye ile Libya arasında varılan mutabakat antlaşmasından sonra, daha da sorunlu ve riskli hale geldiği gerçektir. İsrail, ekonomik olarak gazın, bir an evvel pazara ulaşmasını arzulamaktadır. Politik esneme yeteneği olan İsrail'in bunu ele alma açılımı geliştirebileceği nettir. 
“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz”; Sayın Kiriakos, Türkiye ile temasın odağı olarak bu nedenle İsrail’i işaret etti. Bu gerçekten olumlu ve akılcıl bir adımdır. Bu bir yanı ile Doğu Akdeniz’de artan tansiyonu azaltacak. Diğer yanı ile Azerbaycan gazını Avrupa'ya bağlayan TANAP Projesinden sonra Türkiye ve Yunanistan işbirliğine büyük katkı sağlayacak ikinci önemli adım olur. Bu aynı zamanda Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin yumuşaması ve iyileşmesine katkı sağlar. Bu ise Kıbrıs ve Filistin sorunları ve bölgede yeni, farklı barışçı ilişkilerin gelişmesine de katkı sağlar. 
Bundan dolayı Güney, Türkiye’yi Doğu Akdeniz'den soyutlama adımlarına değil, kendilerinin ve Kıbrıslı Türklerin ortak çıkarları ile Türkiye ve Yunanistan’ın da işbirliklerini besleyecek ve adaya BM Parametreleri zemininde karşılıklı kabul edilebilir bir çözümü ısıtacak adımları öne almalıdır. Ama yalnız onlarla olmaz. Aynı şekilde Kıbrıs Türk Tarafı ve Türkiye de bunu geliştirmelidir. Askeri seçenek ve güç gösterisi ile değil. Diplomatik barışçı adımlar geliştirilmelidir. 
Sayın Kiriakos'un gerginlik anındaki bu akıl dolu açıklaması önemlidir. Hayal deseniz dahi ileri her gelişme, akıl dolu hayallerin ortaya konması ile gerçekleşir. KKTC Başbakanlığının, Dışişleri Bakanlığının, Cumhurbaşkanlığının ve Mecliste temsil edilen partilerin bunları ele alması gerekir. Hamaset söylemleri yerine iki tarafın ve Türkiye ile Yunanistan'ın arasındaki gerginlikleri azaltıp; binlerce rengârenk çiçeğin açacağı, barış bahçesine su dökmeye ihtiyaç var. Bunu besleyelim.

YORUM EKLE

banner471

banner473