banner564

Kıbrıslı Rumları sağduyuya davet

   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Kasım’da KKTC’ye gerçekleştireceği ziyaret; özellikle de Maraş’ta piknik mesajı Kıbrıslı Rumları çok rahatsız etti…
   Koro halinde Erdoğan’a saldırıyorlar…
   Peki nedir buna sebep olan?..
   Bir de bunu düşünmeleri gerekmez mi?..
   Onları sağduyuya davet ediyorum…
   Takvimleri 24 Nisan 2004’e çevirsinler…
   Maraş’ı, Güzelyurt’u, babamın köyü Vadili dahil Mesarya’da çok sayıda  bölgeyi onlara iade etmeyi kabul eden kimdi?..
   Kıbrıslı Türkleri “evet”e cesaretlendiren ve yüzde 65 oy çıkartan Erdoğan’dan başkası mıydı?..
   İyice düşünsünler…
   Her fırsatta 40 bin Türk askerinin varlığından şikayet ediyorlar…
   Erdoğan onlara sadece 600 asker bırakmayı önerdi…
   Bunu da reddettiler…
   Sembolik miktarda askeri varlığı reddedip, sonrasında 40 bin kişiden rahatsızlık duymak nasıl bir çelişki?..
   Erdoğan onlara sadece Maraş’ı, Güzelyurt’u, güzelim Mesarya köylerini değil; asırlardır sadece Türklerin ikamet ettiği; toprağı ve suyu ile ünlü Yeşilırmak’ı da vermişti…
   O Yeşilırmak halkı; Annan Planı referandumu öncesinde bölgeye dev bir baraj yapmak isteyen Türk büyükelçisini köye sokmamıştı…
   Sonrasında köyün tamamını Rumlara vermeyi kabul ettiklerini nasıl unutabiliriz?..
 
Sam Amca da görüyor

   Kıbrıslı Rumların çelişkisini tüm dünya görüyor…
   Okyanusların ötesindeki Sam Amca da…
   Yıllar önce ‘çok önemli’ bir Amerikalı diplomat Rumların tavrını şöyle özetlemişti:
   “Bunların hayatı hayali senaryolardan başka bir şey değil…”
   Yalan mı?..
   Asla gerçekleşmeyecek bir senaryo üzerinde zaman harcıyorlar…
   Hem kendilerine, hem de bizlere yazık ediyorlar…
   Bakın açık ve net olarak tekrarlıyoruz:
   Kıbrıslı Türklerin tek derdi, doğup büyüdüğü bu topraklarda, Kıbrıslı Rumlarla birlikte dostluk ve barış içinde yaşamaktır…
   Sınır kapılarının açılması sonrasında yüzleştiğimiz faşist saldırılar, Türkiye’nin garantörlüğünde ısrarcı olmamızı zorunlu kılıyor…
   Kıbrıslı Rumların içinde sağduyu sahibi olanlar da “bizimkiler hala akıllanmadı” diyorsa; garantörlüğü sağlama almak zorundayız…
   Bizler; yeni bir anlaşma ile Kıbrıs’ta huzur ve mutluluk içinde yaşamak istiyoruz…

Singapur olurdu

   Kıbrıslı Rumlar takvimleri geri çevirip iyice düşünsünler…
   Türk askerinin adadan çekilmesini ve 110 bin Rum göçmenin geri dönmesine olanak sağlayacak bir toprak düzenlemesini, 1974’ten sonra kabul eden tek Türk lideri Erdoğan’dır…
   Erdoğan destek vermeseydi, Kıbrıslı Türkler Annan Planı’na “evet” demezdi…
   Kıbrıslı Rumlar 2004 yılında 'tek başına AB üyeliğini´ tercih edip, sonrasında Avrupa’nın baskısıyla adanın yönetimini ele geçirme planı yaparak, kendi kendilerini kandırmayı ve halklarına zarar vermeyi tercih ederek güçlü bir şekilde “hayır” dedi…
   Bunun tersini yapmış olsalardı, Erdoğan 15 Kasım’da Maraş’ta piknik yerine, ailesiyle tatil yapmaya gelirdi…
   Yarım asırdan beri atıl vaziyette olan bu güzel kent bilemediniz 2008’de turizmin hizmetine açılırdı…
   Doğu Akdeniz’in Singapur’u olurdu…
   Her iki toplum da buralarda iş bulup, güzel bir hayat yaşardı…
   Ancak; kin ve nefret duyguları üzerine kurulu Rum eğitim sistemi ve kiliselerdeki vaazlar buna izin vermedi… 
   Şimdi geçmişin hatalarını bir bir gözden geçirip; yakın bir gelecekte yeni bir anlayış ve yeni bir ruhla ya kalıcı bir çözüme yürüyeceğiz…
   Ya da Maraş’ta pikniklerin sonu gelmeyecek…

YORUM EKLE

banner608

banner473