Çünkü; ısınmanın elektriğe bağlı olduğu bir ülkede yaşıyoruz…
İnsanlar; soğuk kış gecelerinde mecburen oturma odasında olsun küçük bir soba veya klima ile ısınmaya çalışıyor…
Özellikle yaşlılar, battaniyeye sarılıp otursa da evin bir odasında mutlaka bir ısıtıcı kullanıyordur…
Ay sonunda fatura gelince gerilim yaşasalar bile, buna mecbur olduklarını düşünürler…
Elektrik konusu Kıbrıslı Türklerin yarım asırdan beri çözemedikleri bir sorundur…
Güneş enerjisinden yararlanmasını bilmeyen bir yönetim anlayışı sayesinde yıllardan beri elektrik kesintileri yaşanıyor bu ülkede…
Tüketim arttığında, fırtına çıktığında, yağmur yağdığında mutlaka arıza oluyor ve elektrikler gidiyor…
İletişim hatları yıprandığı için rüzgarlı havalarda bile elektriklerin kesildiğini görüyoruz…
Kapasite artırımına gidilse de ülke nüfusu sürekli arttığı için sorunlar devam ediyor…
Zaman zaman buna bir de yakıt krizi ekleniyor…
Denizde fırtına olduğu zamanlarda akaryakıt tankerleri adaya gelemiyor…
Göletlerin tamamına yakını kurudu
Gelelim su meselesine…
Anamur’dan dağları, denizleri aşıp da gelen suyun hayati önemi vardır…
Fakat; ülke içinde tüm bölgelere dağıtım yapılamadığı için gelen suyun bir kısmı denize akıtılıyor…
Geçtiğimiz yıllarda, deniz altındaki borularda arıza yaşandığını unutmayalım…
Bunun tekrarı olması halinde, Kuzey Kıbrıs’ın susuz kalacağını anlamak zor değildir…
Peki, alternatif projelerimiz var mıdır?..
Mesela; ülke içindeki göletlerden ve kuyulardan yararlanma veya denizden arıtma gibi…
Kuzey Kıbrıs’ın toplamda 18 göleti vardır…
Bunların yarıdan fazlası yıllardan beri ‘bakımsızlıktan dolayı’ su tutmuyor…
Böylece yağışlı aylarda sular derelere ve denize akıyor…
Göletler boş kalınca tarla sulamada kuyuların kullanımı gündeme geliyor…
Kıbrıs’ın güneyinde 17 tane geniş kapasiteli baraj olduğu halde, bazı alanlarda denizden arıtılan suyu kullanıyorlar…
Devlet; denizden arıtma maliyetinin bir kısmını finanse ederek üreticiye destek oluyor…
Kuzey Kıbrıs’ın, güneyi örnek alarak gerekli projeleri hayata geçirmemesi yüzünden hem üretim sürekli geriliyor, hem de kuyu suyu kullanımı artıyor…
Böylesi bir yaşamın sürdürülebilir olmadığını görmek ve gerekli önlemleri almak zorundayız…
Tabi görebilirsek…
KKTCyi getirdiğimiz noktada Gerçekten KKTC devletinin Türkiye’nin yardımları ile ve Bankalardan her ay Borçlanarak Maaş Ödetebilmekten başka bir iş yapabileceğini düşünebilen mi var ? KKTCnin Nüfus çokluğu ile Bakımsız Su tutmaz Göletleri ve yitirdiğimiz yerel Su Kaynakları neticesi KKTCyi Elektriksizlik gibi Susuzluk Günleri bekliyor olmasını gerçekten bilmeyenimiz mi var ? Su Kaynaklarının azaldığı Türkiye ve Güney Kıbrıs de dahil birçok Ülkenin Su tasarrufu ve Denizden Su tedariki de dahil önlemler aldığı bu zamanda ‘ ‘Enerjisi ,Parası, Plan ve Programı olmayan KKTCnin Enerji Bakanı tüm bunları bilmiyor mu yani ! İnsan Dışkılarını Çevresine Doğasına döken Altyapısız KKTCnin olmayan hangi Doğal Su Kaynaklarını konuşabiliriz ki ? İyi ki Yıllardır Ülkemiz Yönetim Beceriksizliğinden Turizmi , Üretimi ve Yatırımcıyı Yirirdik ! Aksi Halde KKTCyi bugün Elektriksizlik ve Susuzlukla ‘ GRAK- GRAK ettirmeyecekmiydik yani !