banner564

Kıbrıs’ın iki tarafı

   Rum tarafının son bir yılda neler yaptığına bakalım:
   Mısır ile ‘stratejik işbirliği anlaşması’ imzaladı...
   Lübnan, Ürdün, İran, Kuveyt, Katar ve son olarak da Bahreyn ile çok sayıda işbirliği anlaşması imzalamanın dışında, Rum müteahhitler için çok büyük ihaleler kopardı...
   Mısır ve İsrail’in de katıldığı ortak askeri tatbikatlar düzenledi...
   Rusya ile askeri anlaşmalar yaptı...
   Larnaka ve Limasol’da yeni yat limanları için dış yatırımcı getirdi...
   Hellimin ‘tek yanlı’ tescili konusunda başlattığı mücadeleyi sonuna kadar devam ettirdi...
   ‘Republic of Cyprus’, yani ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ adıyla, Avrupa Birliği tarafından tescili an meselesi... 
   Müzakerelerden çekilen taraf olduğu halde, uluslararası kamuoyunda Türkiye’yi ‘suçlu gösterme’ propagandasını başarıyla yürüttü...
   Sırada, Avrupa Parlamentosu’nun, Türkiye’yi ilgilendiren raporu var...
   Hazırlanan taslakta, Maraş’ın Rum tarafına iadesi öngörülüyor...
   Bunun karşılığında Mağusa Limanı’nın ‘açılmasından’ söz ediliyor...
   Mağusa limanı açık değil mi?..
   Açık...
   Buradan ihracat ve ithalat yapılmıyor mu?..
   Yapılıyor...
   Peki Maraş’ın iadesi karşılığında, bizim kazancımız ne olacak?..
   AB gözetiminde, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin onayı ile ihracat şansı!..
   Bu bir kazanç mı?..
   Yoksa, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni resmen tanıma mı?..
   Elbette ikincisi...
   Bunu kabul ettiğiniz anda zaten, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliği ‘bir ölçüde’ kuzeye yayılmış oluyor...
Bizim city’de neler oluyor?..
    Adanın Güney tarafı; kendi siyasetini egemen kılmak, Kıbrıslı Türkleri ‘azınlık statüsüne düşürmek’ ve Türkiye’yi adadan uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyor...
   Ağır ekonomik krize rağmen, bakanlarını, üst düzey görevlilerini bir ülkeden, diğerine göndererek Türkiye aleyhtarı eylemlerde bulunuyor...
   İslam Ülkeleri Örgütü’nü dahi etkileyerek, KKTC’den ‘Kıbrıs Türk Devleti’ olarak bahsedilmesini engelliyor!..
   Peki Kıbrıs’ın kuzeyi ne yapıyor?..
   Yılın 12 ayında, haftanın hemen her gününde maaş kavgasına bağlı olarak eylem yapıyor...
   Yılın 6 ayında iktidarı, muhalefeti ‘seçimle’ zaman geçiriyor...
   Fakat; hiç kimse, Rum tarafının masadan kaçan taraf olduğunu dünyaya anlatma ihtiyacı hissetmiyor...
   Tam tersi içimizdeki bazı kesimlerin ‘Navtex’ nedeniyle Türkiye’yi suçlayıcı girişimleri ‘tebessümle’ karşılanıyor...
   Halka gerçekler anlatılmıyor...
   Bir taraftan Türkiye’den para isteyenlerin, diğer yandan Türkiye’ye saldırmaları veya saldıranları ön plana çıkarmaları karşısında “Durun arkadaşlar, ayıp ediyorsunuz” diyen olmuyor...
   Gerçekten çok kritik, çok tehlikeli bir sürece girmiş bulunuyoruz...
   Silkinip, kendimize gelmezsek, bir süre sonra meydana gelebilecek sıkıntıları hep birlikte yaşamak zorunda kalacağız...
   İşte o zaman ‘keşke’lerin bir anlamı olmayacak...
   Halı ayağımızın altından çekilirse, kafamız beton zemine vuracak...
   Ya doğru yolu bulacağız...
   Ya da yanlışların bedelini ödeyeceğiz...
   
YORUM EKLE

banner608

banner473