Kıbrıs adasının, son 50 yılda olduğu gibi bundan sonra da şimdiki şekliyle bölünmüş kalacağına inananların sayısı az değildir…
Gerek Türk, gerekse Rum halkının neredeyse yarısı çözümsüzlüğün devam edeceğine inanıyor…
Fakat unutulan bir gerçek vardır…
O da Avrupa Birliği’nin bütünlüğü…
Kıbrıs’ın bölünmüş kalması, AB’nin temel ilkelerine aykırıdır…
O yüzden, çözümün gerçekleşmesi yönünde çalışmalar artarak devam edecek…
Bunun için en uygun olanı müzakerelerin başlaması ve sorunun diyalogla çözülmesidir…
Olmazsa, başka seçenekler gündeme gelebilir mi?..
Yeni dünya düzeni içinde her şey olabilir…
Özellikle Kıbrıslı Türkler arasında “Çözümsüzlük devam ederse bugünkü yapı sürdürülebilir mi?” sorusuna yanıt arayanların sayısı az değildir…
Tanınmamış, ambargo altında tutulan, ülke nüfusunu bilmeyen, çevresini koruyamayan, elektrik sorununu çözemeyen, her geçen gün daha da fakirleşen bir devletten söz ediyoruz…
Burada en büyük sorunlardan bir tanesi de gelecekle ilgili belirsizliktir...
Çocuğu işsiz olan aileler gibi, eğitimini tamamlamak üzere olan gençlerin aileleri de sıkıntılıdır...
Hemen herkeste “Benim çocuğumun geleceği ne olacak?” endişesi vardır...
‘Çocuğum nerede çalışacak, ne kadar kazanacak ve nasıl geçinecek?..’
İki yatak odalı bir dairenin aylık kirası 400 Sterlin olmuş...
Bu rakam asgari ücretin yarısı demektir…
Asgari ücretli adam maaşının yarısını kiraya verince, elde kalanla elektrik, su, telefon parasını da ödedikten sonra ne yiyecek, ne içecek?..
Aracı varsa hangi parayla yakıt alacak veya tamirci parası ödeyecek?..
Güneyde daha mı iyi?
Burada KKTC’nin sorunlarına bir nokta koyup, kısaca güneydeki duruma değinelim...
Corona salgını sonrasında güneydeki durum da çok iyi değildir...
Ancak onlarda AB standartlarına göre işsizlik maaşı vardır...
Devletin, muhtaç olanlara gıda yardımı aralıksız devam ediyor...
Sağlık tamamen parasızdır...
Hastanede bulunmayan ilacın parasını devlet ödüyor...
Sosyal güvenlik fonları kuzeyden çok daha sağlamdır...
Maaşlar arasında uçurum yoktur...
Kuzeydeki en önemli sorunlardan biri de gençlerin hemen hepsinin üniversite eğitimi talep etmesidir...
Özellikle erkeklerin bu tercihinde en önemli faktör askerlik sorunudur...
Sırf askerliği daha kısa süreli ve subay rütbesiyle yapabilmek için, köyünde veya babasının atölyesinde çalışmak yerine; inat ve ısrarla üniversiteye gitmek isteyen gençler aileleri mali yönden büyük bir sıkıntıya sokuyor...
Bununla kalsa sorun değil...
Gelecekte iş bulamayacağını bile bile en kolay başarabileceği bölümleri seçiyor...
KKTC Eğitim Bakanlığı ise, üniversiteleri mutlu edebilme adına, yerli öğrenciler için ihtiyaca göre kontenjan açılması konusunu zorunlu hale getirmiyor...
Çözüm ne işe yarayacak?
Öyleyse; kalıcı bir çözümün getireceklerine bakmalı…
Burada Kıbrıslı Türkler açısından en önemli sorun güvenliktir…
Nüfusu, Rumların altında olan bir toplum, geçmişte yaşananları da göz önünde bulundurarak çözüm konusunda güvenlik şartını ortaya koymak zorundadır…
İyi niyetli herkesin bu şartı anlayışla karşılamasını bekliyoruz…
Ortak anlayış sağlanır ve çözüme gidilirse, Kıbrıs adası Singapur’un turizm ve ticaretteki başarısını yakalamakta zorlanmaz…
Buna bir de doğal gazdan elde edilecek geliri ilave ettiğiniz zaman, ortaya çıkacak zenginlik herkesi mutlu eder…
İçinde bulunduğumuz süreçte; kalıcı bir uzlaşıyı ‘sağlam güvenlik’ şartıyla başarmak son derece önemlidir…
Sayın Akar’ın Bugünkü KKTC gerçekleri yazısı Kayda değerdir , KKTCyi yönetemeyen Şahinlerimiz ne kadar da Sayın Akar’ın Bugünkü yazısına Rum’cu vatan hainci diyebilseler de Bugün Kıbrıs Gerçeklerinden kaçabilmemiz mümkün değildir !
41 yıldır yalanlarla yönetilen KKTCyi maalesef Ne Bir Singapur ve ne de Bir Akdeniz’in İncisi Monaco yapabildik ! Akabinde Var Olanı Yok edip Her geçen gün fakirleşip Yoksullaşan KKTCyi talan edip Kirletip Pahalılıktan Girilemeyecek bir Ülke haline getirdik , Yaşam Standartlarımızın her geçen gün düştüğü KKTCde zamanın aleyhimize çalıştığını Yönetilemeyen KKTCde kim inkar edebilir ki ? 41 yılda KKTCyi her yönü ile getirdiğimiz yaşanması zor Bugünkü Hali ile Bizlere ‘ KENDİN ETTİN KENDİN BULDUN diyenlere ne diyebiliriz ki ? Kıbrıs’ta Dünyanın kabullendiği gerçek bir çözüm Acilen yakın bir zamanda şayet olmaz ise her geçen gün daha da kötüye giden KKTCdeki Bu günlerimizi bile yarınlarda çok arayacağımız kesindir !