banner564

Zehir uyarısı

Eskiye oranla denetimlerin artırıldığını belirten uzmanlar, buna karşın sebze ve meyvelerdeki ilaç kalıntısının önüne geçilemediğini belirtiyor

Zehir uyarısı
banner598

Ufuk ÇAĞA

Ziraat mühendisleri ve sebze meyve toptancıları, ülkede üretilen ve yurt dışından getirilen sebze ve meyvenin yeterince kontorol edilmediğini belirterek, üzerinde zehir kalıntısı olan gıdaların sofralara kadar geldiğini söyledi.

Diyalog’a konuşan, Kıbrıs Türk Zirai İlaç İthalatçı ve Satıcılar Birliği Başkanı Şevket Özen,  Kıbrıs Türk Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ozan Özyanık ve sebze-meyve toptancısı Engin Hürses, şu anki sistemde meyve ve sebzelerin kontrollerinin yüzde100 yapılmasının imkansız olduğuna işaret ederek, hal yasasının geçmesi ile denetimlerin yeteri kadar yapılacağını kaydetti.

Etiketlenme sisteminin mutlaka uygulamaya konması ve tarladan sofraya kadar olan tüm üretim zincirinin tek bir otoritede toplanması gerektiğini dile getiren Özen, Özyanık ve Hürses, gıda güvenliği tek bir otoritede toplanmasıyla işler hem daha hızlı yürüyeceğini hem de daha sağlıklı denetim yapılabileceğini belirtti.

 

Zirai ilaçlarla ilgili kontroller yetersiz

Ülkede zirai ilaçların kullanımı ve kontrolu konusunda eskiye oranla çok daha fazla kontrol yapıldığını ancak bunun yetesiz eksik olduğunu, denetimlerin süratla artırılamsı gerktiğini kaydeden uzmanlar, zirai ilaçlar konusunda en büyük sıkıntının, zirai ilaç satış ruhsatı olmayan ve ziraat mühendisi bulunmayan yerlerin satış yapması olduğunu vurguladı.

Köy kooperatiflerince konunun uzmanu olmayan kişilerce yapılan satışlarda sıkıntı yaşandığını belirten uzmanlar, bu ilaçların ne dozda, ne zaman, ne kadar atılacağının kullanıcılara muhakkak anlatılması gerktiğinin altını çizdi.

Uzmanların, ilaçların tam denetiminin yapılabilmesi için sebze ve meyvelerin muhakkak etiketlenmesi, yani bir tüketici markete gittiği zaman aldığı ürünün hangi bahçeden ve kimin tarafından üretildiğini bilmesi gerktiğini söyledi.

Şevket Özen, Ozan Özyanık ve Engin Hürses, konuyla ilgili olarak, Diyalog’a şöyle konuştu:

 

“İşinin ehli olmayanlar da ilaç satıyor”

 

Şevket Özen (Kıbrıs Türk Zirai İlaç İthalatçı ve Satıcılar Birliği Başkanı):

“Ülkemize giren zirai ilaçların tamamı AB ve Türkiye’ye giriş izni olan ilaçlardır. Yani buraya giren ilaçlarda bir düzen var ve gelen ilaçlar bellidir. Zirai ilaçlar konusunda en büyük sıkıntı zirai ilaç satış ruhsatı olmayan ve ziraat mühendisi bulunmayan yerlerin yaptığı satışlardadır. K bunların çok büyük bir bölmü de köy kooperatifleridir. Çünkü bu ilaçların ne dozda, ne zaman, ne kadar atılacağının kullanıcılara muhakkak anlatılması lazım. Ancak işinin ehli olmayanlar da ilaç sattığı için sıkıntılar yaşanıyor.

Aslında zirai ilaçların denetimleri eskiye göre daha iyidir, ama tam denetim yapılıyor da diyemem. Bu ilaçların tam denetiminin yapılabilmesi için sebze ve meyvelerin muhakkak etiketlenmesi lazım. Yani bir tüketici markete gittiği zaman aldığı ürünün hangi bahçeden ve kimin tarafından üretildiğini bilmesi lazım. Böyle bir sistemde üretici de kendisini kontrol eder ve kuralına göre ilaç kullanır. Bunun için de hal yasası ve etiketleme sisteminin muhakkak yürürlüğe girmesi gerekir.

Ülkemizde şu anda tüketicinin aldığı ürünlerin yüzde 100’ünün kontrol edilmediğini benim gibi herkes de biliyor, bu da bazı sakıncalar doğuruyor. Yani kısacası hala daha üzerinde zehir kalıntısı var olan sebze ve meyveler sofralarımıza kadar geliyor”

 

“Hal yasası çıkarılmalı”

 

Ozan Özyanık (Kıbrıs Türk Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı):

“Ülkemizde zirai ilaçların kullanımı ve kontrolu konusunda eskiye oranla çok daha fazla kontrol yapılıyor. Ama tam anlamıyla yapılıyor da diyemeyiz, bunun da süratle artırılması gerektiği kanısındayım. Aslında bildiğim kadarıyla Tarım Bakanlığı bünyesinde toplam 63 ziraat mühendisi kadrosu var, ama şu anda çalışan sayısı 30 küsür kişi civarında. Halbuki bu kadroların tamamlanması durumunda hem tarımsal alanlar daha sıkı denetlenebilir hem de yetiştirilen ürünlerin daha süratle kontrolleri yapılabilir.

Şu anda ülkemizde satılan zirai ilaçlarda herhangi bir sıkıntı yoktur, AB uyum yasalarına göre hem AB ülkelerinde hem de Türkiye’de kullanımı olan ilaçlar bu ülkeye girebiliyor. Zirai ilaçların satışında şu anda bir sistem var ve kimler bu ilaçları alıyorsa kayıt tutuluyor. Ancak bu ilaçların satışı için reçeteli sistemi önerdik, bu sistem yapılabilir, sakıncası vardır gibi tartışmalar yaşandı ama bir türlü yasallaşmadı.

Biz bu konu ile ilgili çok detaylı bir atölye çalışması yaptık ve sonuçları ile önerilerimizi eski hükümete sunduk, şu anda da yeni kurulan hükümete bu bulgularımızı anlatmaya çalışıyoruz. Tarımsal ilaçlar konusu ile ilgili yasa önerimiz şu anda Mecliste duruyor.

Bizim zirai ilaçları denetim altına alabilmek konusundaki önerimiz, kesinlikle reçeteli sisteme geçmektir. Bu ilaçların satıldığı yerlerde kesinlikle bir ziraat mühendisi olmalı ve alınacak ilaçla ilgili reçeteye muhakkak bu mühendis tarafından ne dozda, ne sıklıkla ilaç atılacağının yazılması gerekiyor.

Konuya tüketiciler açısından baktığımız zaman, yine bizim önerimiz olan HalYasasının çıkarılması önemlidir. Bu yasa ile her ürünün kendi yelpazesinde üretici birlikleri kurulması öngörülüyor. Mesela Mormenekşe’de enginar üreticiler birliği kuruluyor, böylece bu bölgede yetiştirilen bu ürünün kontrolu hem detaylı olacak hem de hangi ürünün hangi kişi tarafından üretildiği de biliniyor olacak. Bu yasa ile ülkede tüm ürünler tek bir yerden piyasaya sürüleceği için, gerekli kontroller hem daha kolay hem de daha detaylı olarak yapılabilecek. Ayrıca tüm ürünler de tüketicinin önüne kimin tarafından nerede üretildi etiketi ile gidebilecek.

Son olarak bizler tarladan sofraya kadar olan tüm üretim zincirinin tek bir otoritede toplanması taraftarıyız. Yani gıda güvenliği tek bir otoritede toplanırsa işler hem daha hızlı yürür hem de daha sağlıklı denetimler yapılabilir”

 

“Bir kamyon üründe bir tanesi denetleniyor

 

Engin Hürses (Meyve – Sebze toptancısı)

“Biz toptancı olduğumuz için üreticinin sebze ve meyveyi ne şartlarda bize ulaştırdığını bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz kadarıyla bu konuya eskiye oranla çok daha fazla önem veriliyor. Yine de insanların sofrasına giden tüm ürünlerin kontrol edildiğine çok fazla inamıyorum.

Bizim üreticiden aldığımız sebze ve meyvenin, bizde bulunduğu sürede kontrolü yapılmıyor. Ancak biz dağıtım yaptıktan sonra kontrolleri yapılıyormuş o konuda da bilgim yoktur. Aslında bu işi çözmek için en iyi yol ürünü, imkan varsa, yetiştiği yerde kontrol ederek, verilecek bir belge ile üreticinin isminin yazdığı etiketleri de üzerine koyarak satışa sunmaktır.

Bizim ülkemize yurt dışından da sebze ve meyveler gelmektedir. Bunların da tam olarak denetimi yapılmıyor, örneğin bir kamyonla 4, 5 çeşit ürün geliyorsa bu ürünlerden sadece 1 tanesinin kontrolü yapılarak ülkeye giriş izni veriliyor.

Aslında bizler de sürekli olarak basında yer alan ilaç ve hormonlu yiyeceklerden çok rahatsızız. Madem ki bu konu çok önemli artık buna kesin bir çözüm bulma zamanı geldi diyorum”

Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2014, 01:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474