Reha ARAR - Yorum
Yıl 2004. Merit Crystal Cove Oteli, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta adını yeni yeni duyurmaya başlamışken, genç şefler için düzenlenen bir yemek yarışması büyük ilgi görüyor. Bu yarışmaya, katılmayı başaran Vural Bayar, yeteneğiyle öne çıkan isimlerden biri oluyor. Onun bu azmini fark ederek yarışmaya katılmasına vesile oldum ve dönüşü muhteşem oldu. Beş veya altı madalya ile geri döndü ve böylece tüm dikkatleri üzerine çekti.
O günden bugüne, tam 20 yılı aşkın süredir aynı mutfakta aynı çatı altında birlikteyiz. Vural Bayar tam bir Mengenli. Ona mesleğini sorduğunuzda, Osmanlı saray mutfağının şeflerinin ve Büyük Atatürk’ün aşçısının da Mengenli olmasıyla övünerek söze başlar. Ardından, aşçılık lisesindeki eğitim yıllarından ve bu mesleğe adım attığı ilk günlerden bahseder. Meslek hayatında dönüm noktalarından biri, eniştesinin yemek üretim fabrikasında geçirdiği bir yaz tatilidir. O dönem, mutfağın farklı alanlarını deneyimleyerek, iş disiplinini ve lezzetin inceliklerini öğrenmiştir. Sabahları mutfakta çalıştıktan sonra esnaf lokantasında edindiği deneyimler, onun için birer eğitim niteliğinde olmuştur. Sürekli çalışarak, kendini geliştirerek ve mesleğine tutkuyla sarılarak bugün Merit Crystal Cove Oteli’nin Executive Şefi olarak büyük bir sorumluluk üstlenmektedir.
Bu otelin mutfak kültürünü en iyi şekilde temsil etmek onun için sadece bir iş değil, aynı zamanda bir misyon. Ada genelinde birçok yönetici ve şefin kariyerine burada başladığını görmek, Merit Crystal Cove’un bir mihenk taşı olduğunu gözler önüne seriyor. Kuzey Kıbrıs’ta gerçek anlamda otelciliğin ve otel restorancılığının ilk adımlarından biri olarak kabul edilen bu mekan, Vural Bayar’ın liderliğinde mutfak kültürünü ileriye taşımaya devam ediyor.
Son yıllarda, özellikle Kıbrıs mutfağı konusunda derin araştırmalar ve çalışmalar yürütmeye başladı. Merit Grubu’nun diğer otellerinde de yankı bulan bu çalışmalar, büyük ilgi gördü. Sonuç olarak, Kıbrıs mutfağı yeniden hayat buldu ve bugün, bu projeyi omuzlarında taşıyan birkaç özel şef ile ayakta kalmaya devam ediyor.
Kıbrıs mutfağı, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir ada olmasından dolayı oldukça zengin bir geçmişe sahip. Özellikle küçükbaş hayvan etinden yapılan kebaplar, dünyaca ünlü hellim peyniri, narenciye bazlı lezzetler ve otlu yemekler, bu mutfağın en belirgin özellikleri arasında yer alıyor. Geleneksel tatları yaşatmak ve günümüz mutfağıyla harmanlamak, şefler için büyük bir sorumluluk. Vural Bayar da bu mutfağın önemli lezzetleri üzerine yoğunlaşarak, hem geleneksel reçeteleri koruyor hem de modern tekniklerle yeniden yorumluyor. Kıbrıs mutfağı denildiğinde öne çıkan bazı lezzetler arasında kleftiko, mücendere pilavı, makarna bulli ve taze enginar dolması gibi yemekler bulunuyor. Bu tür özgün tatları yaşatmak, adanın mutfak kültürünü geleceğe taşımak adına büyük bir önem taşıyor.
Mutfağın temel prensipleri konusunda Vural Bayar’ın öncelikli hedefi, kalite ve tazelikten ödün vermemek. Vazgeçilmez malzemeler konusunda belirli bir sınırlama koymaktan ziyade, en iyi malzemeleri kullanarak yemeklerin potansiyelini en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyor. Onun sıkça dile getirdiği bir sözle yazıyı tamamlayalım:
"En iyi yemekler, en iyi malzemelerden yapılır ve iyi bir aşçı her malzemenin potansiyelini en iyi şekilde kullanmayı bilmelidir."