Tüm halkımızın yeni yıldan beklentilerini karşılaması, herkesin huzurlu, sağlıklı ve mutlu olması en içten dileğimdir.
Bizler de 29 Kasım 2022 tarihinde Sekizinci Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleştirerek yeni bir döneme girmiş olduk. Yoğun bir katılımla gerçekleştirdiğimiz 8. Genel Kurulumuz önemli kararlara imza atmasının yanı sıra, ortaya yeni bir vizyon koymuştur.
Casino İşletmecileri Birliği kurulduğu günden beri sektör sorunlarına çözüm üretmek, üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak ve sektörü geliştirmek için çalışmıştır.
Yasamızın geçtiği 17 Ekim 2016 tarihinden beri, yasanın bize verdiği sorumluluk bilinciyle hareket ederken çok önemli işlevlerde yüklenmiştir.
Ülkemizde Casinolara karşı oluşan önyargıları yıkmak, sektörün ülke ekonomisine sağladığı ekonomik yararı anlatmak, sektörün uluslararası kabul görmüş standartlara kavuşmasını sağlamak (ki buna oyuncuyu korumak da dahildir), devletin üstlenmesi gereken görevler olması gerekirken, tüm bu çalışmaları Casino İşletmecileri Birliği üstlenmiştir.
Bir anekdot olarak sizlere aktarmak isterim: ABD Büyükelçiliği temsilcileriyle birkaç ay önce yaptığımız son görüşme sonrasında, Büyükelçilik ekonomik işler müşaviri yaptığımız çalışmalarımızın bir bölümünü şu sözlerle özetledi: “Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir sektörün kendi kendinin denetlenmesi için bu kadar çok çaba harcadığını görmedim”
Bu sözler esasında yaptığımız çalışmaların bir bölümünü özetler. Bu çalışmaların detayına burada girmeyeceğim ancak önümüzdeki günlerde sektörümüzü ve Casino İşletmecileri Birliğini daha iyi anlatmak, kamuoyunu sektörümüzle ilgili doğru bilgilendirmek için, gerek ben gerekse Yönetim Kurulunda bulunan diğer arkadaşlarım, gerek ekranlardan gerekse gazete sayfalarından vatandaşlarımıza ulaşmaya çalışacağız. Çünkü sadece doğru bilgi temelinde oluşan algıyla doğru kararlar üretilebilir.
Yukarıda da belirttiğim gibi uzun yıllar içerisinde haksız bir şekilde oluşan olumsuz algıyı değiştirmek kolay değildi. Epey yol kat ettik ancak geldiğimiz nokta hala yeterli değildir.
1980’lerde değiliz artık. O günlerden bugünlere sektörümüze yatırım yapan birçok itibarlı firma ve iş insanları vardır. Ki bu yatırımlar sayesindedir ki KKTC yatak kapasitesi 28,000’lere gelmiş, sektörün doğrudan sağladı istihdam 9,000’lere dayanmış, sektörümüzle paralel çalışan otellerin ve hizmet ve ürün aldığımız sektörlerde çalışanlarla on binlerce ek istihdam sağlamış, ülkeye her yıl kendi bütçesinden ödeyerek getirdiği misafir sayısı neredeyse milyonlara dayanmıştır.
Ancak hiçbir sektöre ve özellikle şans oyunları sektörüne sadece ekonomi açısından bakılması çok yanlıştır. Bu bakış açısı maalesef bugün ülkemizde sektörü yöneten devlet kurumların tek bakış açısıdır. “Altın yumurtlayan tavuk” olarak baktıkları sektörümüzü küçük bir kafese tıkayıp kafesteki ışıkları sürekli açık bırakarak “ne kadar çok yumurta alırım“ mantığıyla hareket etmektedirler.
Özetle bizleri yönetenlerin sektörümüzle ilgili ne bir vizyonları ne de bir öngörüleri vardır. Sektörü yönetenlerin tek motivasyonu “sektörden bugün nasıl daha fazla alabilirim” perspektifidir.
Buna artık bir dur deme zamanındayız. Ülkenin en büyük sektörünün yanlış bilgilerle sürekli itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı dönemi kapatıp, en başata devlet yetkililerinin kamusal alanda doğru bilgi aktarmaları gerekmektedir.
Bunun en son örneğini sektörümüzle ilgili Bakanlar Kurulundan geçip Meclise sunulan 3 yasa tasarısının geri çekilmesi sürecinde yaşadık. Devletin gelirleriyle ilgili olarak kamusal alana bilinçli bir şekilde aktarılan bilgilerin tümü yanlıştı. İşin gerçeği tasarılar yasalaşmış olsaydı devletin bütçesine doğrudan yaklaşık 8 Buçuk Milyon Euro girecek, bu rakam dolaylı gelirlerle neredeyse 20 Milyon Euroya ulaşacaktı.
Bunları ayrıntılı bir şekilde, kamuoyunun bilgisine getireceğiz önümüzdeki günlerde…
Ancak bir konu var ki, bu süreçte yine yaşadık, KKTC vatandaşlarının Casinolara giriş yasağı konusunun ne kadar bilinçsizce, sığ ve hiçbir bilimsel veriye bağlı olmadan, sadece propagandist yaklaşımlarla ele alınmasıydı.
Siyasilerin neredeyse tümü, Casinolar etrafında bir “öcü” yaratmışlar bu öcüyle birbirlerini sürekli tehdit etmektedirler. Bunu yapanlar kamuoyunda “puan” kazandıklarını sanmaktadırlar.
Ancak ülkemiz insanları bu anlamsız ve temelsiz tartışma sonucunda, esas tartışılması gereken çağdaş uygulamalardan ve bilgiden uzak tutulmaktadır. Güneye geçip oradaki Casinolarda oyun oynayan insanlarımızı koruyacak hiçbir önlemi olmayan devletimiz için “kumar bağımlığı” hiçbir zaman bir sorun olarak görülmemiştir. Görmüş olsaydı bugün KKTC vatandaşlarının belirli kurallar ve Sorumlu Oyun Politikaları çerçevesinde şans oyunu salonlarına girişlerini serbest bırakırlardı. Serbest bırakırlardı ki, denetleyebilsinler.
Eğer devleti yönetenlerin kumar bağımlılığını önlemek gibi bir tasaları olsaydı, ülke insanını ve ülke itibarını çok kötü bir şekilde etkileyecek “Sanal Bahis” tasarısını gündemlerine almazlardı. Bu tasarı yasalaşırsa eğer, KKTC vatandaşları cep telefonlarından, bilgisayarlarından Casinolarda oynanan tüm oyunları ve daha fazlalarını oynayabileceklerdir. Nasıl bir mantıktır bu?
Değerli okuyucular yazıma son verirken, önümüzdeki günlerde sektörümüzle ilgili kamuoyunu bilgilendireceğimiz konuların ipuçlarını da verdim. Konu vizyon meselesidir. Bizim vizyonumuz bu cennet adanın bir başka Akdeniz devleti olan Monaco’nun sahip olduğu itibar ve prestije sahip olmasıdır.
Hiç kimse kusura bakmasın ama siyasilerimizin vizyonu ise Hindistan’ın GOA eyaleti ve Himalayalar’ daki Nepal ile şekillenmektedir.
Önümüzdeki günlerde bunları tartışacağız…
Saygılarımla
Ahmet Arkın
Vizyonunuz Akdenizli Avrupalı Monaco mu? Yoksa Hindistan ve Nepal mi?
Çokça hüzünlü az da olsa mutlu koca bir yılı geride bıraktık. Yeni yıla yeni umutlarla girmek herkesin her sektörün hakkı
YORUM EKLE