banner564

Uyuşturucu ticaretini önlemek için çaba harcanmalı

‘Güven Yaratıcı Önlemler’ üzerinde dahi uzlaşamayan liderler, hiç olmazsa sınır tanımayan uyuşturucu ticaretini önlemek için çaba harcamalı

Uyuşturucu ticaretini önlemek için çaba harcanmalı
banner598
Ufuk ÇAĞA - Çiğdem AYDIN

   Adanın kuzey ve güneyinde uyuşturucu kullanma yaşının 11’e kadar düştüğüne dikkat çeken uzmanlar, liderlerin bu konuda ortak bir ‘mücadele planı’ hazırlamasını öneriyor.
   Diyalog’a konuşan uzmanlar, Güven Yaratıcı Önlemler konusunda bugüne kadar somut adımlar atamayan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e “hiç olmazsa bu konuda ortak adım atmalısınız” diyor.
   Güney ile kuzey arasında uyuşturucu trafiğinin artış gösterdiğini ve her iki yönetimin de bundan haberdar olduğunu belirten Psikiyatris Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, bunun sadece bir toplumun değil, tüm Kıbrıs’ın sorunu olduğuna dikkat çekti.
   Sosyal Hizmetler Uzmanı Barış Başel, özellikle sentetik türü uyuşturucu kullanımındaki artışa dikkat çekerek, bu konuda acil olarak toplumsal bir seferberliğin artık şart olduğunu belirtti. USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit ise uyuşturucu madde yetmezmiş gibi şimdi bir de hammaddenin ülkeye getirilmeye başlandığını vurgulayarak, KKTC’de uyuşturucu imalathanelerinin olduğunu iddia etti.


Polis sayısı yetersiz
   Uyuşturucu ile mücadele konusunda polise çok yüklenildiğini ifade eden Barış Başel, buna katılmadığını belirtti. Başel sözlerini şöyle devam etti; “bana göre polis elindeki sayıya ve mevcut yasalara göre gereken çabayı gösteriyor. Şu anda emniyet teşkilatı 40, 50 kişiyle bu işi götürmeye çalışıyor ama bu sayı yetersizdir. Bunun yanında birçok yasa da polisin elini kolunu bağlıyor, dolayısı ile hem ilgili yasaların hem de sayının artırılması görüşündeyim. Bunun yanında Uyuşturucu Kaçakçılığını Önleme Şubesi, Gençlik Dairesi işbirliği ile okullardaki eğitimcilere, ailelere, köy köy gezilerek buradaki vatandaşlara eğitimler verildi ve gerçekten de çok büyük emekler harcandı. Ama yasaklı madde kullanımı artık bir devlet politikası olmalı ve eğitim müfredatında da yer almalıdır.”

Her içici potansiyel bir satıcıdır
Barış Başel, uyuşturucu ile mücadelenin 3 bacağı bulunduğunu ve yapılacak olan mücadelede bu 3 bacağın da yere sağlam basması gerektiğini vurguladı. Başel, mücadelede ilk ayağın koruyucu, önleyici önlemler, ikinci ayağın kolay ulaşılabilirliği önlemek ve son ayağın da bağımlıların tedavi ve rehabilitsayonu olduğunu belirterek şöyle devam etti, “Her içici potansiyel bir satıcıdır, uyuşturucu maddeler pahalı olduğu için içiciler kendi paylarını sağlayabilmek amacıyla genellikle yeni bağımlılar yaratma çabası içerisinde olur. İşte bu sebepledir ki bağımlıların rehabilitasyonu ve tedavisi çok önemli bir bacaktır. Eğer bu işlem gerçekleştirilirse hem bağımlı hem de potansiyel diğer bağımlı adayları kurtulmuş olur.”

Sadece uyuşturucu bağımlılığına takılmak yanlış
Ülkemiz eğitim sisteminde sadece matematik, Türkçe gibi konulara odaklanmanın hatalı olduğunu söyleyen Barış Başel, hayır deme becerileri, öfke kontrolü, sağlıklı iletişim becerileri ve sosyal yaşam becerileri gibi konuların da eğitim sisteminde olması gerektiğini vurguladı. Başel bağımlılık olgusunun farklı bir yüzünün daha olduğunu belirterek şunları aktardı, “Kişilerde sık davranış tekrarı problemi de vardır, örneğin sanal seks bağımlılığı, saatlerce internette porno siteleri gezmek, gece kulüplerinden çıkmamak, özellikle gençlerde teknoloji bağımlılığı. Bunlar da bağımlılıktır ve ben sadece uyuşturucu bağımlılığına takılınmasını da kınıyorum.”

Denetim gerekiyor
Ülkemizde uyuşturucu kadar sigara ve alkolün de tehlikeli olduğunu belirten Başel, buranın satışının yapıldığı yerlerin muhakkak kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Gençlerin eğlenmesine kesinlikle karşı olmadığını belirten Barış Başel, yine de bu tarz yerlerde içiki satılıyorsa yasal sınırın altındakilerin alınmaması gerektiğini de vurguladı.

Gökyiğit: Kapılar açıldı, mafyalar buluştu...
Uyuşturucu, Sigara ve Alkolle Mücadele Derneği Başkanı Ayşe Gökyiğit, sınır kapılarındaki güvenlik zafiyetine de dikkat çekti. Gökyiğit, KKTC’de uyuşturucu imalathanesi olduğunu iddia etmekle kalmıyor, Güney ve Kuzey sınır kapılarının açılmasıyla yalnızca toplumların değil, iki taraftaki mafyaların da buluştuğunu savunuyor. Bu işin şakası olmaz diyen USAM Başkanı, “Giriş çıkış noktalarındaki kontroller artırılmalı, X-Ray cihazları alınmalı” ifadelerini kullandı.
Ayşe Gökyiğit personel sayısının yetersiz olmasına rağmen Narkotik Şube ekiplerinin ve eğitilmiş köpeklerin iyi iş çıkardığını söyledi..
USAM Başkanı, 3 ila 10 gram arasında değişen uyuşturucuyla yakalananların mahkemelere çıkarıldığını fakat bu işin kökünün nerden geldiği noktasında tatmin edici hiçbir açıklama yapılmamasına ya da tutuklama olmamasına isyan ederek, “Uyuşturucu maddeleri taşıyan kuryeler yakalanıyor ama bunları insanlara taşıması için verenler, yüreklendirenler var, onları da yakalamaktır marifet” şeklinde konuştu.


Çakıcı: Çocuklarımız deliriyor 
Konu hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz Prof. Dr. Mehmet Çakıcı da USAM Başkanı Ayşe Özyiğit’le hemfikir. Çakıcı’ya göre de KKTC uyuşturucu konusunda transit noktalardan biri. Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde “özel eğitim” programlarının başlatılması ve ivedi olarak ders müfredatlarına konması gerektiğini söyleyen Çakıcı, özellikle Bonzai gibi sentetik uyuşturucuların akıl hastalığına neden olduğuna dikkat çekti,  “çocuklarımız ne yazık ki göz göre göre deliriyor” dedi.

Kullanım iki tarafta da arttı
Çakıcı, adanın her iki tarafında uyuşturucu kullanımının arttığını, sınırlardan geçişlerin olduğunu belirterek, Kıbrıs sorununun çözümünde başarısız olan liderlerin hiç olmazsa bu konuda işbirliği yapmalarının şart olduğuna değindi. Çakıcı “iki toplumun da gençleri zehirleniyor. Sınırlardan geçişler oluyor. Bu konuda ortak bir mücadele programı hazırlamalarında fayda var” şeklinde konuştu.

“Kullanım yaşı 11’e kadar düştü...”
Yapılan bilimsel çalışmalara da değinen Çakıcı, “ülkemiz için yaptığımız bilimsel çalışmalar uyuşturucu kullanım yaşının son yıllarda 11’lere kadar düştüğünü bizlere göstermiştir. 15- 16 yaşlar ise en yaygın kullanım yaş aralığıdır ve bu konuda Milli Eğitim, sivil toplum, aileler, avukatlar, gençler, çocuklar ciddi anlamda eğitim almalı, bu özel bir eğitimdir normal kitap okumak ya da okutmaktan bahsetmiyorum” dedi. 
2000’li yıllarda lise ve ortaokullar için uyuşturucu madde kullanımı ile ilgili özel bir eğitim programı hazırladıklarını da hatırlatan Mehmet Çakıcı fakat bunun yetkililerce kabul görmediğini şaşkınlıkla karşıladığını belirtiyor.
Uyuşturucu kullanım yaşının 11’lere kadar düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Mehmet Çakıcı bir konudaki şaşkınlığını ise şöyle özetliyor: “Çok ilginçtir, üniversite gençleri daha çok uyuşturucu kullanıyor, bunu ilginç kılan şeyse okumuş olmalarıdır. Bu bize neyi gösteriyor okumuş olmak, üniversitede olmak bu maddelerin kullanımına engel değil, özel bir eğitim programıyla gençlerimizi kurtarmalıyız. 14 yıl önceye göre uyuşturucu kullanım yaşı şimdilerde çok aşağılara indi, bunu görmezden gelmek geleceği delirtmek demektir. Çünkü Bonzai’nin en büyük etkisi akıl hastalığıdır.” 


Mevsimler: Devlet gençlere iki satır yazıyla değer veriyor 
Görüşüne başvurduğumuz bir diğer isim ise Av. Muhabbet Mevsimler… Uyuşturucu suçlarında verilen cezaların kullanıcı veya satıcı, temin edici gibi ayrımlar yapılmaksızın verildiğini sentetik kimyasallar ve bonzai türü uyuşturuculardaki cezaların ise maksimum 15 yıla kadar çıktığını söyledi.  Devleti, uyuşturucuyla mücadele konusunda bir politikası olmamakla suçlayan Muhabbet Mevsimler, küçük bir ülke olmasına rağmen KKTC’de alınan önlemlerin yeterli olmadığını savundu. 

“Cezaevinde rehabilite çalışması yok...”
30 Haziran 2011 tarihinde değiştirilen yasaya dikkat çeken Mevsimler; uyuşturucu ithali, tasarrufu, satma, temin etme, kullanma olarak cezaların 15 yıllık hapisliğe kadar çıkarıldığını 
ancak öngörülen ceza miktarının ise 20 yıla kadar çıktığını vurguladı. 11 yaş grubunun ise yasaya göre hala çocuk olarak tanımlandığı için herhangi bir hapislik cezasının mahkemeler tarafından verilmediğini söyledi. 
Uyuşturucu madde ithali veya satıcısı konumunda olan kişilerin cezaevine gönderildikten sonraki sürecini de es geçmiyor. Zira Mevsimler’e göre cezaevinde herhangi bir rehabilite çalışması yapılmıyor. Düşüncelerini ise şu sözlerle özetliyor: “İnsanları kullanıcı ya da satıcı olarak yakalandığı zaman cezaevine gönderiyoruz. Fakat orada ne yazık ki bu kişiler özellikle de satıcılar başka uyuşturucu tacirleri ile tanışıyor ve daha büyük mafyalara bulaşabiliyor.  Kullanıcılara gelince onlar da cezaevine gönderiliyor fakat tedavi edilmiyor. Cezasını çekip çıkınca yine aynı sorunlar yaşanıyor bu da bize devlet politikamız olmadığını ve devletin gençlere ne kadar değer verdiğini gösteriyor.” 

Güncelleme Tarihi: 22 Ağustos 2014, 14:13
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474