Din Görevlileri Sendikası, Din İşleri Dairesi altında kadrosuz olarak görev yapan din görevlilerine iş güvencesini sağlayacak yasal düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle Başbakanlık önünde eylem yaptı.

Sendika, iş güvencesi konusunda adım atılmaması durumunda 14 Ocak’ta, daha geniş çaplı bir eylem gerçekleştireceğini açıkladı.

Eylemde, Din Görevlileri Sendikası Başkanı Süleyman Çakır, Din Görevlileri Birliği Başkanı Fahrettin Öğdü ve Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Yakup Latifoğlu birer konuşma yaptı.

Eylemde, “Üvey Evlat Olmak İstemiyoruz”, “Güvencesiz Çalışmaya Son” ve “Para Değil Yasa İstiyoruz” yazılı pankartlar açıldı.

Din Görevlileri Sendikası Başkanı Süleyman Çakır, Din İşleri Dairesi Yasası’nın yeniden düzenlenmemesi halinde 14 Ocak’ta daha geniş kapsamlı bir eylem gerçekleştireceklerini kaydetti.

Çakır, “Duyarlı olun, teşkilat yasamızı geçirin. 260 tane çalışanın içerisinde yalnızca 20 tane kadrolu vardır” dedi.

Öğdü:  İnsani istekleri suistimal edilmekte

Din Görevlileri Birliği Başkanı Fahrettin Öğdü ise, din görevlilerinin yılladır yasal düzenleme talebinde bulunduğunu söyledi.

Öğdü, “Din görevlilerinin insani istekleri suistimal edilmektedir... Yüzde 97’si geçici ve hiçbir yasal güvencesi olmayan bu din görevlilerini daha ne zamana kadar bekleteceksiniz” dedi. Din görevlilerini işini güvence altına alacak yasal düzenlemenin yapılması için hükümete çağrıda bulunan Öğdü, ülkede büyük sorunlar bulunduğunu ancak sorunları çözmek yerine sorunlara sırt dönüldüğünü ileri sürdü.

Latifoğlu:Teşkilat yasası yeniden ele alınmalı

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Yakup Latifoğlu ise, din görevlilerinin yıllardan beridir bulundukları kurumda iş güvencisinden yoksun hizmet verdiğini vurguladı. Yıllardan beridir din görevlilerine iş güvencesi sağlamak için mücadele verdiklerini kaydeden Latifoğlu, Ulusal Birlik Partisi döneminde bir noktaya getirilen yasa çalışmalarının erken seçimden dolayı kadük olduğunu söyledi. Latifoğlu, din görevlilerinin bağlı olduğu Vakıflar İdaresi yetilileriyle de görüşmeler gerçekleştirdiklerini ancak tüm gayretlere rağmen Başbakanlık’tan konuları görüşmek amacıyla randevu almanın mümkün olmadığını savundu.